** Dilovalı sanatçı Cihan Akboğa, pandemi sürecinde mağduriyet yaşayan müzisyenlerden 392’sinin intihar ettiğini hatırlattı. Akboğa, meslektaşları için talepte bulundu
** Cihan Akboğa, “İntihar ederiz demiyoruz. Kocaeli’nde 100, Dilovası’nda beşi çok mağdur 20 müzisyen var. Valilik talimat vermeli, belediye erzak göndermeli” dedi
Toplumun hemen her kesimine ağır mağduriyetler yaşatan pandemi süreci, kültür sanat alanında da telafisi zor, hatta hiç olmayacak kayıplara yol açtı. Meselenin bir ayağında, “Sıkıldık artık. Konser dinlemek, tiyatro izlemek istiyoruz” diyenler var ama diğer ayağında geçimini kültür sanatın her alanından sağlayanlar var ve üstelik önemli kısmı, sosyal güvencesiz. Dilovası’nın bağrından yetişen, kendi deyimiyle “Dilovası’nın Ağrılısı” ve “Dilovası aşığı” Cihan Akboğa ile görüşmemizde onların istek ve beklentilerine de değindik. Akboğa kendisi için değil ama meslektaşları için istedi…
BİR KİŞİYİ 1000 KİŞİ DİNLEDİ
1000 KİŞİ BİR KİŞİYİ DİNLEMEDİ
Müzisyenlerin pandemiden ötürü 11 aydır mağduriyet yaşadığını, kendisinin ayrıca emeklilikte yaşa takılan (EYT) mağdur olduğunu kaydeden Cihan Akboğa, “Bugüne kadar başımızın çaresine baktık. Müzik ve sanat bir yere geldiğinde ön planda oluyoruz. Sahneye bir kişi çıkınca 1000 kişi izleyip dinliyor ama 1000 kişi bu süreçte bir kişiyi dinlemedi. Bize söylenen bugüne kadar 392 müzisyenin, sanatçının bu süreçte intihar ettiği. Biz, ‘Kendimizi öldürürüz’ demiyoruz ama destek olunmalı” dedi.
BİZİ UNUTTULAR
Müzisyenlerin mağduriyetlerine dair çıkışları ile bilinen Balık Ayhan’ın öncüleri olduğunu ama onun da elinden bir şey gelmediğini belirten Akboğa, “Sanattan ziyade bizi unuttular. Bütün siyasi partiler, kendi emsalindeki sanatçılara sahip çıksa olurdu” diye konuştu.
ŞAHSIM VE OĞLUM İÇİN
BİR TALEBİM YOK
Dilovası’nda 20 kadar piyanist şantör olduğunu belirten Akboğa özetle, “Şahsım ve piyanist şantörlük yapan oğlum adına bir beklentim, talebim yok. Oğluma ben destek oluyorum. Albüm sahibi olduğum için Bakanlık’tan da dört ay süreyle 1000’er lira tutarında destek geldi.
DİLOVASI’NDA BEŞ MAĞDUR VAR
İlçemizdeki piyanist şantörlerin büyük kısmı mesleğini ek iş olarak yapıyor. Çalıştıkları işleri var. Ancak beş kadar sadece müzisyenlikten geçimini sağlayan, herhangi bir sosyal güvencesi olmayan insanlar. Kocaeli genelinde çok çok 100 piyanist şantör var. Bu kişilerin özellikle çok mağdur olanlarına Valilik talimatıyla belediyeler tarafından gıda desteğinde bulunulmalıydı. Bir de sözünü ettiğimiz arkadaşlar sanatçı. Birinden bir şey istemeyi onuruna yetiremez” dedi.
11 AYDIR 13 BİN LİRA
KİRA ÖDÜYORLAR
Pandemiden ötürü 11 aydır sahne alamadığı Kartal’daki Ezo Türkü Bar işleticisinin de bu süreçte hiçbir geliri olmadan her ay 13 bin lira kira ödediğini belirten, “Mal sahiplerinin ekserisinin, ‘Beni ilgilendirmez’ diyen tutumları var. Bence bu süreçte Devlet mal sahiplerine telkinde bulunmalıydı” dedi.
BİRİNİ ÖDEDİM DİĞERİNİ ÖTELEDİM
Kiracı olarak işlettiği düğün salonlarından belediyeye ait olanının kirasını düzenli ödediğini, Diliskelesi’ndeki salonun mal sahibininse talebi üzerine üç dört ay süreyle kira dayatmasında bulunmadığını kaydeden Akboğa, sürecin açılmasıyla birlikte açığı kapatana kadar her ay çifter kira ödeyeceğini dile getirdi.
SİYASET BİR, SANAT HER KESİME HİTAP EDİYOR: Gelmiş geçmiş tüm belediye başkanları ve aktif siyasetçilerin hepsiyle iç içe olduğunu belirten Akboğa, “Siyasi partileri, futbolun dört büyükleri gibi görürüm. Kulüpler futbola, partiler siyasete hizmet ediyor” dedi. Birçok siyasi partinin ilçe başkanından davet aldığını belirten Akboğa, “Siyaset ve sanat farklı mecra. Siyaset bir kesime, sanat her kesime hitap ediyor. Siyasetten anlamam zaten. Adı üzerinde siyaset derim ama içeriğini bilmem” diye konuştu.
**
DİLOVASI… 80’LER
Babam köylerin kırık çıkıkçısıydı
Rahmetli babasının Dilovası’na göç ettikten sonra memleketteki mesleği marangozluğu sürdürdüğünü, aynı zamanda eşrafın kırık çıkık işlerine baktığını kaydeden Cihan Akboğa, “Babamı çıkıkçı ve eski kuşak olduğu için Çerkeşli, Köseler, Demirciler, Tepecik’te eski kuşak köylülerin hemen hepsi tanır” dedi.Tarımın hâkim, meyve ağaçlarının yaygın olduğu yıllarda ağaçlara çıkıp da kolunu dizini kıran çocukların tedavisinde imdada babasının koştuğunu belirten Akboğa o yılların anılarına dair şunları söyledi:
TEDAVİ YÖNTEMİ
“Büyük kırıklara elbette değil ama incinen; omzu, dirseği çıkanlara babam bakardı. Çaput diye bildiğimiz beze önce yumurta koyardı. Ardından incinen kola o bezi, iki tahta ile sarardı. 10-15 gün sonra yine kontrol eder, baktı ki olumsuz bir durum yok. Akşamleyin de soğuk suyla, sıcak suyla ovalamalarını önerir, o şekilde iyileştirirdi. Kırık çıkığın büyük olup olmadığını elleriyle anlıyordu. Şayet büyük vaka ise, ‘Bu benim işim değil’ deyip hastaneye gitmelerini tavsiye ediyordu.”
DİLOVASI’NDAN GEBZE’YE
ADAPAZARI - İSTANBUL OTOBÜSÜYLE
O zamanlar hastaneye gidebilmenin “zengin işi” olduğunu, araba gerektirdiğini, sıra alınmasına ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Akboğa, “Gebze’ye gidebilmek için İzocam önünde 2 – 3 saat İzmit Adapazarı yönünden gelen Gülhan, Tanrıverdi, Atan Kardeşler yazılı otobüsleri beklediğimi bilirim” dedi.
BAYRAMA GİDER GİBİ, PAZARA
“Eski kurulduğu yerinde cuma pazarına babamız pantolon ayakkabı alacak diye bayrama gider gibi giderdik. O zamanlar Dilovası belediyelik bile değil, Gebze’nin köyü idi. Bakkal ve kahveci dışında hiçbir şey yoktu.”
**
Burası ekmeğimdir
gelen misafirim
Akboğa ayrıca şunları kaydetti: “Dilovası çok sever beni, hep faydam olmuştur. Düğün salonu işletmecisiyim. Parayı eksik atıyorsa ses çıkarmıyorum. Babamın abimin dostu. Ticari boyutunu kenara koyuyorum. Burada her düğünde kendi elimle yemek dağıtıyorum. Mekancıyım, sanatçıyım diye bir tavrım olmuyor. Burası ekmeğimdir. Gelen misafirim. En iyi şekilde ağırlarım.
ANNE BABA ÖĞRETİSİ…
Rahmetli babamın öğretisidir: Misafiri üzmeden gönder. Annem, ‘Bir misafirinin karnını doyurduğunda Allahu Teala sana rızkını daha fazla verir. Çünkü sana, sen rızkını paylaşıyorsun. Sen iyi düşünüyorsun, görüyorsun. Allah’ın yarattığı kula yardımcı oluyorsun. O da sana yardımcı olursa o da sevap kazanır. Her şey karşılıklıdır’ der. Ben annemin babamın kültürünü yaşıyor, yaşatıyorum.”
**
47 yaşında üç torun sahibi
Cihan Akboğa, 1973 yılında Ağrı’nın Hamur İlçesi’nde dünyaya geldi. 1975 yılında ailesiyle birlikte Dilovası’na göç etti. İkisi kız altı çocuklu ailenin evladı.
Mehmet Zeki Obdan İlkokulu ve Çerkeşli Ortaokulu’ndan mezun oldu. Liseyi açıktan tamamladı.
Dilovası Belediyespor ve Diliskelesispor’da sol bek olarak 10-15 sene futbol oynadı.
İlkokulda koroda ve folklor ekiplerinde yer aldı.
Dilovası’nın ilk piyanist şantörü.
Halen yayında olan Medya FM’in çatısında uzun yıllar yayın yapan Medya TV’nin kuruluş aşamasında Erzurumlu tiyatro sanatçısı Murat Balkuş ile program yaparak televizyon programcılığına da başladı.
Flash TV’de merhum sanatçı Dilber Ay ile “Kadere Mahkûmlar” programını dört yıl sürdürdü.
2012’de “Çekip Gittin” adlı albümü, Taşkın Müzik Prodüksiyon tarafından yayınlandı.
Uzun süre ara verdiği TV programcılığına bir süre önce yine döndü. Halen Vatan TV’de Gebzeli Cafer Gönen ile birlikte “Mahpus Damları” adlı programı sürdürüyor. Pazar akşamları 22.00 – 01.00 saatleri arasındaki programda Gönen şiir, Akboğa istek şarkılarını okuyor.
Kartal’da Ezo Türkü Bar’da 11 yıldır haftada üç gün program yapıyor, pandemi nedeniyle ara verdi.
Dilovası Belediye ve Diliskelesi Mahallesi’nde Cihan Düğün Salonları’nın işletmecisi.
Evli. Dört çocuklu. Üç torun sahibi.
**
Hadi öğretmenimin büyük emeği var
Çocukluktan gelen bir müzik aşkı olduğuna değinen Cihan Akboğa’yı ilkokul yıllarında sınıf öğretmeni keşfetmiş: “Sınıf öğretmenimiz Tavşancıllı merhum Hadi Ataman ile öğretmen eşi merhum Emine Ataman’ın üzerimde büyük emeği var. Hadi öğretmen, sınıf ortasında şarkı söylemem için teşvik ederdi. Okul korosunda da hep yer alırdım” dedi.
MESLEĞİMİN ALAYLISIYIM
Gençlik yıllarında Dilovası’nın o anlamda ilki olarak piyanist şantörlük yaptığını, 15 yıllık amatör futbolculuk hayatını da bırakarak müziğe yöneldiğini ve albüm çıkarttığını belirten Akboğa, “Mesleğimin alaylıyı olarak her ikisi de rahmetli Erdoğan ve Kamil abilerimden piyanist şantörlük, Gebze’de Mevlüt Bilgin’in yanında darbuka ve sanat eğitimi aldım” dedi.
ÇOK EKMEKLERİNİ YEDİM
Ses sanatçılığına düğün salonlarında şarkı ve türküler söyleyerek başlayan Cihan Akboğa, “15 senedir ses sanatçısıyım ama öncesinde çok sayıda sanatçının arkasında 21.00 – 06.00 saatleri arasında piyanist şantör olarak çalışıp mekancıların ve sanatçıların çok ekmeğini yedim” diye konuştu.
SÖZ YAZARLIĞINI
DENEDİM. OLMUYOR
Pandemiden dolayı 11 aydır çalışmadığını, sanat yaşamında hiç söz yazarlığı ve bestekarlık yapmadığını belirten Akboğa, “Benim yeteneğim şarkı söylemek. Söz yazarlığını denedim, olmuyor. Söz, duygu ile ilgili. Duygu olmasa beste de olmaz. Besteyi, sözlerini ve duyguyu almadan yapamazsın” dedi.
Merhum öğretmen Hadi Ataman ve eşine 2014 yılındaki 24 Kasım Öğretmenler Günü etkinliğinde dönemin belediye başkanı Ali Toltar tarafından tüm öğretmenler adına çiçek verilmişti.
**
BÜYÜKŞEHİR’E: GEBZE’YE 15, BİZE 3.5 KAT!
Tek isteğimiz imarın açılması
Dilovalılar olarak Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nden imarın açılması olduğunu kaydeden Akboğa, “KBB bugün Gebze’ye 7 kat, 15 kat verirken Dilovası’na 3.5 kat veriyor. Bu da bizim ayıbımız. Oraya verdiğini, Dilovası’na niye vermiyorsun?” dedi.
MÜTEAHHİT NİYE GELSİN?
Konunun zeminle alakası olmadığını öne süren Akboğa şöyle devam etti: “İmar 3.5 kat olup müteahhit gelmiyor. Üç kat yıkıp üç kat yaparsa ne kazanacak ki gelsin. Olması gereken yarı yarıyadır. İki katlı binayı yıktığında beş kat dikip iki katı mal sahibine verip üç katı satacak ki para kazanacak. Bizim binamız var. İndirdiğimizde 12 kat, 12 daire oluyor. 12 dairenin içine müteahhit nasıl gelsin? KBB, Dilovası halkına yardımcı olmalı.”
BÜYÜMEMENİN TEK SEBEBİ
İmar sorunun engelin ne olduğunu bilmediklerini belirten Cihan Akboğa, “Kendimize ait dükkânımızı bin 500 liraya kiralıyoruz. Bina yıkılıp yenilense, Gebze’de olduğu gibi 5 bin lira edecek. Büyümememizin tek sebebi imar, başka hiçbir şey yok” dedi.
İMARA AÇILSIN Kİ ŞEHİRLEŞELİM
Geçen dönemin ve bu dönemin belediye başkanları Ali Toltar ve Hamza Şayir’e sorduğunda, ‘Büyükşehir izin vermiyor’ yanıtı aldığını belirtip yöneticilerden esneklik beklediklerini söyleyen Akboğa, “Gebze, Darıca doldu taştı zaten. Bizim arka tarafta doldu. Şimdi de sanayici geliyor buraya, Türkiye’ye faydalıdır, gelsin. Ama bizim imarımızı açsınlar ki bizde yeni bir şehirleşme yapalım” diye konuştu.
**
“KANSEROVASI” TANIMLAMASINA İTİRAZI VAR
Gebze ve Darıca’da
risk bizden yüksek
Dilovası’nın kanser ovası olarak anılmasına itiraz eden Cihan Akboğa, “Dilovası’nda kanser riski azdır. İddialıyım. Gebze ve Darıca’da kanser riski daha fazladır. ‘Kanserovası’ tanımı, fısıltı gazetesi söylentisidir. Türkiye’de plastik ve petrolün olduğu her yerde kanser var. Ama Gebze’de ne kadarsa Dilovası’nda da o kadar var” dedi.
DENETİM GELDİ, ORAN DÜŞTÜ
İlçedeki kanser vakası ortalamalarının bölge ve ülke ortalamasının üzerinde olduğu yılların çok geride kaldığını kaydeden Akboğa, “AK Parti Kocaeli Milletvekili Osman Pepe’nin Çevre ve Orman Bakanı olduğu yıllarda (2004…) biri belediyenin önü, diğeri Diliskelesi Mahallesi’ne iki ölçüm istasyonu kurulunca fabrikalar geri vites yaptı.Eskiden denetlenmiyordu. Şimdi denetim var, oran düştü” diye konuştu.
KAHRINI BİZ ÇEKİYORUZ
Dilovası’ndaki fabrikalarda çalışanların çok büyük kısmının ilçe dışından geldiğini belirten Akboğa, “Kahrını pisliğini hep biz çekiyoruz. Şimdilerde Dilovası lojistik merkezi olacak, ilçe taşınacak konuları falan var” dedi.
**
Çok çekti adından çooooook
2019 yılının başında kaybettiğimiz Türk Halk Müziği ve arabesk sanatçısı Dilber Ay, 4 yıl boyunca Flash TV’de Dilovalı sanatçı Cihan Akboğa ile birlikte kader mahkumları için program yaptı. Covid sürecinde müziği de konuştuğumuz Akboğa’ya, “Rahmetli, Yeşilçam’da seks filmleri furyası döneminde o da rahmetli bir oyuncu ile aynı adı soyadı taşıyordu. Sorun yaşadı mı?” sorusunu kısaca, “Çok çekti adından çooook” diye yanıtladı.