TOKSİK GAZETECİLİK!

Cengiz Akgün

Geçtiğimiz hafta Gebze Belediyeler Birliği tarafından 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle yemekli bir program düzenlendi.

Yemekli toplantıya katılım oldukça ve de her zaman ki gibi şaşırtıcı şekilde yoğundu.

Aynı masayı paylaştığımız gazeteci Erol Polat ve Murat Çaltepe ile ister istemez, ‘’Ya Gebze’de bu kadar gazeteci var mı’’ diye birbirimize sormadan edemedik.

Salonda mesleki olarak tanımadığımız gerçekten çok kişi vardı.

Mesleğe yıllarımızı vermişiz, kimin gazeteci olup olmadığını doğal olarak biliyoruz.

Aslında Gebze Belediyeler Birliği’nin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü yemekli toplantısı Gebze bölgesinde ne durumda olduğunun en somut göstergesiydi.

Mesleki örgütlerin yani gazeteciler cemiyetlerinin etkisiz olması, mesleki sorunlar ve meslekin gelişmesine dönük kılını kıpırdatmaması da unutulmamalı.

Gazeteci cemiyetleri sırtını yerel yönetimlere yaslar, belediye başkanlarıyla ‘gazeteci’ etiğine sığmayan tutum ve davranışlarda bulunursa sonuçta böyle olur.

Mesleğin asıl amacına dönmesi ve önüne gelenin gazeteci diye kendini tanımlamasına karşı cemiyetler ne zaman hareket edecek?

Mesleğin içindeki toksik gazetecilere ne zaman dur denilecek?

Geçtiğimiz yıl sanrım yazdığım bir yazımı sizinle yeniden paylaşmak istiyorum:

‘’Gazetecilik ne yazık ki her önüne gelenin 'gazeteci' olarak tanımlandığı ilkeleri, değerleri yok edilmiş meslek olarak ayağa düşürülmüş vaziyette.

Gazetenin (İnternet sitesi vb) farklı bölümlerinde çalışanlarla 'fikir işçisi' olanlar eş değer görülüyor.

Bundan dolayı gazetecilik mesleği bir adım ileriye gidemiyor, saygınlığı ve güvenilirliğini yitiriyor.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti gazetecinin tanımını şöyle yapıyor:

"Günlük yahut süreli, yazılı, görüntülü, sesli elektronik veya dijital basın ve yayın organında, kadrolu, sözleşmeli ya da telif karşılığı, haber alma, işleme, iletme veya görüş, fikir belirtme görevi üstlenen ve asıl işi ile başlıca geçim kaynağı bu olup, çalıştığı işletme ile ilgili yasalar karşısındaki konumu bu tanıma uygun olanlar gazetecidir."

Bu kadar basit!

Bu kriterlere uymayanların 'gazeteci' olarak tanımlanmasına ne acıdır ki gazeteciler cemiyetleri çanak tutuyor.

Reklamcı, teknik eleman, gazete dağıtıcısı, matbaacı gazeteci yani fikir işçisi değildir.

Yaklaşık 30 yıldır yalnızca gazetecilik yapan ve başkaca gelir kaynağı olmayan birisi olarak mesleğin bu hale getirilmesinden dolayı üzgünüm.

Gazetecilik bir an önce gazeteci olmayanlardan arındırılmış şekilde gerçek meslek erbabı tarafından temsil edilmelidir.

Sadece Gebze bölgesinde 200-300 kişinin gazeteci diye piyasada dolaşması sanırım her şeyi anlatıyor.’’