Çığlık çığlığa naralar atılır bilemezsin, bir yudum su bir yudum düğüm olur sessizliğinde. Hece hece harf harf dökülür dizeler, ne olduğunu anlamaz bir yanın. Lakin bir satır bir dizede buhranın yükü ulu orta haykırır.. Bre hey sakit ve bir o kadar hoyrat yılkı yanım, haydi tut yakamdan. Silkele şu mabedi sinemi. Kalk koşmaya devam et, durma koş. Koş ki akmaya devam etsin akarsular, koş ki açsın çiçekler, vakti gelen seher yeli alsın götürsün kuru gürültü gurûhu mabedleri içindeki kurumuş tunç sineleri. Boncuk boncuk dizilsin umudun azmi inancı ecrin mükâfatı dediğin yollar bir bir heybende. Dallarına kuru diye atılan Faslı sözler utansın, sen inşirahın en nice günün doğduğu güneşin tacısın..
Çocuktun koş, büyüdün durman için daima dur dediler, gördün ki Mevla neylerse güzel eyler menzili hak olanın kuldan bir korkusu yoktur canı cananı hak olan ile muhabbeti lutuftur bir haber kuş kanadın meyleder.. Uzun olur dizeler ve insan-i lisan arar kalbin, mektebi kağıt dediğin diploma değil görecek kulak duyacak gönüldür bilmelisin.
Niyetin selim ve elin vesile olur bilemezsin, doğan gün batan günün seherine müjde-i muhabbetdir. Sözün kelamın bir neferdir kalbi cana umuttur, sufi olur su olur ise canın akış sana sonsuz ışık ve rahmeti can olur kıymeti görmelisin..