Eser, dünyada son dönemde hızla artan çevre sorunlarına, bu problemlerin nedenlerine, oluşturduğu olumsuz etkilere ve çözüm önerilerine odaklanıyor ve farklı bilim disiplinlerden uzmanların katkı ve değerlendirmelerini kapsıyor. Mikrokirleticiler, plastikler ve endokrin bozucular hakkındaki mevcut durumun yanı sıra kirleticilerin taşınım süreçlerinin değerlendirmesi, çevre ve sağlık üzerindeki etkileri ile çözüme yönelik olarak sürdürülebilir stratejiler ve politikalar hakkında önerilerde bulunup karar vericilere yol gösteriliyor.
Kirleticilere karşı önlem almak bir seçenek değil zorunluluk.
TÜBA Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu’nun Akademinin tüm çalışma grupları gibi Türkiye’nin önceliklerini dikkate alarak dünyadaki güncel gelişmeleri takip ettiğini ve çevre tahribatın azaltılması için uygun yönetim stratejileri geliştirilmesine yönelik konularda bilimsel toplantılar düzenlediğini hatırlatan TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker çalıştayın ve dolayısıyla ortaya konan eserin oldukça hassas bir konuya multidisipliner yaklaşımla parmak bastığını ifade etti. Konunun Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredatında, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın kriterlerinde, uluslararası ilişkilerde, devlet politikalarında, karşılıklı ticari anlaşmalarda, hayatın her alanında dikkat edilmesi gereken kuralları içerdiğini vurguladı ve bu kurallara uymanın zorunluluk olduğunun altını çizdi. Şeker şöyle konuştu “Çeşitli çevre felaketleriyle karşı karşıya kaldığımız ve sürdürülebilir çözümlere ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde hem imalat sektörümüzü hem de toplumu doğrudan ilgilendiren çevre ile alakalı konuları odağına alan çalıştayın odağında bulunan plastik atıkların çevrede parçalanmasıyla oluşan mikroplastikler ve çeşitli endüstriyel ve günlük kullanım ürünlerinde bulunan endokrin bozucular, karasal ve sucul ekosistemleri etkiliyor. Biyoçeşitliliği tehdit ediyor ve besin zinciri yoluyla insana kadar ulaşabiliyor. Etkinliğin yapıldığı Kıbrıs adası da plastik kirliliği ile mikrokirleticilerin ciddi etkisine maruz kalıyor. Mikrokirleticilerin ciddi bir sorun haline gelmesi, çevreye ve topluma zarar vermesi, sürdürülebilir yönetim yaklaşımlarına ihtiyaç duyulmasına yol açıyor. Mikroplastik ve endokrin bozucu kirliliğine yönelik sürdürülebilir bir yönetim yaklaşımı kapsamında öncelikle problemin temel kaynaklarının belirlenmesi, atık plastik oluşumunun azaltılması ve etkili atık yönetimi stratejilerinin geliştirilmesi gerekiyor. Plastik atık oluşumunu azaltmanın önemli bir yolu geri dönüşüm ve biyolojik olarak parçalanabilen alternatiflerin kullanılması. İlave olarak tek kullanımlık plastiklere olan bağımlılığın azaltılması teşvik edilmeli, hatta bir adım daha öteye gidilerek bu tip plastik ürünlerin üretimi ve kullanımına yönelik mevzuatta ilgili düzenlemelerin yapılması çok önemli. Bu nedenle hem plastik öğelerin hem de dâhil edilen katkı maddeleri ve kimyasalların çevresel ve biyolojik sistemleri etkileme mekanizmalarının daha iyi çalışılarak anlaşılması gerekiyor.” dedi.