İnsanlar yaşadıkları dünyada ev sahibi değil, kiracı olduğunu hesaba katmalı.
Bu yüzden her şeyi tek başına kendi kontrollerine geçirme çabası içerisinde olmamalı.
Hiçbir kaynak sınırsız değil.
Önce yeşil alanları mahvettik, daha sonra tarım alanlarını sanayiye ve konuta açtık.
Ne kadar mülk, o kadar güç telaşına kapıldık, plansız kentler kurduk.
Üretmediğimiz kadar tükettik.
Dünyada üç tarafı denizlerle çevrili ülkeler arasındayız.
Buna rağmen denizlerimizde yaşayan canlı türlerini tüketmeyi başardık.
En sonunda su kaynaklarımızı mahvettik.
20 yıl önce Gebze’nin birçok köyünde sokaklarda bulunan çeşmelerden sular akardı.
Şimdi bırakın çeşmelerden su akmasını, mevsimlerde yağmur bile yağmaz oldu.
Gelişmiş ülkeler doğal kaynaklarını planlı bir şekilde tüketiyor.
Bizim gibi ülkeler tüketemedikleri kaynakları kirleterek mahvediyor.
Sanayinin bulunduğu bölgelerde; Trakya’da Marmara’da, Ege’de akarsularımız kirlendiği için kullanılamaz hale geldi.
Dışa bağımlı enerji kaynakları hem yüksek maliyetli oluyor hem de kirliliğe neden oluyor.
Bu yüzden dünyanın gelişmiş ülkelerinin kullanmış olduğu temiz enerji kaynaklarına yönelmeliyiz.
Temiz enerji kaynaklarının başında güneş ve rüzgâr enerjisi gelmekte.
Petrol ve kömüre dayalı enerji havayı ve çevreyi kirletiyor.
Marmara bölgesinde bu yıl susuzluk yaşayacağız.
Mevcut su stoklarımızı tasarruflu kullanmalıyız.
Aksi halde su kaynaklarımız kısa sürede biter.
Hep birlikte büyük sıkıntılar yaşarız.
Gereksiz yere sularımızı akıtmayalım.
Temiz suyu sokak, bahçe ve araç temizlik işlerinde kullanmayalım.
Bulunduğumuz bölge su kaynakları konusunda çok zengin değil.