Tiyatro ve Sinema Emekçileri Taş mı Yesin?

Halil Yeni

İçişleri Bakanlığı, koronavirüs salgınına karşı alınan tedbirler kapsamında tiyatrolar, sinemalar, konser salonları ve gösteri merkezlerinin faaliyetlerini 17 Mart'tan itibaren süresiz olarak durdurmuştu.

Özel tiyatrolar Covid19 salgınıyla birlikte eşi görülmemiş bir krizin içine girdi. Tüm tiyatrolar kapılarını kapattı. Oyuncusundan dekorcusuna, yönetmeninden teknik ekibine 2 binden fazla tiyatro emekçisi işsiz kaldı. 200’e yakın tiyatro topluluğu gelir elde edemedikleri bir sürecin içine girdi.

Bu süre zarfında tiyatro kuruluşları birleşerek bazı kampanyalar düzenledi. ‘’Dayanışmanın Yüzü Şiir’’ platformu tiyatro emekçileri için maddi destek çağrısında bulundu. Tiyatro kooperatifi ise ‘’Bizde yerin ayrı’’ kampanyası düzenleyerek ileri de izlenecek tiyatroların biletlerini destek için şimdiden alınmasına yönelik bir çalışma başlattı. Daha sonra ''tiyatromuz yaşasın’’ çağrısıyla birçok tiyatro topluluğu salgının yaşattığı ekonomik kriz karşısında hükümetten bazı taleplerde bulundu.

 

Taleplerin bazıları şöyleydi;

Kamusal Tiyatroların KDV, Gelir Vergisi, Stopaj gibi vergilerden muaf tutulması. Elektrik, doğalgaz, su gibi faturalarının 2021 Ocak ayına kadar dondurulması. Tiyatrolarda çalışan personellerin maaşları ve SGK primlerinin 2021 Ocak ayına kadar devlet tarafından ödenmesi. Tiyatro emekçilerinin asgari yaşamsal koşullarının sağlanması… Fakat bu taleplerin hiç biri karşılanmadı.

Ücretli dizi / film kanallarının ülkemizde de yaygın hale gelmesi sinema kültürüne zararlar vermeye başlamıştı. Bir de üstüne salgın döneminin gelmesi sinemanın tabutuna çakılan son çivi olarak değerlendiriliyor.

Bir çok ülkede sinemalar, sokağa çıkma kısıtlamalarının ardından yeniden kapılarını açtı. Ancak sosyal mesafe kuralları daha az bilet satışına izin verdiğinden bilhassa küçük sinemalar zarar etti. Enfeksiyon endişesiyle de insanlar sinema salonlarına gitmedi. Yeni filmler çekilmiyor. Çekilenler ise gişe kaygısı nedeniyle salonlara değil film ve dizi kanallarına satılıyor. Film ve dizi kanallarının yaygın hale gelmesi ise sinema salonlarının geleceğini tehdit ediyor. Küçük sinema salonları kapanıyor. Hiç bir yapımcı sinema filmine bütçe ayırmak istemiyor. Bağımsız sinema filmleri çekilemiyor. Ve çok sayıda emekçi ya işsiz kalıyor, ya başka işler yapıyor.

 

 

Son alınan kararla birlikte sinema salonları Ocak 2021 yılına kadar yine kapatıldı. İktidar sermaye gruplarına farklı reçetelerle destek olurken, kültür sanat merkezlerine ve buralardan hayatını kazanan emekçilere ise destek vermiyor. Görev yine kültür sanat dostlarına düşüyor.

Kültürsüz toplumlar hastalıklıdır. Covit19 ne kadar tehlikeliyse, sanatsız bir toplumda o derece tehlikelidir. Bu dönemde kültür sanat mücadelesi veren kişi yada kurumlara daha çok sahip çıkmalı, onlarla dayanışma içinde olmalıyız.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.