** Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının “Tam bağımsız Türkiye için Mustafa Kemal yürüyüşü 30 Ekim 1968’de Samsun’dan başladı. Anıtkabir’de sonlanacaktı ama 09 Kasım’da Kayaş’ta noktalandı. Deniz ve yürüyüşü tamamlayan arkadaşları 10 Kasım 1968’de Atatürk Anıtı’na çelenk bıraktı
** Petrol-İş Sendikası Gebze Şube asistanı Yeliz İştar, Cumhuriyet’in 45’nci yıldönümündeki yürüyüşü 97’nci yıldönümünde anımsattı: “Deniz ve arkadaşları ‘Atatürk’ demek yetmez deyip Atatürk olmuşlardı. Bugün de Deniz olmak sloganda kalmamalı, hayata geçmeli. O gün onlara, “Darbeci” diyenler darbe yaptı!”
“Büyük Önder, Amerikan emperyalizmine karşı ikinci Milli Kurtuluş Savaşımız’da izindeyiz. Milli Kurtuluş Savaşımız yok edilemez. Onu yok etmek için bütün Türk Milleti’ni yok etmek gerekir.
Tam Bağımsız Türkiye için Mustafa Kemal Yürüyüşçüleri.”
12 Eylül 1980 askeri darbesinin 40’ncı yıldönümünde, 14 Eylül 2020’de başladığımız “Hava ‘kurşun’ gibi ağır” adlı dizimiz ikinci ayını doldurmak üzere. Bugüne kadar dizimizde ağırladığımız hemen her konuğun topluma yönelik bir öğretisi, bir hatırlatması, anısı oldu. Konuklarımız ama yaşadıklarını, ama yaşanmışlıkları anlattı.
Yeliz İştar ile görüşmemiz bu yılki Cumhuriyet Bayramı’na bir gün kala gerçekleşti. Sorduk, yanıtladık. Bugün sayfayı ikiye böldük. Sorular yer götürmesin. İştar kimi sorularımıza şu yanıtları vardı:
ULUBEY’DE FINDIK ZAMANI…
“1983 yılında Ordu’nun Ulubey İlçesi’nde, fındık zamanında dünyaya geldim. Altı yaşına kadar çok güzel bir çocukluk dönemi geçirdim. Sonra önce ikamet, gençlik yıllarımda çalışma olarak Gebze yıllarım başladı. Geçtiğimiz yıllarda önce Tuzla sonra Maltepe’ye taşındık ama Gebze maceram hala sürüyor, sürecek.
KOMŞUMUZUN BELEDİYE BAŞKANI..
Emeğin nasıl sömürüldüğüne, şahsımda tanık oldum. Şunu söylemem mümkün. Çalışma hayatına atılmakla birlikte kişi politik bir kimlik ediniyor. Şöyle bir örnek vermek isterim. Bizim ilçemizin komşu ilçelerinden biri Fatsa. Ve Ulubey’de de hala Terzi Fikri’nin 1979-1980 arası belediye başkanlığı araştırılır. Merak ettim, araştırdım..
‘ATATÜRK’ DEMEK YETMEZ…
Araştırmalarım bunlarla sınırlı kalmadı. Her yılın 6 Mayıs’ın da idamlarının yıldönümünde anılan Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının mücadelelerini inceledim. Tam da bugünlerde, 30 Ekim 1968’de ‘Tam bağımsız Türkiye için Mustafa Kemal yürüyüşü’nü başlattılar. Benim o yürüyüşten anladığım şu: Deniz ve arkadaşları ‘Atatürk’ demek yetmez deyip Atatürk olmuşlardı. Bugün de Deniz olmak sloganda kalmamalı, hayata geçmeli. O gün onlara, “Darbeci” diyenler darbe yaptı!
Kendi çapında iyi bir gözlemci olduğumu söyleyebilirim. Bakmak ile görmek arasında da fark var. Herkes bir şeye bakar ama o şeye bakanların ne gördüğünü soracak olsanız, herkes farklı bir şeyler söyleyebilir. Bir de yaşamı dolu yaşamak.
ANALIM AMA ANMAKLA KALMAYALIM
Bu anlamda gerek Atatürkçülüğün, gerek Atatürk ideallerinin, ilke ve inkılaplarının, gerekse Deniz Gezmiş ve arkadaşları şahsında 1968, devamında 1978 kuşağının en ağır bedellerini ödeyenlerini ölüm yıldönümlerinde anmak yetmez. Yani yanlış anlama olmasın, elbette analım ama anmakla kalmayalım. Sloganda da kalmamalı. Slogan solcusu, slogan devrimciliği, slogan Atatürkçülüğü, Denizciliği ile olmuyor işte.
TAM BAĞIMSIZ OLAMAMAKTAN OLUYOR
Türkiye’de ben doğmadan önceki her iki darbeyi okudum, inceledim. 28 Şubat post modern darbesi, Ergenekon süreci ki bence o da bir darbe, 15 Temmuz darbe girişimlerini, süreçlerini yaşadım. Etkilerini üzerimde her yurttaş gibi hissettim. Şunu söylemem mümkün. Bence her ne oluyorsa, her ne darbesi ve darbe girişimi oluyorsa tam bağımsız bir ülke olamamaktan oluyor.
Onun için bugünlerde sloganda, sözde… Cumhuriyetçi, Atatürkçü, Kemalist, devrimci olmak yetmez. Sözde Deniz Gezmiş ve arkadaşları olmak yetmez. Özde olmalı ki bir daha memleket, darbelere ve darbe girişimlerine maruz kalmamalı. “
KARTAL’I SEÇTİ. SEBEBİ VAR: Yeliz İştar. Gebze’de bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar kişinin çalıştığı bir iş kolunun bir dalında çalışıyor. Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesi’nde yaklaşık 16 yıldır asistanlık yapıyor. Bu süreçte şubenin örgütlü olduğu işyerlerindeki bazı grev ve direnişlerde, saha çalışmalarında da bulundu. Önümüzdeki günlerde yine bölümler halinde yer vereceğimiz röportaj görüşmesinin fotoğraflaması için Kartal’ı seçmesinin sebepleri var. Bu bölümün konusu değil.