Eğer hiç bir canlı- cansız varlığa zarar vermiyorsa ve çıkarın için kullanmıyorsan inandıklarını, düşünce ve eylemlerinin sonuna kadar savunucusu olurum...
İnsan olmamaya dair,en kötü hasletlerden biri de , dost görünüp arkadan kuyu kazmaktır.
Ve bu yaşadığımız kentte,son yıllarda, hızla yayılan bir hastalık gibi artmakta maalesef.
İnsan olmanın erdemlerinden çok,benden isen dostsun anlayışına sahip herkes...
Senin bana faydan yoksa,kimseye olmasın ve kimsenin de sana olmasın çıkarcılığının yarattığı ikiyüzlülükle, arsızca aşağıya çekmeye çalışıyorlar yanlarında olmayanı.
Yanında olmak...
Benim savunduğumu savun, kitle olmamı destekle, karakterin önemli değil!
Kendimi bildim bileli fanatizmi ve taraf olmayı benimseyememişimdir.
Hümanist bakış açısı, daha iyi sinmiştir yüreğime.
Kim,ne olursan ol önemli değildir benim için.
Sadece iyi insan olman değer katar varlığına.
Din,milliyet,ırk,cinsin ne önemi var?
Bu dünyaya insan olarak gelmişsek; misyonumuz bu dünyaya,insanlara,hayvanlara, bitkilere fayda sağlamaktır.
Haksızlığın her zaman karşısında olmalıyız!
Halka ve ülkeye hizmet amacından, bireysel menfaatler için uzaklaştırıldığından itibaren, siyasete karşı apolitik duruşu tercih ettim.
Atatürk'ün ilkeleriyle yetişen jenerasyondan geliyorum.
Ailem, inancını iyi insan olmak için uygulayan ve bunu yaşamında yansıtan , farkındalığı yüksek insanlardır.
Bu güne dek,hiç bir varlığa zarar vermedik bu yüzden.
Sap ile samanı karıştırmadan!
Oysa günümüzde gelinen noktaya bakıyorum da, derin bir yeise kapılmaktan kendimi alamıyorum.
Kimsenin kimseye sevgisi-saygısı yok!
Bir 'ben-ben' egosu almış başını gidiyor.
Kuyu kazma eyleminde, us'umuzda master yapıyoruz.
Kurgular,senaryolar,iftiralar ve ihanetlerle yüklüyüz...
Yengeç sepetindeki yengeçler gibi...
Yukarıda da belirttiğim üzere, kentimizde son zamanlarda bu olumsuzluklar, gitgide tırmanışa geçti maalesef.
Sözde birlik-beraberlik nutku atanlar , arkadan binbir ftiralar ile insanlıksızlıklarını kaçmaktadır!
Üstelik bunu sanat alanında yapmaktadırlar ki, sanatı bunca olumsuzluklarla yüklü yüreklerinin neresinde barındırıyorlar?
Sanatın sindiği bir kalpte, kötücül düşüncelere yer yoktur çünkü, sığmaz...
Her kötülük, bumerang misali başlangıç noktasına döner inancındayım.
Evrensel bir yasadır bu...
Bunlara katlanılabilirliği arttıran insanlar az da olsa var.
Bu insanların varlığı, insana has iyicil davranışları umudu ve sevinci besliyor.
Onları,rol-model olmak adına isimlendirmek istiyorum.
Kentimiz için hizmet veren ve herkese kapılarını açan, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Gebze Sivil Toplum Merkezi ekibine teşekkür ediyorum.
Sivil Toplum Merkezi müdürü Ziya Gökalp Gök , her zaman, herkese ellerinden geldiğince yardımcı olmaktadır.
Güvenlik olarak görev yapan, gülen yüzünü hiç eksik etmeyen Ramazan Boz ve Talip Aydın ile görevini layıkıyla yerine getiren temizlik personeli Ercan Yiğit 'e teşekkür ediyorum.
Gülen yüzlerini hiç eksik etmedikleri için.
Aynı sektörde olduğum, Bayram Gündoğdu da keza aynı şekilde gülen yüzünü hiç eksik etmemiştir.
Her ne zaman isterseniz isteyin, kim olursanız olun elinden gelen yardımı asla esirgemez.
Aşağıya çekmeye çalışmaz, aksine yanınızda destek olmaya çalışır.
Bu insancıl duruşu ve tavırlarının örnek alınması gerektiğini düşünüyorum.
O, taraflı, sözde dost, arkadan iftira ve kötü söylemlerde bulunanların...
Ayrıca, 'kim olduğun önemli değil, art niyetsiz gel, başımızın üstünde yerin var.' felsefesiyle kapılarını herkese açan Osman Hamdi Bey Kültür Merkezi müdürü Ufuk Eser'e, yardımcısı Çilem Kesepara hanıma ve emekçi bütün personeline teşekkür ediyorum.
Kimin ne dediği,ne olduğu önemli değil...
İnsana insanca yaklaşan ve insana hizmet etmeyi amaç edinmiş herkese selam olsun...
Kervanlar hiç bir zaman yürümeyi bırakmamıştır...
Velhasıl kelam, taraf olmak arafta olmak arasındaki ıncecik çizgiye dikkat...