Dünya’da en çok okunan kitaplardan biride Milena’ya mektuplar isimli kitaptır. Kafka’nın milena isimli bir kadına aşk mektuplarıdır eskiden aşklar bu yüzden çok güzeldi kolay kolay bitmezdi şimdi aşk meşkte kalmadı teknolojik aletler aşkı bitirdi ne ise burası başka bir konu benim ülkem insanları kitap okumadıkları için Kafka’yı da milena’yı da tanımazlar tanıyorlar da Milena’yı saf edilgen genç ve güzel bir kız olarak bilirler bu mektupları okuyana kadar bende böyle biri biliyordum böyle değil milena bilinçli kültürlü anarşist bir kadın ben kitaptan böyle bir figür çıkarttım onu dünya Kafka ile tanır Kafka büyük bir yazar Kafka olmasaydı kimse milena gibi birini tanımazdı Kafka büyük bir yazardır ama cimri korkaktır bu yüzden tanıştıktan bir süre sonra ayrılırlar milena Kafka’nın tam tersi bir kadındır.
Kafka ile Milena’nın ayrılmalarına bir dilenci sebep olur bir meydanda dolaşırlarken bir dilenci yanlarına gelir Kafka on kron verir sonra dilenciden parayı geri alır bir kron verir parayı özellikle mülk edinmeyi hiç sevmeyen Milena’yı bu olay çok etkiler ve hemen oracıkta Kafka’dan ayrılır Milena’nın paraya ve özel mülke olan karşıtlığı babasından kaynaklanmaktadır babası çok varlıklı biridir babası çocukluğunda Milenanın istediği sevgiyi vermez babasına karşı büyük bir kinle büyür. Büyür büyümez eline geçirdiği babasının servetinin büyük bir bölümünü yoksullara dağıtır bu eyleminden dolayı babası Milena’nın delirdiğine inanır böyle şeyleri ancak deliler yapabilir onu bir tımarhaneye kapattırır.
Zenginler hep böyledir işlerine gelmediğiniz zaman sizi deli olarak ilan ederler bu şekilde delilikle suçlanıp hayatlarını tımarhanelerde çürütmüş onurlu çok insan vardır çocukluğumuz çok önemlidir bir insanın çocukluğu kötü geçmişse bu yaşadığı her şeye etki eder çocukluğumuzda cinselliğimiz gibi dipsiz bir kuyu gibidir milena’yı delirten çocukluğudur Milena’yı babası tımarhanede de rahat bırakmaz çok zengin bir adamla evlendirir tımarhaneden çıkar çıkmaz eşinin servetini yoksullara dağıtmaya başlar adamı iflas ettirir ve bir okulda öğretmenliğe başlar para yetmeyince sokaklarda hamal etmeye başlar işte milena böyle muhteşem bir delidir böyle deli
Dostlar başına ben onu çok sevdim bizim sülaleden çok isterdim böyle bir kardeşim olmasını kendine güvenen bağımsız ve anarşist ruhu amazon bir kadın cahiller ve para severler sevmezler bu tip kadınları cahiller ve kadın düşmanları bilmezler yeryüzünde hiç kimse hiçbir şey yokken kadın vardı o kadının nişanı tüm insanların üzerindedir Dostoyevski’nin babası çok sıkıntılı biriymiş sıkıntıları bastırınca gider eşine ağlar içini dökermiş aynı şeyi bende yapardım ben içimi anama açardım benim doktorum anamdı
Kadın düşmanı zavallılarda bilirler ama korkaklıklarından söyleyemezler ben söyleyeyim bütün dertlerimizin sıkıntılarımızın dermanı kadınlarımızdadır benim tek doktorum vardı oda annemdi milena böyle bir kadın deliymiş canım kurban olsun böyle delilere delilik kadar güzel bir şey var mı ilk önce deli kendine koyduğu yasakları sonra sistemin koyduğu yasakları söker atar bence delilik nedir sorusunun en pratik cevabı da budur on gün önce İzmir’e gitmiştim köylülerimiz çoğunu gördüm konuştum çok da ilginç bir şey oldu çok zamandır görmediğim babamın ahbabı olan Ali dayı beni tanıyamadı kendimi tanıttım adam kendi kendine şaşırdım kaldım oğul neden amca dedim
? neden olacak bizimkiler senin dellendiğini tımarhanede yattığını söylemiştiler iyi görünüyorsun bana şu hikayeni bir anlat anlattım tabi beni dinledikten sonra inşallah delilerin başlarına böyle şeyler gelir dünyanın en büyük ressamlarından olan ram rant deliliği yüzünden son günlerini sokaklarda dilenerek geçirmiş Can Gogh’a oda son yıllarını bir tımarhanede geçirmiş büyük İskender bir daha dünyaya gelirsem diyajon gibi biri olarak gelmek isterim demiş hayatı boyunca bir tek adam eleştirmiş kendisini oda deliler delisi Jiyonjendir diyojene büyük isken dere gölge etme üstüme başka ihsan istemem sözlerini söyleten deliliğidir insanlığın aydınlık geleceğe delilere bağlıdır.