İnşaat Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi, 17 Ağustos depreminin 21’nci yıldönümünde, “Göçük altından kimsenin ‘sesimi duyan var mı?’ dememesi için biz her zaman sesimizi duyurmaya devam edeceğiz” başlığıyla yazılı açıklamada bulundu. Açıklamada, “Bugüne kadar yapılan çalışmalar, deprem öncesi alınacak önlemlerin deprem riskini önemli ölçüde azalttığını ortaya koymuştur. Sorunu sorun olmaktan çıkaracak olan tek yol; deprem yaşanmadan önce alınacak önlemlerde saklıdır” denildi. İMO Kocaeli Şube Başkanı Kahraman Bulut tarafından yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Türkiye’nin, Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF), Doğu Anadolu Fay Hattı (DAF) ve Batı Anadolu Fay Hattı (BAF) olmak üzere 3 hattın üzerinde yer alan bir deprem ülkesi olduğu unutulmamalıdır.17 Ağustos 1999 tarihinde merkez üssü Gölcük olan 7,4 şiddetindeki deprem de Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın kırılmasıyla oluşmuştur. Üzerinden 21 yıl geçmiş olmasına rağmen 1999 Depremi’nin oluşturduğu yıkıcı etki hala belleklerde tazeliğini korumakta bizlere depreme her daim hazır olunması ve önlem alınması gerçeğini hatırlatmaktadır.
100 YILDA 110 BİN İNSAN
100 yıl içerisinde oluşan depremlerde 110 bin insanımız yaşamını yitirmiş, 700 bin mertebesinde yapımız yerle bir olmuştur. Bilinmesi gerekir ki depremler sadece can kayıpları ortaya çıkarmaz. Meydana geldikleri bölgenin altyapısını ve ekonomik düzenini bozmakla kalmayıp oldukça ciddi sorunlar da yaratır. Bulaşıcı ve salgın hastalıklar, yaralanma, psikolojik sorunlar, sakat kalma, pazar kaybı, üretim ve gelir kaybı, enflasyon, acil yardım harcamaları, işsizlik ve planlanan yatırımların gecikmesi, çevrenin bozulması ve çevre sorunları gibi önemli sonuçlar doğurmaktadır.
NÜFUSUN YÜZDE 25’İNE
17 Ağustos 1999 yılında yaşanan ve ülke tarihimizin sonuçları itibariyle en acı depremlerinden biri olan 7.4 büyüklüğündeki Gölcük Merkezli depreminin üzerinden 21 yıl geçti. Resmi sonuçlara göre 18 bin 873 insanımız yaşamını yitirdi,23 bin 781 insanımız yaralandı, 328 bin 113 ev ve işyeri yıkıldı veya hasar gördü. Açıkçası Yapılarımızın yüzde 25'i, kullanılamaz hale geldi. yüzde 6’sı yerle bir oldu, yüzde 7’si ağır hasar, yüzde 12’si de orta derecede hasar gördü. Bir milyondan fazla insanımız evsiz kaldı.17 milyar dolardan fazla ekonomik kayıp ortaya çıktı. Marmara Bölgesi başta olmak üzere 16 milyon insanımız bu depremin sonuçlarını yakından hissetti, bu da o tarihteki ülke nüfusunun yaklaşık olarak yüzde 25 ‘ine tekabül etmektedir.
Bir doğa olayı olan depremi doğal afete dönüştüren şey bilim ve mühendislik dışı yapılaşmadır. Deprem sonrası yaraları sarmak elbette ki mühimdir ancak deprem öncesi alınacak önlemler daha hayati ve ekonomiktir. Bu noktada geçmişte deprem sonrası yaşadığımız sorunlar, beklenen depremlere karşı alınacak tedbirler için yol gösterici olmalıdır.
ÜRETEN KENTE YETERLİ DEĞER VERİLMİYOR
Kocaeli yüzölçümü bakımından küçük, ancak katma değeri bakımından büyük bir ildir. İlimiz, 2019 yılında 72 milyar TL vergi ödemiştir. Kocaeli tam anlamıyla bir iş ve emek kentidir. Bu rakam, Türkiye’nin genelinde 69 ilin vergi gelirlerinin toplamından fazladır. Kocaeli’nin 2019 yılında ödediği kişi başı vergi ile Türkiye ortalamasının kat kat üzerine çıkarak yine devlete en fazla kazanç sağlayan il olmuştur. Buna karşılık Kocaeli’de kişi başına devletin harcaması 3 bin 678 TL ile Türkiye ortalaması olan 9 bin 991 TL’nin malesef kat ve kat altında kalmaktadır.
Bu da kamu marifetiyle yapılan yatırımın ilimizde az olduğunu göstermektedir. Üretim yapan bu kente Kamu yatırımlarının artması ve şehrimiz hakkı olan Yatırımları alarak depreme hazır hale getirilmelidir.
Bir deprem kenti olan Kocaeli’ni ve YAPILARIMIZI OLASI BİR DEPREME HAZIRLAMAK İÇİN NELER YAPMALIYIZ?
1-Ulusal Deprem Strateji ve Eylem Planı(UDSEP 2012- 2023) Gereklilikleri acil Olarak yerine getirilmelidir
2-Her şeyden önce en hızlı şekilde DEPREM MASTER PLANI oluşturulmalıdır.
3-Vatandaşa hizmet edecek tüm kamu binaları özellikle hastaneler ve okullar artık depreme güvenli hale getirilmelidir.
4-Yapı stoğunun Envanterinin çıkartılıp risk bölgeleri haritaları çıkartılmalıdır.
5-D-100 ve D-130 Karayolu üzerinde yolun olası bir depremde kapanmasına neden olacak bütün yapılar acil olarak depreme dayanıklı hale getirilmelidir.
6-Afet için belirlenen Acil müdahale yollarının devamlı açık olması sağlanmalıdır. Bu yollara cephe olan yapıların deprem yönünden güvenli yapılar olması gerekmektedir ve Bu yollarda hiçbir zaman araç park etmesine izin verilmemelidir.
7-Acil durum toplanma alanları olarak belirlenen okulların depreme dayanıklı olmaları gerekmektedir.
8-Acil toplanma alanlarının uluslararası standartlara uygun hale getirilmesi gerekmektedir olası bir afette İnsani ihtiyaçları karşılayacak şekilde şimdiden hazırlamalıdır.
9-Deprem sonrasında çadır ve konteyner konulacak alanların şimdiden alt yapılarının eksiksiz olarak tamamlanması gerekmektedir.
10-Bilimsel ölçekte kent planlarının yapılması, mesleki yetkinliğe dayalı yapı denetim sisteminin kurulması, nitelikli bir mühendislik eğitimi koşullarının sağlanması, mühendislik hizmetlerindeki kalitenin yükseltilmesi, İnşaat Mühendisliği Bölüm ve Programlarıyla ilgili kontenjanların azaltılması,3458 Sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkındaki Yasanın değiştirilmesi ve meslek alanımızla ilgili olarak bir “MESLEK YASASININ” çıkarılması zorunludur.
11-Yapı güvenliğinin sağlanması için yapılması gereken uygulamalar ve yeni bir "AFET" bilincinin oluşturulması konusu ilgili kurum ve kuruluşların işbirliği ile geliştirilebilir. Afet anı ve sonrasına odaklanmaktan daha çok afet öncesine odaklanmak gerekiyor. Tüm ülke toprakları inşaat sektörünün bir arazisi olarak görülmemeli, bilimsel bilgi ve kent planlaması kapsamında ve ihtiyaç temelli yapılar yapılmalıdır.
12-Yeni yapılacak olan yapıların proje ve üretim süreçlerini bilim, teknik ve mühendisliği harmanlayan etik ve ahlaki anlayışı yüksek olan yetkin mühendislere teslim etmek gerekir.
13-Yapım ve denetim sürecinde bulunan çalışanlar (Mühendis, Müteahhit, İnşaat Ustaları vb.) düzenli olarak eğitilmeli ve mesleki yeterlilikleri belgelendirilmelidir.
14-Kentsel dönüşümü; bireysel dönüşümlerden ziyade yasanın amacına yönelik, geniş alanlarda alanın tamamını kapsayacak şekilde yeniden planlayarak daha ferah ve konforlu yaşam alanları oluşturulmalıdır.
15-Vatandaşlarımız “DEPREM GERÇEĞİ” konusunda sürekli bilinçlendirilmelidir. Kentlerimizde düzenli olarak afet tatbikatların belirli periyotlarla Sürekli yapılması gerekmektedir.
Yukarıda saydığımız tüm maddelerde Meslek Odaları’mız bütünüyle aktif ve etkin rol almaktadır
SONUÇ OLARAK
Yeni yapılacak olan yapıların, "Bina Deprem Yönetmeliği" dikkate alınarak bilim, teknoloji ve mühendislik ilkeleri doğrultusunda yapılması can ve mal güvenliğinin sağlanması bakımından büyük bir önem taşımaktadır. Var olan yapı stokumuz güvenli olmaktan uzaktır. Üretilecek olan yapılarla ilgili olarak yer seçim kararlarından zemin- yapı ilişkisine, doğru bir tasarımdan, yapı üretim evrelerinin bilgiye dayalı bir anlayışla denetlenmesine kadar bütünlüklü bir yapı üretim sisteminin kurulmasına ihtiyaç var. 17 Ağustos 1999 Gölcük merkezli Depremden bugüne kadar geçen 21 yıl içinde zaman zaman doğru çalışmalar da yapılmıştır. Fakat yaşamış olduğumuz orta büyüklükteki bir depremde bile yapıların yıkılması yapı stokumuzun büyük bir riskle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Ayrıca kendi kendisine yıkılan yapıların varlığı ve tümüyle kaçak olarak yapılan yapıların af kapsamına alınmış olmaları da kentlerimizin büyük bir risk altında olduğunun önemli bir işaretidir.
Bugüne kadar yapılan çalışmalar, deprem öncesi alınacak önlemlerin deprem riskini önemli ölçüde azalttığını ortaya koymuştur. Sorunu sorun olmaktan çıkaracak olan tek yol; deprem yaşanmadan önce alınacak önlemlerde saklıdır.
Özetle; 17 Ağustos Depremi başta olmak üzere yaşamış olduğumuz tüm depremlerden ders almamız gerektiği ortaya çıkmıştır. Bu bilgilerin doğrultusunda; bilim ve mühendisliğin ışığından ayrılmadan, etik ve ahlaki değerlere sahip yetkin mühendis ve kişilerle sağlam ve ekonomik yapılar inşa etmeliyiz.
İnşaat Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi olarak 17 Ağustos Depremi’nin 21.yıl dönümünde depremde yaşamını kaybeden tüm vatandaşlarımızı saygı ve rahmetle anıyor, yakınlarına bir kez daha baş sağlığı ve sabırlar diliyoruz. Depremle ilgili sorumluluklarımızı bilerek depremi unutmayacağımıza ve unutturmayacağımıza söz veriyoruz." (Haber Merkezi)