Kocaeli Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü, TÜBİTAK-TEYDEB 1505 Üniversite- Sanayi İş Birliği Destek Programı çerçevesinde tamamen yerli ve milli tıbbi cihaz üreterek önemli bir başarıya imza attı. İnsan nefesindeki karbondioksit miktarını ölçerek farklı hastalıklar noktasında hastaya teşhis konulmasını sağlayan “Kapnografi” bir diğer adıyla “kapnometre” cihazı sağlık sektöründe vazgeçilmez cihazların başında geliyordu. Türkiye’de bu zamana kadar üretimi yapılamayan cihaz ambulans, hastane acil servisleri, yoğun bakımlar, ameliyathanelerde hatta hasta servislerinde olmak üzere birçok farklı alanda ve birçok farklı amaçla kullanılıyordu. Biyomedikal Mühendislik Bölümü, Biyomekanik Anabilim Dalı ve Denizler Medikal işbirliği ile hayta geçirilen proje sayesinde Tübitak Meteoroloji Enstitüsünde validasyon testi ve özel yetkili bir test kuruluşunda EMC testini başarı ile geçerek tam not aldı. İlk aşamada 3 portatif olarak üretilen cihaz ileri süreçte seri üretime geçilerek ülke ekonomisine fayda sağlaması bekleniyor.
“SERVİSLERDE BİLE KULLANILIYOR”
Cihazın birçok alanda kullanıldığını belirten Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Mutlu “Cihazımız kapnografi veya kapnometre adıyla geçiyor tıbbi bir cihazdır basit olarak insan nefesindeki karbondioksit miktarını ölçer ve buna göre hastaya teşhis koyar ya da ona göre müdahalede bulunur. Cihazımızın Denizler Medikal ve üniversitemizin destekleriyle bölümümüzde araştırma ve geliştirme faaliyetlerini gerçekleştirdik. Ekibimiz bunu 3-4 aşmadan gerçekleştirdi. Mekanik tasarımı, elektronik tasarımını, yazılım ve kalibrasyon süreçleri vardı. Bunun bir kısmı burada olmasına rağmen açıkçası paydaşlarımız daha da fazla. Birçok paydaşımızla cihazımızdan 3 portatif ürettik. Bazı testlerimiz var mesela validasyon testi, doğru ölçüp ölçmediğini gösteren bir test bundan geçtik. Manyetik alan testine soktuk cihazımızı bundan da geçti. Umarım bundan sonra da seri üretimine geçerek cihazımı ülkemize kazandırılır. Cihazımız ambulanslarda, acillerde, yoğun bakımlarda, ameliyathanelerde hatta bazen servislerde bile kullanılıyor. O yüzden cihaz oldukça önemli fakat cihazın maliyeti yüksek olduğu için bu bölümlerde çok az miktarda bulunuyordu. Bu projemizle maliyeti çok düşürdüğümüzü düşünüyoruz. Maliyeti seri üretimde de düşürürsek birçok alanda da yaygınlaşacaktır” dedi.
“ÇOK FARKLI AMAÇLARLA KULLANILABİLİYOR”
Tüm paydaşların ortak çalışmaları neticesinde sonuca ulaştıklarını vurgulayan Denziler Medikal ARGE Sorumlusu Sadık Kablan, “Kapnorgafi cihazı hastanelerin birçok çok farklı bölümlerinde çok farklı amaçlarla kullanılabiliyor. Bu cihazı ilk kez 2016- 2017 yıllarında ARGE çalışmalarına başladık. ARGE çalışmasında cihazın ülkemize çok fazla maliyeti olduğunu gördük ve bu çerçevede araştırmalarımız devam etti. Genel Müdürümüz Serkan Denizin ve üniversitedeki hocalarımızın da destekleri sayesinde 3 portatif olarak böyle bir cihaz çıktı. Daha önceden bu cihazı Türkiye’ye satan bir firma vardı. Tek firma olduğundan dolayı fiyat politikası bizi dışa bağımlı kılıyordu” dedi.
“CİHAZIMIZI TAMAMEN ÖZGÜN OLARAK TASARLADIK”
Yerli Kapnorgafi geliştirme projesinde araştırmacı olarak görev aldığını söyleyen Doç. Dr. Talip Çelik, “Bu projenin özellikle dış aksam çizimleri, tasarımları, elektronik aksamla birlikte birleşerek bir cihaz haline gelmesinde çalışmalarda bulunduk. Günümüzde 3 boyutlu yazıcıların gelişmesiyle birlikte bu teknolojiyi kullanarak buradaki dış aksam tasarımlarını ve özellikle de portatif imalatı için kullanarak bu cihazı gerçekleştirdik. İleride seri üretim kısımlarında farklı imalat yöntemlerini kullanmak gerekecek. Ancak biz burada tasarımların doğrulanması ve elektronik aksanla birlikte bir araya gelmesi açısından 3 boyutlu yazı teknolojisiyle bir araya getirdik ve 3 adet cihaz portatifi ürettik. Cihazımızı tamamen özgün olarak tasarladık. Kart tasarımları ve yazlım da dahil olmak üzere tamamen tasarım bize ait. Özellikle burada cihazın önemli noktalarında birisi hava yolu adaptörü dediğimiz kısmı ve cihazın sensörlerinin algılanmış olduğu orta kısmı bizim için tasarım açısında önemli kısımlardandı. Ondan dolayı tasarımda bu kısımlara oldukça dikkat ettik. Bu iki kısımım bir araya gelmesi ve kolayca geçmesini sağlamak amacıyla toleransları iyi vermek gerekiyordu. Diğer yandan cihazın pille çalışır hale getirilmesi için de gerekli ekipmanları içerinde yerleştirdik ve tasarımı tamamlamış olduk” diye konuştu.
“SAYILARI ARTARAK DEVAM EDECEK GİBİ GÖZÜKÜYOR”
Meydana gelen sorunlara öz imkanlarla cevap verdiklerini ifade eden Prof. Dr. Arif Özkan, “Projeleri tabi ki paydaşlarımız ile birlikte karşılıyoruz. Bugün burada olmamızın nedenlerin biri de paydaşlarımızla yaptığımız bir cihaz. Bunun haricinde de Biyomedikal Mühendisliği Anabilim Dalında pek çok proje faaliyeti hali hazırda yürüyor. Üniversitemizin vizyonuna katkı sağlamak ve bu vizyonu beraberinde yürüyebilmek için de kendi paydaşlarımızla yürüttüğümüz projeleri bölüm olarak da fakülte olarak da çok önem veriyoruz. Bunların sayıları 2023 yılında artarak devam edecek gibi gözüküyor. Bu projeleri üretebilmek için de paydaşlarımız ile birlikte diğer fakültelerden alacağımız destekler de önem arz ediyor. ARGE niteliğinin ülkemize katkı sağlamsı adına yüksek seviyede olması gerekiyor. Biz kendi fakültemizin haricinde, Tıp Fakültesi ile birlikte çalışıyoruz. Oradaki hocalarımızın bize ifade ettiği ve gereklilik duyduğumuz alanlarda hem bu proje özelinde olduğu gibi cihazı yerlileştirmek onun haricinde de özgün tasarımlarla birlikte geliştirmek ve sürece katkı sağlamak burada yaptığımız ana fikirler bunlar” ifadelerini kullandı.
Haber: Barış AYAR