TÜBİTAK UME Müdürü Dr. Mustafa Çetintaş, AA muhabirine, ticaretin önündeki teknik engellerin kaldırılması ve ürünlerin uluslararası pazarlarda serbestçe dolaşımı için bir ülkenin kaliteli altyapıya ihtiyacı olduğunu ve bunun da standardizasyon, akreditasyon, uygunluk değerlendirme ve metroloji olmak üzere dört önemli etkeninin bulunduğunu söyledi.
TÜBİTAK UME'nin Türkiye'de yapılan her ölçümü uluslararası izlenebilirliğini sağlayarak güvence altına aldığını belirten Çetintaş, doğru zaman ve frekans bilgisine ihtiyacın Zaman/Frekans ve Dalgaboyu Laboratuvarları tarafından karşılandığını kaydetti.
Çetintaş, bu laboratuvarlarda Türkiye'nin zamanının üretildiğini, ölçüldüğünü, uluslararası izlenebilirliğinin sağlanıp güvence altına alındığını ve dağıtımının yapıldığını anlatarak, "Zaman birimi saniyeyi sezyum ve hidrojen tabanlı atomları kullanarak gerçekleştiriyoruz. Türkiye'de en hassas şekilde üretilen zaman bilgisi için yurt içi ve yurt dışından günde 80 milyon civarında başvuru alıyoruz." diye konuştu.
"ATOMİK SAATLERİ HER ALANDA GÖREBİLİRSİNİZ"
Atomik ve günlük hayatta kullanılan saatler arasındaki farka değinen Çetintaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Günlük hayatımızda kullandığımız elektronik tabanlı saatlerde de kuvars osilatörlerden elde edilen elektromanyetik sinyaller var. Atomik saatler ise gündelik hayatımızda kullandığımız saatlerden en az 1 milyon kere daha doğru zaman bilgisini üretiyor. Bir başka deyişle bu atomik saatler, 1 milyon yılda sadece 1 saniye sapmayla çalışıyor."
Çetintaş, laboratuvarda kullandıkları atomik saatlerin, ticari alınmış birincil seviye saatler olduğunu dile getirerek, "Nihai hedefimiz, kendi milli imkanlarımızla birincil seviyede ve uluslararası metroloji sisteminin kabul ettiği standartlarda kendi atomik saatlerimizi gerçekleştirmek." dedi.
Zaman birimi saniyenin kaynağının atomik saatler olduğunu belirten Çetintaş, şöyle devam etti:
"Metrolojik anlamda baktığınızda siz zaman birimi saniyeyi ne kadar doğru ölçebiliyorsanız kütleyi de akımı da daha hassas ölçebilirsiniz. Günlük hayatımıza baktığımızda, bir hastanede kan tahlili yaptırıyorsanız veya cep telefonunuzdan gönderdiğiniz videonun görüntü kalitesinin daha iyi olmasını istiyorsanız veya üzerinize doğru gelen füzenin konumunu doğru tespit etmek istiyorsanız zaman biriminin üretildiği atomik saatlere ihtiyacınız var ve bunu her alanda görebilirsiniz."
"ATOMİK SAATİN LABORATUVAR TİPİNİ GERÇEKLEŞTİRDİK"
Çetintaş, uydu tabanlı konumlama, yani navigasyon sistemlerinde kullanılmasının atomik saatleri bu kadar popüler ve vazgeçilmez yapan en önemli unsurlardan olduğuna işaret ederek, "Kendi imkanlarımızla milli olarak konumlama uydularında kullanılmak amacıyla rubidyum atomik saatinin laboratuvar tipini gerçekleştirdik." dedi.
Ürettikleri atomik saati uzay kalifiye hale getirmeye çalıştıklarını anlatan Çetintaş, "Bir başka deyişle bulunacağı ortamın şartlarına uygun hale getirme çalışmalarına devam edeceğiz. Ürettiğimiz atomik saati bir uyduya koymuş olsanız, o uydudaki atomik saatten gelen sinyalleri ölçtüğünüzde yaklaşık birkaç metre hassasiyetle konumunuzu rahatlıkla hesaplayabilirsiniz. Son derece stratejik bir ürün." değerlendirmesinde bulundu.
Çetintaş, ürettikleri atomik saatin maliyet noktasında da çok ciddi avantaj sağladığını vurgulayarak, "Bu teknolojiye sahip dünyada birkaç nokta var. Bugün böyle bir rubidyum saatini yurt dışından almaya kalksanız fiyatı yaklaşık 300 bin dolar seviyesinde. Bizim üretim maliyetimiz kıyas kabul edilmeyecek kadar az." ifadelerini kullandı.