Demiş ki Hz. Ali:
"Haksızlık karşısında eğilirseniz hem hakkınızı hem de şerefinizi kaybedersiniz."
Kesinlikle öyle.
Nerede olursa olsun haksızlık karşısında asla susmamak, görmezden gelmemek erdemli insanların işidir.
Küçük hesaplar, çıkarlar için eğilip bükülmek, takla atmak asla namuslu insanlara has bir özellik değildir.
Ne var ki paranın tanrı yerine geçtiği kapitalist sistem, haksızlıklara karşı üç maymunu oynayan, susan, görmezden gelen insan türünün membası durumunda.
Yanınızda, yörenizde küçük hesaplar içinde bir takım beklentilere göre atraksiyon yapanlar mutlaka vardır.
Öyle ki şeref ve haysiyetini, şahsiyet ve kimliğini, onur ve gururunu beş paralık çıkarları adına gönüllü olarak teslim etmeye hazır o kadar çok kişi var ki..
Paranın ve gücün önünde eğitilmeye antrenmanlı o kadar çok istekli var ki..
Peki, bunlarla haksızlığa karşı durmak, tek vücut olmak mümkün mü?
Tabi ki hayır!
Onlar, yani bu kişiliksizlik abidesi, haksızlık önünde tapınan bukalemun gibi renkten renge girenler ilk taşı atmaya çoktan gönüllü ve isteklidir.
Ülkemizin hâlihazırda içinde bulunduğu antidemokratik ortam, refah düzeyinin yetersizliği, haksızlık ve hukuksuzlukta, eğitimsiz birey ve kitlelerin oluşması gibi konularda işte tamda bu çıkarları için taklacı olanların payı büyüktür.
Gelen ağam, giden paşam diyerek kendileri ve menfaat çevrelerinden başkaca hiçbir şey düşünmezler.
Bugün A partisi iktidarda ise ondan yana, yarın Z partisi ise en büyük destekçileri ve şakşakçıları bu zübükzadelerdir.
Liyakat, deneyim, bilgi ve birikim yerini hokkabazlık, şarlatanlığa terk etmiş.
Sevgili Uğur Mumcu’nun, “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz” dediği türden kimileri etrafımızı çepeçevre sarmış durumda!
Eğitimli zır cahiller, her şeyi çok bildiğini sanan ukalalar, her konuda ahkam keseden budalalarla yaşamak, aynı havayı solumak zorunda kalıyoruz.
Sigmund Freud güzel izah etmiş:
“Olgunlaştıkça kimseyle uğraşasın gelmiyor. Kendini yetiştirememiş insanlardan uzaklaşıyorsun. Seni hasta edecek insanlarla birlikte olmaktan vazgeçiyorsun..”
Aynen ve kesinlikle öyle..
Her şeye karşın ülkemizin ve dünyamızın gelecek güzel günleri erdemli, namuslu ve de dürüst insanlarının ellerinde, düşüncelerinde, mücadelelerinde yükselecek.
Umudumuzu yitirmeyelim!