Sayıların büyük olması kentleri büyütmez.
Büyükşehir olunca sorunlar çözülmez.
Anadolu’nun en küçük kasabasına girdiğinizde bile sokakların aydınlatma lambası ile her taraf ışıl ışıl parlar.
Bizde ise durum tam tersi.
En fazla vergiyi öderiz, karşılığında aldığımız ise kuru bir nasihat.
Şimdilerde havaya da zam gelirse şaşırmayın.
Gebze’nin yan yolları akşam olunca karanlığa gömülür.
Aydınlatma lambası yok.
Şehri bilmeyen bir insan akşamdan sonra Gebze’nin yan yollarına girse ciddi sıkıntı yaşar.
Işıklandırma yok.
Yolun tek yön mü çift yön mü olduğu belli değil.
Bu durumdan herkes şikayetçi.
Büyük hizmetlerden bahsedenler acaba bu küçük ayrıntıları gözden mi kaçırmışlar?
Gelelim yılan hikayesine dönüşen, eski köylerin yeni mahalleye dönüşmesinin acıklı hikayesine.
Geçen hafta Balçıklı bir sakinle sohbet ediyorduk.
Balçık köy olmaktan kurtuldu, Gebze’nin bir mahallesi oldunuz; durumunuzda ne değişti? diye sordum.
Cevap hazır:
“Boyumuz uzamadığına göre önemli bir değişiklik yok” dedi.
Büyükşehir, köylülere çivi çaktırmıyor.
Buna karşılık yeşil alanlar elimizden çıktı deniyor.
Her taraf beton yığını oldu.
Trafik yoğunluğu, köylere ulaşımı önemli ölçüde aksatıyor.
Yol yok, altyapı yok.
Köyler mahalleye dönüştürülmekle sorunlar çözülmüyor.
Her taraf fabrika oldu.
Buraya nasıl gidilip gelindiğinin kimsenin merak ettiği yok.
Her seçim döneminde onu yapacağız, bunu yapacağız deniliyor.
Ortada yapılan bir şey yok.
Büyükşehir’in en başarılı olduğu alan, her tarafa Büyükşehir Çalışıyor tabelası dikmekten öteye geçmiyor.
Büyük isimle büyük olunmuyor.