Gazeteci tutuklamaları sanki moda haline geldi. Yapılan bir haberi içine sindiremeyen nüfuzlu kişiler, siyasi erkin de devreye girmesiyle tutuklama kararları çıkarttırabiliyor.
Çıkarttırabiliyor diyorum, çünkü son 4-5 yıldır yaptıkları haberler dolayısıyla tutuklanan gazetecilerin sayısı yarı açık bir cezaevini dolduracak kadar oldu.
Kentimiz gazetecileri de bu firmadan nasibini alıyor. Son günlerde olduğu gibi...
Kimisi belki de "bunlar gazeteci değil ki diyebilir. Ama uzun süredir internet gazeteciliği yapıp KOCAELİ HALK GAZETESİ markasını yaratan Faruk Boştan ve Bülent Karagöz, Akplilerin adının karıştığı 'cinsel istismar' iddiasını haberleştirdikleri gerekçesiyle tutuklanıyor.
Heyhat, tutuklama kararı aldıranların ya da verenlerin vicdanı haber yapılmasaydı rahat mı olacaktı ?
Gazete, Kartepe ilçesinde yaşandığı iddia edilen bir olayı "KARTEPE'DE AKP'NİN TECAVÜZ ÇETESİ" başlığıyla haberleştirmiş. Ve, haberde adı geçen kişilerin şikayeti üzerine iki gazeteci sevk edildikleri mahkemece tutuklanarak cezavine gönderiliyor.
Savcılık, suçları "İFTİRA" diyor.
İyi de, bu haber iki gazetecinin iddiası değil, olayın mağdurlarının iddiası ve hukuka yansımış iddialardan oluşuyor.
Ne yani, bu iddiaların üzerini kapatan bir haber mi yapsalardı ?
Peki iddiaya konu olan isimler hakkında bir yasal soruşturma yapıldı mı ?
Yapıldıysa sonucu nedir ?
Yoksa, siyasi nüfuza sahip kişiler oldukları için dosyaları hasıraltı mı edildi ?
Olayın aydınlatılması gereken çok sayıda noktası varken, iddiayı haberleştiren gazetecileri tutuklamak nasıl bir anlayış ve hukuk yorumudur, anlayan beri gelsin.