Başbakan Ahmet Davutoğlu, geçen hafta sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği Sur, Cizre ve Silopi için, "Bütün o ilçeler terör unsurlarından temizlenecek’’ diyor.
Nerede diyor ?
Yandaş medyanın ekran yüzü olan A Haber’in canlı yayınında…
‘’Gerekirse mahalle mahalle, ev ev, sokak sokak. Dağlıca olayındaki gibi o emri veren gururla söylüyorum o dağlarda tek bir terörist kalmadı" ifadeleri de Başbakan’ın.
Peki, bugünden bakarak soruyorum, temizlediniz mi ?
Hiç sanmıyorum ya, neyse…
Belli ki, ardı ardına sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği ve çok sayıda sivil ölüm haberlerinin geldiği Sur, Cizre ve Silopi’de yaşanan gelişmelerden çok rahatsız. Bunu da gizlemiyor ve "Ben de memnun değilim sokağa çıkma yasağından" ifadesini kullanıyor.
Sokağa çıkma yasağı mantığını da ‘’sivil kaybı önlemek için" diye açıklıyor.
Başbakan’ın övündüğü şeye bakar mısınız, sanki 13 yıldır bu ülkeyi onlar yönetmiyormuş gibi konuşup, "Son 30 yılın en kritik fakat en başarılı terörle mücadele operasyonlarını yürütüyoruz" diyor.
İyi de, 13 yıldır neden yapmadınız ?
13 yıldır terör dağlarda ve şehirlerde kol gezerken neden gereken önemi verip de hareket etmediniz ?
Yoksa, terörle mücadele konusunda da birileri sizi aldattı mı ?
Bence, ‘’çözüm süreci’’ diye tanımladıkları ve çatışmasızlığın yaşandığı o günlerde siyaseten güç kaybı yaşadıkları için taktik değiştirerek daha saldırgan politika izleyip, yeniden hegemonya kurma niyetinin mesajları satır aralarından okunuyor.
Bu konuda, Cumhurbaşkanı ve Başbakan ağız ve söz birliği içinde konuşuyor. Tabi, ideolojik yaklaşımın, güvenlikçi politikaların mucidi Başbakan değil, Cumhurbaşkanı. Başbakan’ın yaptığı, yürütmenin başı olmak dolayısıyla verilen görevi ifa ederken aslına uygun açıklamalar yapmak.
Bir de, kendi dışındakilere yönelik üslup benzerliği Başbakan’ı etkisi kılıyor. Çünkü, ana muhalefet parti ve TBMM’de grubu bulunan diğer partilerin liderlerine hitap şekli bile kendisine ait değil. Nezaketten yoksun ve saldırgan içerikli bu üslup, Cumhurbaşkanı’na ait, Başbakan da iyi bir taklitçi.
Başbakan’ın ana muhalefet partisi liderine gönderme yaparken kullandığı söylemine bakar mısınız. Diyor ki,
‘’Kılıçdaroğlu diyor ki, bu arkadaşlar hendek kazmasın. Nereden arkadaş oluyor bunlar?................."
Ana muhalefet partisi liderinin geniş konuşması içinden cımbızla çekip aldığı bu cümleye göndermede bulunarak, Kılıçdaroğlu’nu PKK militanlarıyla arkadaş olmakla suçlamayı seçiyor.
İyi de, çözüm sürecinde o hareketin İmralı’daki lideriyle aynı masada görüşen kimdi acaba ?
Meseleyi ‘’arkadaş olmak’’ diye kodlayacaksanız, aynı masada görüş alışverişi yapılmasını sağlayanların arasındaki diyalogun daha sıkı olması gerekmez mi ?
Bu çelişkiyi, kim nasıl açıklayabilir ki ?
Son bir soru, ‘’Sayın Başbakan, sahiden temizleyebildiniz mi ?’’