Hayat durmuş adeta...
31 Mart belediye seçimleri nedeniyle...
Belediyelere iş yapanlar ödeme alamıyorlar.
Neden? Gerekçe olarak cümleleri hazır.
Belediyelerde para yok,hele seçim bitsin düzelecek.
İş arayanlara keza aynı cevap;
"Ekonomi berbat,çok zor durumdayız ve bir çok çalışanı çıkarmak zorunda kaldık. Hele bu seçim bitsin ,önümüzü görelim,degerlendiririz."
Çözüm yok.
Ne hikmetse, bütün belediyelerin bütçeleri birdenbire iflas etti!
Acaba kendi cepleri de boş mu?
31 Mart'a çok az süre kaldı.
Havada uçuşup duran vaatler var sadece.
Kapı kapı gezip, bol keseden atmalar!
Bunu genelleyerek aradaki istisna kişileri de bu kategoride nitelendirmek değil amacımız.
Bağcıyı dövmek istemeyiz,üzüm yemek dururken.
Ancak istisnalar bütünsel gerçeğin kaidelerini bozamıyor.
Güzel kelâmlar var bu vaatlerde.
Gebze'miz kent olacak.
Liyakat sağlanacak.
Eşit hizmet verilecek.
Kültür-sanat merkezi olacağız.
Tapular verilecek.
Hep sizlere hizmet için çalışacağız.
Beni,bizim partiyi seçin!
Talihsiz açıklamalar da okuyoruz şu günlerde.
Bunları taslak olarak hazırladık, amacımız bu ama bize oy vermezseniz olmayacak.
Aba altından sopa gösterircesine.
Iyimser yönüyle ifade etmeye çalışırsak da bal kavanozunu göstermek gibi.
Çocukları kandırmak için yaparcasına...
Bak burda ne var,dedigimi yaparsan sana vereceğim,gel...
Vatandaş her seçimde umutlanıyor.
Umuda ihtiyacı var çünkü.
Genel düzensizliğin, liyakatsızlıkların, haksızlıkların düzelmesini umut etmek istiyor.
Yaşam döngüsünü sürdürmenin kuralı bu.
Ve her seferinde hayal kırıklığına uğruyor.
Oysa ki ilk yapılması gereken bütünleşmeyi sağlayarak iş birliği yapmaktır.
Mevzu ortak değil mi?
Hedef vatan,millet ,ülke refahını en üst düzeye çıkarmak değil mi?
Neyin yarışını yapıyorsunuz?
A,B,C partisinin ne önemi var!
Derdiniz halk,ülke olmalı kardeşim!
Vaatleri dinleyince çocukken söylediğimiz bir söylem geliyor aklıma; ufak at da civcivler yesin!
Iyi düşünmeli sayın okurum,iyi analiz edilmeli.
Ülke bekasının, holiganvari zübüklere ihtiyacı yok!
Mabadını,pahalı deriden yapılmış yumuşacık koltuğa yerleştirmeye uğraşanlara ihtiyaç yok!
On güvenlikle aranıp , özel kalemlerinden lutfen randevu verilen,yüzü görülemeyen mübarek belediye başkan hazretlerine zinhar ihtiyaç yok!
Kapıları duvar ,yüzünü görenin cennetlik olduğu sözüm ona yetkinlere gereksinim yok!
Er, ağızdan çıkan sözüyle erdir.
Özü, sözü ayrı telden çalanlara dikkat edelim.
Birey olarak değil, biz olarak analiz etmeliyiz.
Bu ülkeden başka ülkemiz ve topraklarımız yok!
Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için olursak en güçlü, en başarılı, en refah ve en mutlu toplum oluruz...
U-mutlu kalın efendim...