Çok zengin bir ülke değiliz.
Mevcut kaynaklarımızı doğru ve yerinde kullanmalıyız.
Aksi halde tüm kötülükler yoksulluktan fukaralıktan meydana geliyor.
Karnını doyuramadığınız, üstünü başını giydiremediğiniz insan sizin sözünüzü dinlemez, size itaat etmez.
Bu konu aile için de geçerlidir, devlet için de önemli kuraldır.
Bu yüzden güçlü devletler yurttaşlarını korur kollar ve yalana başvurmazlar.
Çarşamba ve perşembe günü önemli bir habere imza attık.
Gebze Yavuz Selim mahallesinde üç yıl önce yapılan sağlık ocağının pek çok yerinde çatlamalar meydana geldi.
Muhabir arkadaşımız mahalle muhtarı Şükriye Kavran ile görüştü.
Üç yıllık bir binanın çökmesini hayretle karşıladıklarını söyledi.
Bu durumu herkes bildiği halde kimsenin birşey yapmaması anlaşılır gibi değil.
Sağlık ocağının sorumlu hekimi ise her yere başvurdukları halde bir çözüm bulamadıklarından yakındı.
Yine bir başka kişi mahalle sakini Mürsel Fındık ise inşaat yapılırken müteahit ve ilgili kişilere zeminin yumuşak olduğu uyasında bulunduklarını söyledi.
Aldığı cevap “sen mühendis misin” diyerek kendisini terslediklerini ifade etmiş.
Ortada bir sorun var.
Sıkıntıyı yaşayan insanlar ilgili kurumlara yaşadıkları sorunu defalarca şikayette bulunmuş bugüne kadar alınan bir sonuç yok.
İki gündür biz de haber yapıyoruz, umursayan yok.
Umarım bizim sesimizi birileri duyar!
Sağlık ocağındaki çatlaklar tehlike saçıyor.
Hergün yüzlerce insan bu sağlık ocağına sağlık hizmeti almak için girip çıkıyor.
Sağlık ocağını teslim alan kurum veya yetkililer ortada yok.
Yazık değil mi bu vatandaşa ve bu kentte.
Bu işi birileri ağırdan almasının nedeni acaba inşaat yapan firmayı korumayı mı amaçlıyor...!
Herkes bilmeli ki, bu işin peşini bırakmayacağız.
Güzel bir atasözü var, çocuklarına hırsızlığın kötü bir şey olduğunu öğretmemiş bir milletin “medeniyet” iddiası safsatadır.
Kim ne derse desin medeniyet ahlaktır!