Herşeyi çok erken unutuyoruz.
Herşeyi çok hızlı tüketiyor ve yok ediyoruz.
Herşeyden kastım, son 1 ay içerisinde Ege bölgesinde yaşanan depremler bize yeniden 17 Ağustos günlerini hatırlattı.
Hatırlanacağı gibi 17 Ağustos 1999 depreminde Gölcük, Derince, Yalova başta olmak üzere binlerce insanımızı kaybettik.
İnsanlar aylarca evlerine giremedi, sokaklarda çadırlar kuruldu.
Bugün böyle bir deprem olması durumunda çadır kurabilecek alanlarımız kalmadı.
O zor günlerde insanlar birbiri ile ekmeklerini paylaştı.
Birbirlerinin yaralarını sardı.
Dayanışmanın her türlü örneği zor şartlar altında sergilendi.
Darıca’da depremde yıkılan Eris sitesinde 40’a yakın insanımız yaşamını kaybetmişti.
O zor günlerde depremi unutma ve unutturmamak için bir dizi faaliyetlerde bulunuldu.
Şimdi bile Darıca’ya her gittiğimde depremde yıkılan Eris sitesinin önünden geçerken o gece sabaha karşı yükselen çığlıkları duyar gibiyim.
Tekrar aynı acıları yaşamamak için bugünden geç kalmadan depreme hazırlıklı olmalıyız.
Bunun yolu önce oturmuş olduğumuz binaların depreme dayanıklı olup olmadığını hatırlamamız gerekir.
Bir sonraki aşama ise deprem anında kendimizi sokağa attığımızda güvenli toplanma alanlarına ihtiyacımız var.
Bu konuda deprem yönetmeliğine göre belediyeler imar planlarında toplanma alanları ayırması gerekmektedir.
Bu durum her hangi bir keyfilik değil yasal zorunluluktur.
İki gün önce İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Kadı ile yapmış olduğumuz sohbette bu konu gündeme geldi.
Acaba olası bir depremde toplanma alanı olarak belirlenen yerler nerede olduğunu bilen var mı?
Bu konuda depreme ne kadar hazırlıklıyız?
Gebze, Darıca, Çayırova, Dilovası belediye başkanlarına kamusal bir sorumluluk gereği çağrıda bulunuyoruz;
İmar Planlarında deprem toplanma alanları nerelerdir?
Ayrıca Topçu Kışlası TOKİ’ye verildi bu alanın önemli bir kısmını çok amaçlı toplanma alanı olarak ayrılmasında yarar var.
Bugünden depreme hazırlıklı olursak aynı acıları, aynı sıkıntıları tekrar yaşamayız.
Bunun da yolu toplum bilincini arttırmaktan geçer.
Pek çok alanda ihmale dayalı hatalarımız oluyor.
Bu yüzden deprem kuşağında yaşadığımızı unutmayalım.
Marmara bölgesinin pek çok yerinde imar planlarında deprem için ayrılan alanlar imara açılmış, ranta dönüşmüş durumda.
Umarım bölgemizde bulunan belediyeler böyle bir yanlışa zemin hazırlamaz...!