Bir takım dedikodulara atfen hemen bir detay ile başlıyorum.
İzmit Belediye Başkanı Avukat Fatma Kaplan Hürriyet’in Baldur Grevi’ni ziyareti ve İzmit Belediyesi’nin grevcilere erzak desteği esnasında orada değildim çünkü bilgilendirilmedim.
Yanılmıyorsam 28 Ocak Perşembe günü gerçekleşti. 25 ve 27 Ocak günlerinde gerek Baldur gerekse Migros Depo’ya ziyaretleri haberleştirme için hava muhalefetine de oralı olmaksızın gittiydim.
Şayet İzmit Belediyesi’nin ziyaretine dair bilgilendirilseydim, “Biri dün olmak üzere üç günde iki sefer gittim” demez, erinmez, yine giderdim. Kaldı ki tam zamanlı ev ofis çalıştığım bir gündü. Bu konuda saçma sapan dedikodular yapan, asalak, hiçbir şey üretmeyen birkaç zevata değil onların ulaştıklarına atfen yazmış oldum.
**
Düne kadar Başkan Hürriyet’in kimi icraatlarına dair aleyhte ne yazdı isem sonuna kadar arkasındayım.
Lütfen demeç vermeye yüreğinizin yetmediği konularda tetikçilik yaptırdığınız; sıkıştığı anda isim vermese dahi, “Öyle yaz dediler, öyle söylediler” diye meslek etiği ahlakı adına ne var ne yoksa katleden, yanıt hakkından dahi bi haber, yanıt hakkı kullanmak isteyenlerin telefonlarına dahi yanıt vermeyen yüreksiz kalemşör takımı ile şahsımı karıştırmayın.
Her aynaya baktığınızda her ne görüyorsanız artık, başkasında da var sanmayın.
**
Gerek Kocaeli Valisi Seddar Yavuz’un Baldur grevcileri ile görüşmesi, gerekse İzmit Belediyesi’nin grevcilere erzak desteğine dair şahsıma da pay çıkartıp sosyal medya paylaşımı yaptığım doğrudur.
Elbette, “Kesindir.. Ben yazdım diye yapıp ettiler…” diye bir iddiam asla yok, olmadı, olmayacak. Ancak kamuoyu baskısı denilen bir vaka var. Çorbada tuzumun olduğuna dair olasılık bile şahsımı alabildiğine mutlu etmektedir.
Gebze Sendikalar Birliği Sözcüsü ve Petrol-İş Gebze Şube Başkanı Eyüp Akdemir ile DİSK Birleşik Metal-İş Sendikası BMİS Gebze 2 No’lu Şube Başkanı Necmettin Aydın’ın her iki konuya dair gerek açıklama ve talep, gerekse bilgilendirmeleri yorumumdan daha ağır basan etki sebepleridir kanaatindeyim. Çünkü binleri, aileleriyle birlikte 10 binleri temsil eden konumda, Gebze’de emek hareketinin günümüzdeki öncüleri sorumluluğundalar.
**
Kocaeli Valisi Seddar Yavuz hakkında ve kimi tutum davranışlarından ötürü aleyhinde yazdığım, biri bir önceki yorumum dahil olmak üzere her ne yazdıysam, ben yazdım ve yine arkasındayım.
Üstelik “Yeni Türkiye” koşullarında, ortamında ve şartlarında her türlü riske göze alarak hür irademle yazdım.
Sadece Yavuz değil Hürriyet aleyhinde yazdıklarımda en küçük bir kişisellik veya hakaret yoktu. Aksi olsa zaten çoktan Savcılık kaleminde soluğu almıştım.
Devleti veya devletin makamını, makamdaki kişiyi tanımamak…. Asla yoktu. Hatta tam aksi bir tutum vardı.
Şimdi aksi iddia ve dedikodu sahipleri, “Nasıl yani?” diye sormak ve “Bilal’e anlatır” gibi anlatmak durumundayım. Şöyle ki..
Madem Kocaeli Valiliği’ni ve Sayın Vali’yi tanımıyorum.
Tanımadığım makama ve makamdaki kişiye mi, “İşçilerle görüşmedi sadece işverenle görüştü” diye atarlandım.
Tanıyorum ki, atarlandım.
Lütfen atıp tutarken biraz tutarlı, akıllı, mantıklı olalım.
Kocaeli Valisi Seddar Yavuz’u Baldur grevcileri ile birlikte BMİS Gebze 2 No’lu Şube Başkanı Necmettin Aydın’ı makamında ağırlayıp sorunlarını dinlemesinden ötürü kutluyorum.
Aynı tutumu Migros Depo’nun direnişteki emekçileri için de göstermesini dilerim.
Ve şunu da ifade etmek durumundayım.
Sayın Vali’nin işverenin ardından işçilerle görüşmesi, arabuluculuk için yaptığı görevlendirmede Baldur’da grevin sona erip iş barışının sağlanmasına, işyerinde toplu iş sözleşmesinin imzalanmasına yetmeyebilir. Sonuçta işverenin tasarrufunda olan bir durumdur.
Sayın Seddar Yavuz şahsında Kocaeli Valisi’nin Baldur işvereni ile görüşmesi değil sadece işverenle görüşmesidir veya görüşmesiydi yanlış olan. Giderildi.
Efsanevi Flormar direnişi sürecinde de dönemin Valisi, Flormar’ın “yolunu bilmezken” Valilik Özel Kalem’i, Flormar yöneticilerinin hepsinin ismini ezbere bilmekteydi, Petrol-İş Genel Başkanı Süleyman Akyüz’ün iddiasına göre.
Velhasıl kelam düne takılıp kalmamalı, bugün yeni bir şeyler söylemeli..
Yeni bir şeyi üstelik tekrarlayarak söylüyor, Sayın Vali’yi tebrik ediyorum. Ben de kendi çapında emekçiyim. O ziyarette bedenim yoktu ama ruhum vardı. Teşekkür de ediyorum.
Diğer tebrik ve teşekkürüm de İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’e dir.
Kolilerin üzerinde, “İzmit Halkı’nın hediyesidir” yazılı. Çok derin anlamlar içermektedir. Çünkü o gıda kolilerinin asıl finansörü, asıl göndereni halktır, İzmit Halkı’dır.
O zaman İzmit Halkı’nı da tebrik ve teşekkür ederim.
Kocaeli’de grev ve direnişler malum en çok Gebze Bölgesi’nde yaşanmaktadır. İzmit Belediyesi’nin CHP’li başkanı; sadece Büyükşehir Belediyesi veya AKP’li Başkan Büyükakın’ın değil bölgemizdeki dört belediyenin ve AKP’li başkanının görmezden geldiği, duyarsız kaldığı vakada yapabileceğini veya yapabileceğinin bir kısmını yapmıştır.
Ve kimin ne kadar dikkatini çekti, bilmiyorum.
Başkan Hürriyet’in Gebze’de reklam panolarına İzmit Belediyesi ilanı koydurması AKP’lilerin ağzına sakız olmakla kalmamış, partisinin bölgemizdeki tabanınca da hoş karşılanmamıştı.
Gündemden düşen İzmit’teki köpek katliamı vakasında bölgemizdeki AKP’liler de paylaşım üzerine paylaşımda bulunmuştu.
Ya şimdi…
Bana hiç denk gelmedi, var mı bilemem.
Ama şimdi gerek İzmit gerekse Gebze’den bir AKP’li dahi o fotoğraflarla aleyhte propaganda yapabilsin. Yapabilir mi?
Defalarca yazdım: İzmit Belediyesi her ne yaparsa yapsın ilimizin diğer 11 ilçesini partisine dair pozitif/negatif etkiler.
O gıda desteği pozitif bir etkidir ama gel bunu hele ki Gebze Bölgesi’nde CHP tabanına anlat. Kaçı söz konusu gıda desteğini paylaştı, bilemiyorum!
En ufak bir egom vesaire yoktur.
Kelimesayar 750’ye doğru giderken bir tekrarla bağlıyorum.
Kocaeli Valisi Seddar Yavuz ve İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’e tebrik ve teşekkürlerimi iletiyorum…
Süregiden Migros Depo direnişi ve ileride yaşanmamasını dilesem dahi kuvvetle muhtemel yine yaşanacak emsallerinde tekrarlansın, diliyorum.
Tekrar tebrik ve teşekkür iletmek istiyor, başka da bi’şi demiyorum.