Toprağa ne verdik de neyi kabul etmedi ? Emek verdik, taş mı verdi ?
Cefa çektik, taş mı eyledik?
Güzel kalpli olup, sirkeli su mu içtik?
Tohum attık, zehir mi oldu?
Güzel baktık, kör mü olduk?
Bilmiyorum dedik, bilir kişi olmaya çalışıp taslamalar üzerine taslamalardan mı olduk ?
Bilmiyorum demenin kibrinde olup kıl mı aldırmadık ?
Emek vereni mi taşladık?
Şıracıya bozacı, Bozacıya şıra mı sunduk?
-Hiç bir şey olmadık. Yalnızca unuttuk. Neyi mi ? Evvela, bilmiyorum demek ile emek vermek istemiyorum niyetini aynı kefeye koymak ile en alâ unutkanlığı kabule geçiverdik.
-Tohumun emek ile can bulduğu, rahmetin toprağın zerresini asla şaşmayacağı gibi emeğin birgün köklü bir ağaç olacak sevgili okurum, aman tohumuna nefes aldırmayı ve can suyunu vermeyi unutma. Niyetin kaleminden temiz, kalbin daima şen kalsın. Yağmurlu bir günden,
Sevgiler...