Sanat Meclisi, 2022 yılının haziran ayına ait “Sanatta hak ihlalleri” raporunu yayınladı. Yasaklamaların arttığına dikkat çekilen sonuç bildirgesinde, “Ülkedeki fiyat artışları ülke halkının büyük çoğunluğunu sıkıntıya soktu. Sanatçılar böyle durumlarda iki yanlı bir darbeye maruz kalıyorlar. Bunlardan biri yüksek fiyatlardan ötürü müşteri kaybına uğrayan mekân sahipleri canlı müzikten vazgeçiyorlar. Müzisyenler iş bulma sıkıntısı yaşıyorlar. Öte yandan ise her kalemde fiyatlar birkaç misli yükselirken sanatçının alacağı ücrette bir artış olmuyor. Bu arada konser yasakları yoğun tepkilerle geriletilirken bu kez de kültür merkezlerine saldırılar oluyor, çeşitli oyunlar ve özellikle de Kürtçe oyun yasakları sürüyor. Sanatçılar yaşanan sıkıntıların farkında ve yeni çözüm yolları arıyor. Çözüm mutlak bulunacak” denildi.
Ay içinde gerçekleşen hak ihlalleri şöyle sıralandı:
BAKAN YARDIMCISINDAN PROVAYA MÜDAHALE
Türkiye, belki de dünya tiyatro tarihinde bir ilk yaşandı. Aktarılanlara göre; Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, Başkent Kültür Yolu Festivali için hazırlığı yapılan gösterinin provalarına katılmış, oyuncuların kıyafetlerine, ışığa ve dekora karışmış, bu müdahaleye tepki gösteren yönetmen Adnan Erbaş ise gösteriyi bırakmış. CHP Kültür ve Sanattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, Bakan Yardımcısı Yavuz’un mobbingini ve Başkent Kültür Yolu Festivali rotasında Anıtkabir olmamasını Meclis gündemine taşıdı. İlgezdi, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a verdiği önergede şu soruları sordu: “Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz’un mezun olduğu okullar hangileridir? Bugüne kadar tiyatro ile ilgili hangi eğitimleri almıştır, sahneye konacak oyuna müdahale yetkisi nereden gelmektedir? Oyunun rejisine karıştığı doğru mudur, bu Bakan Yardımcısı hakkında bir soruşturma açılacak mıdır? Devlet Tiyatroları genel müdürünün yetkisinde olan ve sanatsal görevlileri de içeren bütün atama yetkilerini kendi üzerine almasının dayanağı nedir? 70’i aşkın durakta, 300’den fazla etkinliğe ev sahipliği yapan Başkent Kültür Yolu Festivali rotasında neden Anıtkabir’e yer verilmemiştir?”
TARTUFFE’YE ADANA’DA YASAKLAMA
Adana Valiliği, Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda sahnelenecek olan “Tartuffe” adlı Kürtçe oyunu “uygun görülmemiştir” diyerek yasakladı. Valilik, “il sınırları içinde huzur ve güvenliği bozacağı” gerekçesini göstererek, kararını 5442 sayılı İl İdare Kanununa dayandırdı. Mersin Valiliği ise, oyunun oynanmasına izin verdi.
MÜZİK SUSTURULAMAZ
MÜZİSYENLER SUSMAZ
1134 müzik yorumcusu, besteci, söz yazarı, aranjör, müzik yapımcısı, müzik yazarı ve menajer; müzik yasaklarına karşı, “Müzik Susturulamaz, Müzisyenler Susmaz” başlığı altında ortak bir açıklama yaptı: “Sanat hepimiz için. Müzik hepimiz için. Gözünüze, kalbinize, vicdanınıza indirilmiş perdeyi kaldırın. Şarkıların, dünü bugüne, bugünü yarına bağladığını; bizleri ayrıştırmadığını, aksine birleştirdiğini göreceksiniz.” 91 yaşındaki sanatçı Rüçhan Çamay’ın ilk imzacılarından olduğu bildiride; Aynur Doğan, Belkıs Akkale, Burhan Şeşen, Bülent Ortaçgil, Cahit Berkay, Ceylan Ertem, Edip Akbayram, Erkan Oğur, İlhan Şeşen, İlkay Akkaya, Hayko Cepkin, Melek Mosso, Jehan Barbur, Athena, Redd, Babazula, Mor ve Ötesi, Zülfü Livaneli gibi tanınmış isimler de var. Açıklama özetle şöyle: “Mutluluğu ya da mutsuzluğu yasaklayabilir misiniz? Neşelenmeyi ya da hüzünlenmeyi? Acıyı? Sevinci? Yası, hasreti, öfkeyi, umudu, coşkuyu yasalarla, yasaklarla ya da valilik kararlarıyla yok edebilir, ortadan kaldırabilir misiniz? İşte bu yüzden müziği de sanatı da yasaklayamazsınız. Olsa olsa bir konseri, bir sanat yapıtını ya da etkinliğini yasaklarsınız ve böylece sanata, müziğe, şarkılara, türkülere, stranlara engel olduğunuzu zannedersiniz. Yanılırsınız. Müziğe saldırı tümden insanlığın ruhuna saldırıdır. Sanatından başka geçim kaynağı olmayan, enstrümanlarını satmak zorunda kalan, müzikle sanatla hiç ilgisi olmayan işlerle hayatta kalmaya çalışan binlerce müzisyenin sorunları, çığlıkları yazık ki bu yasakları koyanların vicdanına ulaşamadı. Yasaklara gerekçe olarak ‘kamu güvenliği’, ‘toplumun ahlâkî değerleri’ gibi ucu açık ifadeler kullanılıyor. Bu kararların ardında talimatı, altında imzası olanlara seslenmek istiyoruz: Menajerleri, organizatörleri, ses ve ışık teknisyenlerini, doğrudan ya da dolaylı olarak sektörden beslenen herkesi, aileleriyle birlikte cezalandırmış, sofralarındaki ekmeği almış oluyorsunuz. Kendi yaşam anlayışınızı bütün topluma dayatmaya çalışıyorsunuz. İstiyorsunuz ki, koca bir toplum sizin istediğiniz gibi, siz istediğiniz sürece ve sizin izin verdiğiniz kadar yaşasın. Bunun için sanata, sanatçıya, emeğe, şarkılara saldırarak insan ruhuna topyekûn pranga vurmak istiyorsunuz. Büyük yanılgı içindesiniz. Bu ülkenin tek sahibi değilsiniz. Bu ülkenin sahibi hepimiziz. Sanatçıların koruma altında olduğunu söyleyen yasalar günü gelecek gerçekten uygulanacak. Gözünüze, kalbinize, vicdanınıza indirilmiş perdeyi kaldırın. Şarkıların, dünü bugüne, bugünü yarına bağladığını; bizleri ayrıştırmadığını, aksine birleştirdiğini göreceksiniz.”
ALTERNATİF FESTİVALDE
TERS KELEPÇELİ GÖZALTI
Konser yasaklarına tepki gösteren üniversiteliler, düzenlemek istedikleri "Alternatif Üniversiteli Festivali" kapsamında İstanbul Moda'da bir araya gelmek istedi ancak polis müdahalesiyle karşılaştı. Polis ablukasına alınan gençler, “Kağızman’a ısmarladım nar gele” türküsünü söyledi. Ablukayla karşılaşan öğrenciler ile polis arasında arbede yaşandı. En az 25 öğrenci ters kelepçelenerek gözaltına alındı.
SEFO SAHNEDEN İNDİRİLDİ
Ünlü rapçi Sefo, AKP'nin Covid-19 salgınını bahane ederek sürdürdüğü 'müzik yasağı' gerekçesiyle, Valilik kararıyla Bodrum’da verdiği konserde sahneden indirildi. Duruma tepki gösteren ünlü isim, "Bu saçmalık ya, bu yasak 01.00’e kadar değil miydi?" ifadelerini kullandı.
SOSYAL MEDYADA HEDEF GÖSTERİLİNCE…
Türkiye Yayıncılar Birliği; “Aşk ve Dostluk” ve “Küçükler ve Büyükler” kitaplarının sosyal medyada hedef gösterilmesinin ardından bazı e-ticaret sitelerinde ve kitabevlerinde satışının durdurulmasına karşı açıklama yaptı: “Çocukları hayata dair olaylar üzerine düşündüren ve yaşanabilecek tehlikelere karşı basit ve somut şekilde nasıl koruyabileceklerini anlatan, Fransız Yazar Brigitte Labbé’nin yazdığı ‘Çıtır Çıtır Felsefe’ dizisinin iki kitabı, içinde pedofili olduğu gerekçesiyle sosyal medyada tepki toplamış ve bunun sonucunda bazı e-ticaret sitelerinde ve kitabevlerinde kitabın satışı durdurulmuştur. Tepki verirken ilgili kitapları çoğu zaman tam okumadan, kitapların içeriğine dair doğru düzgün bilgi sahibi olmadan, ne anlatıldığını anlamaya çalışmadan, kitaplarla ilgili herhangi bir bağımsız değerlendirmeyi öncelikle yapmadan, sadece sosyal medya tepkilerine dayanarak kitapların satışını durduran veya raflardan kaldıran, gerekli araştırmasını ise ancak sonraya bırakan yaklaşımlar da aynı derecede sorunludur. Bu tür eğilimler, ülkemizin kültürel çeşitliliği ve çocuklar ve gençlerin gelişimine yönelik nitelikli kitaplarla ve bunları üreten eser sahiplerinin ve yayıncıların maddi-manevi zarar görmesine sebep olmaktadır.”
CEGERXWÎN’İN BÜSTÜ KALDIRILDI
Kürt yazar ve şair Cegerxwîn’in Kine Em Parkı’nda bulunan büstünün kaldırılmasına bir açıklamayla tepki gösterildi, açıklamayı ise kayyum atanan Batman Belediyesi’nin eski eş başkanı Songül Korkmaz okudu: "Kayyım tek dil, tek din, tek ulus paradigmasına dayalı faşist ulus devlet anlayışına karşı, demokratik ulus paradigmasını benimseyen çok dilliliği ve kültürel farklılığı zenginlik olarak gören, farklı etnisiteleri tanıyan ve savunan HDP Belediyeciliğini ortadan kaldıran faşist bir rejimdir. Bu faşist anlayış, Kürt aydın ve şahsiyetlerinin heykel ve büstlerine zarar vererek ve ortadan kaldırarak tahammülsüzlüğünü göstermektedir. Dün Doğu Beyazıt’ta Ahmede Xane’nin heykelini parçalayarak kaldıran, Siirt’te Celadet Ali Bedirxan ismini taşıyan kütüphaneyi yıkarak gösteren anlayış, bugün Batman’da Kine Em Parkında ki Cegerxwin’in büstünü kaldırarak kendini göstermektedir. Kürt aydınlarının ismini taşıyan cadde, sokak ve parkların isimleri değiştirilirken Batman parklarına Karabağ ismi verilmektedir. Diyarbakır parklarına Devlet Bahçeli ismi verilmeye çalışılabilmektedir. Kısacası Kürde ait her şeyi yok eden, bir hafıza kırımı ve değersizleştirmeyi dayatan Şark Islahat Planının güncellenmiş hali olan bir faşist anlayışla karşı karşıyayız. Bu anlayışı kınıyoruz. Kürt şairi ve aydını olan Cegerxwîn’in kaldırılan büstünü ivedilikle yerine konulmasını talep ediyoruz. Halkımızı bu hürmetsizliğe karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz.”
YÜZDE 70’İ YARI ZAMANLI ÇALIŞIYOR
21 Haziran Dünya Müzik Günü’nde yayımlanan "Türkiye’deki Müzik Emekçilerinin Çalışma Koşulları ve Gelir Durumları Üzerine Araştırma Raporu"nda müzik emekçilerinin çalışma koşulları ve kovid-19 pandemi sürecinde yaşadıkları ekonomik hak kayıpları ele alındı. Raporda ankete katılanlardan yüzde 63’ünün hiçbir sosyal güvenlik kaydı olmadan çalışmak zorunda kaldığı, yarı zamanlı çalışma oranının yüzde 70 olduğu tespit edildi.
BODRUM’DA ORKESTRASIZ KONSER
16 yıl aradan sonra müziğe geri dönüş yapan ve Bodrum Yalıkavak’ta sahne alan Mahsun Kırmızıgül, polisten gelen uyarı üzerine konserine orkestrasız devam etmek zorunda kaldı. Kırmızıgül müzik yapamayacağını öğrenince seyircilerden özür dileyip şarkılarını canlı okudu. Kırmızıgül, seyircisinden ücret alınmayacağını açıklayarak, “16 yıl sonra Bodrum’a çıkıyorum ama maalesef sesimizi kıstılar. Ben bu akşam canlı okuyacağım. Gelen herkes misafirimizdir” ifadelerini kullandı.
ANAYASA’YA AYKIRI YASAKLAMA KARARI
Berû adlı Kürtçe oyununun Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı tarafından yasaklanmasına ilişkin yapılan başvuruyu değerlendiren İstinaf Mahkemesi, Kaymakamlığın yasaklama kararını Anayasa’nın temel ilkelerine aykırı buldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları tarafından salgın döneminde özel tiyatrolara destek projesi kapsamında Gaziosmanpaşa Sahnesi’nde sahnelenmesine saatler kala “Bêrû” (Yüzsüz) adlı Kürtçe tiyatro oyunu, Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı tarafından “Kamu düzenini bozabileceği” gerekçesi 13 Ekim 2020'de yasaklanmıştı. Mevcut yasaklamaya ilişkin İçişleri Bakanı İsmail Çataklı yönetmeni Dario Fo’nun yazdığı oyun için “PKK propagandası” savunması yapmıştı. Mevcut karara ilişkin Teatra Jiyana Nû tarafından yapılan açıklamada, “İtirazlarımızda sunduğumuz savunma ve argümanların haklılığını teyit etmiş, Gaziosmanpaşa Kaymakamlığının almış olduğu yasaklama kararının Anayasa’nın temel ilkelerine aykırı ve hukuken geçersiz olduğuna kesin olarak karar vermiş ve karara karşı itiraz yolunu kapatmıştır. Bu karar da göstermiştir ki anadilimizde tiyatromuzun yasaklanmasına ilişkin uygulamalar, Anayasal hakları açıkça çiğnemektedir. Bölge idare Mahkemesi'nin almış olduğu bu kararın resmi kurum ve mahkemeler tarafından göz ardı edilemeyeceğini umuyor, tiyatro oyunlarımızı dünyanın her tarafında olduğu gibi Türkiye'de de özgürce oynamaya devam edeceğimizi kamuoyuna duyuruyoruz” denildi.
MÜZİK MERKEZİNE SALDIRI
Sanatçı Haluk Tolga İlhan’ın adını taşıyan müzik merkezine kimliği belirsiz kişilerce saldırı düzenlendi. İlhan, Rumeli Hisarüstü Mahallesi'nde bulunan müzik merkezine yönelik saldırıyı sosyal medya hesabından duyurdu: "Dün gece kimliği tespit edilemeyen kişi/kişiler tarafından Haluk Tolga İlhan Müzik Merkezi'ne saldırı düzenlendi. Dış saha camlarının kırıldığı bu adice hareketin muhalif kimliğimize karşı olduğunu biliyorum. Böyle korkakça kaçak dövüşecek insanlar değiliz. Burdayım, hodri meydan!" ifadelerini kullandı ve kırılan camların fotoğrafını paylaştı.
Şair ve yazar Ahmed Arif'in Sur ilçesinde Çiftkapı ile Tekkapı arasındaki parkta bulunan büstünde yazılı olan Diyarbekir Kalesinden Notlar şiirinin dijital baskısına, kimliği belirsiz kişi veya kişilerce zarar verildi. Ahmed Arif”in büstü 5 yıl önce de iki kişinin saldırısı sonucu tahrip edilmiş, büst Büyükşehir Belediyesi tarafından onarılarak, tekrar yerine konulmuştu.”