Türkiye Komünist Partisi – TKP. Bir zamanların yasaklı kelimesini, terimini, ideolojisini yansıtan TKP, 24 Haziran genel seçimlerindeki seçim yasağını bağımsız adaylar ile delmişti. Yerel seçime adıyla, sanıyla, komünizm olmasa da komünizme giden yolda önemli bir kilometre taşı sosyalizm propagandası ile gidiyor. Bu yerel seçim; Gebze’nin ve Kocaeli’nin sosyalizm ideoloji tek partisi olarak seçimdeler. Gebze’de işçi aday çıkarttılar. Nihat Baş. TKP’ye verilecek her bir oyun bozuk düzene isyan ve karşı duruş olduğunu kaydeden Baş, “Seçimden seçime hatırlanan, varlığı sandıkta kullanacağı oydan ibaret görülen her bir yurttaşın varlığını kanıtlaması, ‘Ben buradayım’ demesi için oyunu TKP’ye vermeye davet ediyoruz” dedi. “Gebze halkı patron partilerine mahkum değil” diyen Baş, sorularımızı şöyle yanıtladı:
TKP belirli sayıda ilçede Belediye Başkan Adayı çıkartmayı tercih etti. Bu ilçelerden birisi de Gebze oldu. Bu tercihin nedeni nedir?
İşçilerin, emekçiler yoğun olarak yaşadığı bu bölgede aynı zamanda sınıf mücadelelerinin tarihi bir birikimi de var. 15-16 Haziran 1970 büyük işçi yürüyüşünün başladığı birkaç noktadan birisi, son zamanlarda ise metal işçilerin grev yasaklarına eylemleri, Flormar direnişi ile öne çıktı. TKP’de uzun süredir bu bölgede mahallelerde ve fabrikalarda örgütleniyor. Bu nedenle TKP olarak Gebze’yi bu seçimlerde düzen partilerinin at oynattığı bir arenaya çevirmelerine müsaade edemezdik.
TKP’nin Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan adayı gibi siz de işçisiniz. Sizi tanıyabilir miyiz?
1964 yılında Sinop doğumluyum. İlk, orta ve liseyi Gebze’de tamamladım. Tezsan, Omtaş gibi metal sektörünün bilinen firmalarında çalıştım. Bu süreç içerisinde Tesssan fabrikasında Otomobil-İş sendikasının örgütlenmesinde çalıştık. Sonrasında geçtiğim Omtaş fabrikasında Birleşik Metal İş işyeri sendika temsilciliği yaptım. Kalıp ustasıyım. Halen metal sektöründe çalışmaya devam ediyorum. Uzun yıllardır TKP ile sosyalizm mücadelesi veriyorum.
Gebze sanayi ile birlikte büyümeye devam ediyor. Bu değişimin yansımalarından biri de kentsel dönüşümü ve konut sorununu beraberinde getiriyor. Sizce bu durum emekçilerin çıkarına mıdır?
İstanbul’da kent merkezlerinin konut açısında değerli hale gelmesi ile buralardaki fabrikalar ve iş yerleri kentin dışına taşınmaya başladırlar. Gebze’de bundan kendine düşen payı aldı, 1990 ve 2000’li yıllara kadar konut ihtiyacının gecekondularla çözmeye çalıştılar. Daha sonrasında İstanbul’un kalabalıklaşması ve trafik sorununu aşmak için çalışanlar sanayiye yakın bölgelere taşınmaya başladılar. Bunun sonucunda kentsel dönüşüm adı altında emekçi mahalleleri yağma ve talana açıldı. Günden güne yoksullaşan emekçiler ise düşen gelirlerini evlerinin değer kazanması ile açığı kapatma peşindeler.
Ancak İstanbul’daki Sulukule, Fikritepe, Gülsuyu, Gülensu örneklerinde olduğu gibi kentsel dönüşümün sonucunda emekçiler kentin çeperlerine atıldılar. Gebze’de de önümüzdeki dönem Yavuz Selim, Hürriyet, Arapçeşme, Beylikbağı, Kirazpınar Mahalleleri’ndeki emekçiler dışarılara itilecekler. Kentsel dönüşüm aynı zamanda ulaşım fiyatlarından pazar fiyatlarına, konut kiralarından elektrik doğalgaz fiyatlarına kadar her alanda zammı da birlikte getirecek.
Bu dönemde birçok partinin adaylarının müteahhit veya inşaat işleri ile uğraşıyor olması boşuna değil!
Gebze Kocaeli’nin içerisinde sanayi işçilerinin yoğun olarak yaşadığı ilçelerin başında geliyor. Bir süredir etkisini hissettiren ekonomik krizin etkileri görülmeye başlandı. Bölgedeki çok sayıda fabrikadan işten çıkartma haberleri, konkordato ilanları geldi. İşsizlik artıyor. İşçiler ne yapmalılar?
Uzun süredir ekonomideki durgunluk inşaat sektörü ve finans alanındaki rant ve faizler ile götürülmeye çalışılıyordu. İmalat sektöründe ise dışa bağımlılık her geçen gün arttı. Bu sürecin sürdürülebilir bir ekonomik süreç olmadığını bugünlerde yaşayarak görüyoruz. Tekil olarak gelen işten çıkartma haberlerinin önümüzdeki aylarda artarak devam edeceğini, devletin teşvikleri ile bu sorunun çözülemeyeceğini görmek zor değil.
Biz işçiler, emekçiler birilerinin iki dudağının arasında sözleri beklemek yerine kendi gücümüzün farkına varmalı, yan yana gelmeli, hak kavgasının ancak örgütlü mücadele ile verilebileceğini hatırlamalıyız. Fabrikalarda birlikte çalışıyoruz, mahallelerde birlikte oturuyoruz, aynı kahveye gidiyoruz aynı parklarda geziyoruz… Bugüne kadar elde ettiğimiz tüm kazanımlar örgütlü mücadelemiz sayesinde oldu. Siyasi ve örgütlü mücadeleyi de birlikte vermememiz için hiçbir neden yok!
Gebze’de bu dönem iddialı adaylar var. Kimisi mali gücü, kimisi mesleki profilini öne çıkartıyor. Halk TKP’yi, bir işçi adayı neden tercih etmeli? Maddi gücü daha yüksek adayların veya partilerin yapacağı katkılar sizden daha fazla olmaz mı?
Kimse merak etmesin, parası çok olanlar harcadıklarının daha fazlasını kazanacakları için seçimler giriyorlar! Aday adayı olmak için bile bir sürü para verdiler partilerine. Düzen bu, işçilere siyasette yer yok. Borç harç içinde geçimini sağlamaya çalışan işçiler bir de üzerine para verip nasıl aday olsunlar?
Bu düzen yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin yapıyor. Günde 16 saat çalışıyoruz bazı zamanlar. Borçlarımızı ödemek için daha ne yapmamız gerekiyor? Bir umudumuz emeklilik vardı onu da 65 yetmez 85’e çıkartmayı düşünüyorlar herhalde. Peki biz bu kadar çok çalışıp borcumuz artarken bu zenginler nasıl bu kadar çok kazanıyorlar?
Tabi ki bizim sırtımızdan kazandıkları ile! Sonra da bizim emeğimizi seçimlerde bize satmaya kalkışıyorlar! Maddi gücü yüksek adaylar işçilere siyaset yapma hakkının tanımayarak işte böyle “katkılar” yapacaklar. Güçleri “bizden çaldıkları kadar!”. Biz ise hırsız değiliz, komünistiz. TKP emekçi halktan çalınan her şeyi geri almak için mücadele ediyor.
Son olarak, Gebze de çalışmalarınız nasıl gidiyor? Seçim takviminiz nasıl olacak?
Gebze’de sokakta, pazarda, fabrikalarda, direniş alanlarında, evlerde çalışmalarımıza devam ediyoruz. Çok sayıda insan ile karşılaştık. Bu düzen güveni kalmayan birçok insan gönlünün bizden yana olduğunu, oyunu bize vereceğini söylüyor. Geçmişinde sosyalizm mücadelesi veren birçok kişi ile karşılaşıyoruz, bizi görünce umutlandıklarını görüyoruz. Kendi insanlarımızı tekrar geri kazanıyoruz, bir süredir düzen partilerinin sahte umutlar ile halkı kandırarak çaldığı oylarımızı geriye almaya başladık.
Günümüzde yerel seçime girecek olan ittifaklar dâhili ve harici düzen partileri, hiçbir seçmene oylarıyla kendilerinin varlığını hissettirme seçeneği tanımıyor. Oysa ki TKP’ye verilecek her oy bu bozuk düzene bir isyan ve karşı duruştur. Seçimden seçime hatırlanan, varlığı sandıkta kullanacağı oydan ibaret görülen her bir yurttaşın varlığını kanıtlaması, ‘Ben buradayım’ demesi için oyunu TKP’ye vermeye davet ediyoruz.
Üstelik biz diğer partiler gibi seçimlerden sonra telefonları kapatıp bize güvenen insanları yalnız bırakmıyoruz. 1 Nisandan sonra yine alanlarda olacağız, daha da güçlenerek mücadeleyi örgütlemeye devam edeceğiz!