Çayırova Belediyesi Ağustos ayı meclis toplantısı gerilimli başladı.
Meclis oturumunu yöneten Başkan Şevki Demirci ilk iş olarak gazetecileri dışarı çıkartma girişimi oldu.
Görüntülü yayın yapan gazetecilerin kameralarını şov malzemesine benzetmek doğru bir yaklaşım değil.
Belediye Meclisleri herkese açık yerlerdir.
“ben seni meclise almak istemiyorum” söyleme lüksüne hiç kimse sahip değil.
Hiç unutmam Gebze Belediyesi’nin eski binasında yer alan Cevat Metin Meclis Salonunda 1990’lı yıllarda toplantıları izlemeye gelen vatandaşlar çoğu kez ayakta meclis toplantılarını izlerdi.
Bu durumdan rahatsız olan meclis üyeleri Belediye Başkanına meclisi izlemeye gelen vatandaşların rahat edebilmesi için toplantı günleri sandalye sayısını arttırma önerisinde bulundu.
Talep Belediye Başkanı tarafından kabul edildi.
Gazetecilerin oturma alanı ise tüm meclis üyelerini ve izleyicileri görebilecek bir yere yerleştirilmişti.
Aradan geçen zaman içerisinde vatandaşın meclis toplantılarına katılım azaldı.
Bunun yerine gazeteciler mecliste ne konuşulduğunu hangi kararlar alındığını takip ederek kent insanına duyurma görevini üstlendi.
Kamera veya fotoğraf makinesi meclis salonuna girmesini yasal olarak engellemek mümkün değil.
Meclis oturumunu yöneten başkan görüntü ve resim çeken kişinin gazeteci olup olmadığını sorma hakkına sahiptir.
Bunun dışında meclis oturumunu engelleyici hatta huzur bozan olursa başkan müdahale edebilir.
Belediye yönetimi basın mensuplarının rahat çalışabilmesi için her türlü imkanı sağlamakla yükümlüdür.
Şimdi gelelim belediye yönetimi neden gazeteciyi mecliste görmek istemez sorusuna;
Siyasetçi toplumun öğrenmesini istemediği konuları gizli tutmak ister.
Bu yüzden gazetecinin olup biteni topluma ve kamuoyuna aktarmasını engeller.
Çayırova’da gerilime neden olan encümen kararıyla satışa çıkarttılar 4500 metre arsa için ne söylemiş başkan “ ben bu arsayı ölü bir yol olarak görüyorum”
İyi güzelde belediyeler arsa ve arazileri nasıl satış yapacağı yasa ile belirlenmiş.
Üstelik başkanlar ve yönetimler meclise hesap verme zorunluluğu vardır.
Hiç kimse keyfi uygulamada bulunmaz.
Gizli kapaklı işler çevirmek isteyenler elbet bir gün hesap verme durumunda kalır.
Gazeteciyi mecliste istemiyorum demek bir çok insanın kafasında soru işareti yaratır.