Dünyanın en saygın haber ve politika dergisi olan, dünyayı yakından takip eden ünlü Time Dergisine 4 yıl arayla 2 kez kapak olan kişinin Mustafa Kemal Atatürk olduğunu biliyor muydunuz? İlki 24 Mart 1923'te, ikincisi ise 21 Şubat 1927'de ünlü derginin kapağında yer alan Atatürk’ün derginin içinde kapsamlı röportajı da yer almaktaydı.
“Hiç şüphesiz Mustafa Kemal Paşa modern tarihin en büyük isimlerinden biridir...” Bu sözler bazıları için beylik sözler ya da resmi ideoloji’nin bilindik yinelemelerinden biri olarak algılanabilir. Ancak bu sözler 99 yıl önce saygın Time dergisinde yer alan haber yorumdan alındığını hemen belirtmeliyim.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, büyük devlet adamı, büyük komutan, eşsiz bir eğitimci, çağdaşlığın, bilimin, ışığın ve kalkınmanın öncüsü. Milleti için yaptığı her savaştan galip çıkarken, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı sıfatıyla, kalitesi, konuşmaları ve davranışlarıyla sadece Türk milletine değil tüm dünya milletlerine ve liderlerine örnek olmuştur.
Cumhuriyetin ilanından birkaç ay önce Atatürk, 24 Mart 1923'te Time dergisine kapak olurken basına verdiği bilgiler doğrultusunda, Anadolu topraklarında, özgür bir ulus kurma mücadelesi ve kişiliği hakkında övgü dolu sözler yazılmıştır.
Bugün en ünlü Atatürk fotoğraflarından biri haline gelen, Mustafa Kemal’in kalpaklı fotoğrafını kapağına taşıyan Time dergisi, 24 Mart 1923’te, o sıralar devam etmekte olan Lozan Konferansı’nı ve bu konferansın yapılabilmesini sağlayan süreci kapak konusu yaparak okuyucularına duyurmuştu. Hazırlanan haber-yorum için seçilen başlık da, kullanılan fotoğraf kadar ilginçti;
“TÜRK NEREDE KENDİSİNİN EFENDİSİDİR?” ve Mustafa Kemal Paşanın verdiği cevap ise beklenmedik olduğu kadar dokunaklı olarak yorumlandı yıllar boyunca;
“TÜRKİYE’DE”…
Döneminde büyük ses getiren röportaj yazısında, dergide yer alan makalede tarihçi Arnold J. Tyoybee'nin görüşlerinden de yararlanılmıştır. Ayrıca dönemin tarihçilerinden Profesör Hoof, "Mustafa Kemal Paşa şüphesiz çağdaş tarihin en büyük şahsiyetlerinden biridir. Daha iyi bir dünyayı beklemek yerine milli hareketin ilhamını kendisi başlattı" diyerek Atatürk’ün kendisine ve ülkesi adına gerçekleştirdiği başarılarına hayranlığını dile getirmiştir.
Time Dergisi, 24 Mart 1923
(Metnin orijinali)
“Mustapha Kemal Pasha has disproved the adage, "Where is a Turk his own master?" by substituting the answer, "In Turkey! " for the usual retort, "In hell." These words sum up the fundamental characteristics of Kemal's policy. He stands today as the Emancipator of Turkey. He has lifted the people out of the slough of servile submission to alien authority, brought them to a realization of their inherent qualities and to an independence of thought and action.
Kemal has stepped from the crucible of conflicting calumnies with an unstained reputation. Some of these wild reports charged him with being anything from a traitor to his country to being a "foreigner." Kemal is pure Turk (not, as some have said, a Jew) and has proved to the whole world that he is the core of Modern Turkey. He is a fine type of professional soldier, who has earned his laurels by sticking to his calling. Professor Arnold J. Toynbee, in his admirably written book, The Western Question in Greece and Turkey, says of him: "He proved by a personal demonstration that a Turk can be his own master in Anatolia without having to wait for a better world, and under his inspiration the National Movement sprang to life." Without doubt Mustapha Kemal Pasha is one of the great figures in contemporary history. He stands now against the unseen forces of Western civilization, determined to hold what Turkey has won.
Turk Terms
All the Allied Governments have now received the full text of the counterproposals to the Lausanne Treaty, forwarded by the Angora Government last week.
The extent of the Turkish amendments concern France and Italy more than Britain. The Turks have insisted on further modifications in regard to the conditions under which foreigners will be permitted to reside and do business in Turkey. This is sure to cause France a good deal of concern on account of her large trade interest in the Near East. A request for the island of Castellorizo may also be unwelcome to Italy. Britain, however, seems to be content to settle the Mosul question by direct negotiations, as suggested by Turkey. The Turkish proposal to lift the economic clauses out of the Treaty and reserve them for future discussion, may, however, prove to be a serious difficulty.”
BİLGİ:
Cumhuriyet Bayramı, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet yönetimi ilan etmesi anısına her yıl 29 Ekim günü Türkiye'de ve Kuzey Kıbrıs'ta kutlanan bir millî bayramımızdır. 1925 yılında çıkarılan bir yasa ile millî bayram olarak kutlanmaya başlanmıştır. Kutlu olsun…
Onuncu Yıl Marşı, Faruk Nafiz Çamlıbel ve Behçet Kemal Çağlar tarafından yazılan ve Cemal Reşit Rey tarafından 1933 yılında bestelenen marştır. 29 Ekim 1923'te kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun onuncu yıl kutlamaları için düzenlenen yarışmada seçilen marştır.
Çıktık açık alınla on yılda her savaştan;
On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan;
Başta bütün dünyanın saydığı başkumandan,
Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan.
Türk'üz: Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi;
Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!
Bir hızda kötülüğü, geriliği boğarız,
Karanlığın üstüne güneş gibi doğarız.
Türk'üz, bütün başlardan üstün olan başlarız;
Tarihten önce vardık, tarihten sonra varız.
Türk'üz: Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi;
Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!
Çizerek kanımızla öz yurdun hartasını,
Dindirdik memleketin yıllar süren yasını;
Bütünledik her yönden istiklâl kavgasını...
Bütün dünya öğrendi Türklüğü saymasını!
Türk'üz: Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi;
Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!
Örnektir milletlere açtığımız yeni iz;
İmtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitleyiz:
Uyduk görüşte bilgi, gidişte ülküye biz.
Tersine dönse dünya yolumuzdan dönmeyiz.
Türk'üz: Cumhuriyet'in göğsümüz tunç siperi;
Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri!