SUSSAM GÖNÜL RAZI DEĞİL
Söylesem tesiri yok...
Ya dilimiz gavurca, ya gavuristan bura...
Deveyi gütmek istesek, her yan hendek dolu.
Diyarı terk eylemek, bize yakışmaz...
Yazmak, veresiye defterine yazmak gibi manasız.
Hatta çok daha fazlası var manasızlıktan yana.
Haftaya alınma umudu var, en azından orada.
Tatlı, acı günler geçirdik dostlar, hakkınızı helal edin.
Konu komşular,sizlerden helal edin.
Çok sevgili ailem,helallaşalım,beni affedin.
Çocuklarım,gelin öpeyim sizi,belki göremezsiniz.
Gel benim yaşam yoldaşım, kalım var ölüm var!
Hakkınızı helal edin...
Ne oluyor böyle,sefere mı gidiyorum? Hayır!
Uzun yolculuğa mı çıkıyorum? Hayır!
Savaşa bu gidişim ? Hayır!
Azrail mı geldi ziyarete? Yok!
İntihara mı kararlıyım? Hayır!
Nedir öyleyse, derdin ve yürek?
Efkarın , isyanın niçin?
Koskocaman sirkte, palyaçoları seyretmek zor!
Palyaço olmak da her babayiğit:in
Nedir kardeşim?
Nedir öyleyse nedir bu?
Kafamda deli sorular... Sözde
Onuncu köy de dolu tıka basa.
On birinci köy nerede usta?
Orayı bulamıyorum,yok mu bir insan tarif edecek?
Dostlar, okurlar, ahali,ey millet!
Helal edin hakkınızı.
On birinci köyü bulmaya gidiyorum.
Gelen ağa yanım sıra, gelmeyen, gelemeyene selam...
Ne yazdı şimdi? Diye sormayın.
Cümle sonlarına bıraktığım, üç nokta var ya,keramet onda...
Aha bir daha bırakıyorum.
...
En uzunundan olsun ve hatta sonsuzluk işareti sonda.
Alın, gönlünüzce doldurun boşlukları.
Promosyon cümleleri esirgemedim.
Hadi promosyonu bol sayın üç noktaları.
Cömertliğim bugün bedava.