Yarılma ya da kırılganlık noktalarından biri

 

 

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), TBMM’deki 4 siyasi partiden biri. Yani, ülke politikasına yön veren siyasi öznelerden.

Genelde, Kürt kökenli siyasetçilerin örgütlü olduğu bir siyaset çatısı. Bu çatının altında ulusalcı yaklaşımı olanlar da var, enternasyonel yaklaşım sahipleri de. Dolayısıyla, zamanla birbirleriyle ters düşen açıklamalar yapan önemli siyasal figürlerin yan yana durduğunu görmemize yardımcı oluyorlar.

Ama, öyle konular var ki, farklı yaklaşımları, kamuoyuna yansıdığında partinin siyasal stratejisi daha bir tartışılır, dostları arasında da güven sorununun daha bir aşınır noktaya geldiği kesin.

İşte, o yaklaşımlardan biri, bugünlerde yaşandı. Aktüel olması dolayısıyla da çok tartışılır durumda.

BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, "MİT görevlerini üstlenmişse ve ilk kez MİT bu süreci götürüyorsa ve saldırıya maruz kalıyorsa biz buna seyirci kalmayız. Ben burada Hakan Fidan ve ekibini kutluyorum. Bir yıldır çatışmasızlık süreci yaşanıyorsa ve burada MİT'in bir katkısı varsa bundan mutluluk duyarız." Söyledikleri çok açık ve net.  Sakık, ulusalcı bir yaklaşımla MİT Müsteşarı Fidan’ı ve dolayısıyla da AKP’nin bu konudaki stratejisini kutsamış.

Bu tavrın, Gezi Parkı eylemleri sırasında, ‘’Gezi eylemleri, hükümeti devirmeye yöneliktir. Bu eylemler sürece zarar verebilir’’ diyerek zımmi AKP destekçiliği yapan yaklaşımdan hiç farklı değil.

Ama, BDP’nin resmi sözcülerinin de bu anlayıştan farklı olan açıklamaları var. İşte, TBMM Grup Başkanvekili Pervin Buldan’ın sözleri…

“Sırrı Sakık’ın ifade ettiği MİT’e, özellikle Hakan Fidan’a teşekkür ediyorum ifadesine katılmıyorum. Roboski, Geber ve Lice olayı ortadayken bizim MİT’e teşekkür etmek gibi bir hakkımız yoktur. Teşekkür edilmesi gereken yerler farklı yerlerdir. Bugün bu süreci başlatmış olan İmralı Cezaevinde yatan sayın Abdullah Öcalan’a ben teşekkür ediyorum. Bu çatışmasızlık sürecinin devam etmesi gerektiğini savunuyor ve bu sürecin garanti altına alınmasını gerektirecek olan yasaların acilen Genel Kuruldan çıkarılması gerektiğini ifade ediyorum."

İşte size yarılma ya da ‘’çok ciddi kırılma noktalarından biri…

Ciddi bir kitlenin umut bağladığı siyasal özneler içerisinde bu kadar temel temele zıt görüşleri savunup da yan yana durmak çok kolay değil. Bu duruş, somut işler çıkartılmasına da engel.

İşte tam da bu yüzden BDP Türkiye partisi olamamış, bunu sağlamak için çatı partisi girişimiyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) kurulmuştur. Ama, aynı sıkıntının bu partide de yaşandığı ve yaşanacağı aşikardır.

Bu yüzden, işçi sınıfının ve ezilen halkların çıkışının düzen değişikliğinde olduğunu, bu çıkışın da sosyalist bir cumhuriyete işaret ettiğini unutmadan fabrika ayarlarına geri dönülmelidir.

Bu zemin kimi zaman çamurlu, kimi zaman tozlu, kimi zaman yağmurun da etkisiyle kaygan, kimi zaman ise buz tuttuğu için kırılmaları artırıyor. Dolayısıyla, bu zeminde insan gücünü unutmadan ama tamamını o güce adayan bir mücadeleyi tercih etmek, her zaman yarılma ya da kırılganlık noktalarını artırmadan daha fazla bir sonuç çıkarmaz.