UNESCO 41. Genel Konferansı İdari ve Mali İşler Komisyonu’nda 2022-2023 yılı için 67 Anma ve Kutlama Yıl Dönümü kabul edildi. Bu kapsamda, 2022 yılı için ülkemizin önerisi ve Azerbaycan, Bosna Hersek, Gürcistan, Kuzey Makedonya, Romanya ile Ukrayna’nın desteğiyle Süleyman Çelebi’nin Vefatının 600. Yıl Dönümü; 2023 yılı için ülkemizin önerisi ve Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Kuzey Makedonya Macaristan, Özbekistan ile Ukrayna’nın desteğiyle Âşık Veysel’in Vefatının 50. Yıl Dönümü UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri Programına alındı. (UNESCO)
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonunun girişimleriyle alınan kararla, halk arasında “Mevlit” olarak anılan “Vesiletü'n-Necat'ın” yazarı Süleyman Çelebi, ölümünün 600. yılı olan 2022 yılı boyunca anılacak.
Süleyman Çelebi, Mevlid’i ile tanınmış büyük bir şairdir. I. Murad’ın veziri Ahmet Paşa’nın oğlu olduğu bilinmektedir. Halktan kazandığı itibar çerçevesinde oluşmuş menkıbeleri (tarihe geçmiş yiğit kimselerin olağanüstü yanlarını anlatan öyküleri) vardır. İyi bir din öğrenimi gördüğü tahmin edilmektedir. Söylentilere göre Yıldırım Beyazıt döneminde (1389-1402) Bursa Ulu Camiî’nin ilk imamlarındandır. Kendisine bu sebeple “Yıldırım Bayezid’in imamı” denildiği söylenir.
Süleyman Çelebi’nin 1409 yılında Bursa’da tamamladığı Mevlid, yüzyıllardan beri Müslüman Türklerin en çok okuduğu İslamî edebiyat eseridir. Ayrıca Rumca, Bulgarca, Sırpça, Arapça ’ya çevrilmiş ve dünya üzerindeki Müslümanlar arasında her dinî günde, bayramda, ölümde, doğumda okunmaya devam etmektedir.
İslam dünyasında Hz. Muhammed’in “Mevlid”i için yapılan ilk büyük resmî şenlik Selçuk Atabeklerinden Gök-Börü tarafından yapılan törenlerdir. Onun yaptırdığı törenlerden sonra başta Türk-İslam devletleri olmak üzere bütün İslam dünyasında “Mevlid”, mukaddes bir gün ve tören önemi kazandı. Başta Hz. Peygamber’in doğum günü, diğer kandil geceleri, sünnet, evlenme kutlamaları ve ölenleri anma törenlerinde okunmaya devam edilmektedir. Bazı dini gecelerde “Mevlid”, Türkiye radyo ve televizyonlarında camilerden naklen yayımlanmaktadır. Mevlid’in belli bir makamla okunma geleneği vardır. Eserin, Hz. Muhammed’in doğumunu annesi Âmine Hatun’un dilinden anlatan bölümü genellikle mevlidhan denilen mevlid okuyucuları tarafından okunur.
Süleyman Çelebi’nin Mevlid’den başka herhangi bir şiirine hatta mısraına rastlanmış değildir. Ancak, Orhan Bey’in oğlu Süleyman Paşa’nın Çanakkale Boğazı’ndan Rumeli’ye geçişini anlatan;
“Velayet gösterip halka, suya seccade salmışsın
Yakasın Rumeli’nin dest-i takva ile almışsın”
beytinin, Süleyman Çelebi’ye ait olduğu söylenmektedir.
Süleyman Çelebi’nin, Ahmed Paşa’nın oğlu ve Orhan Gazi’nin silâh arkadaşı olup Şeyh Mahmud’un torunu olduğu, Orhan Gazi’nin bu zata İznik’te bir medrese yaptırmış bulunduğu şeklindeki kayıtlardan onun ilimle uğraşan kültürlü bir aileden geldiği anlaşılmakta, taşıdığı “Çelebi” unvanı da aynı zamanda ârif ve kâmil bir kimse olduğunu ortaya koymaktadır. Mevlevî olduğu ileri sürülen şairin “râhat-ı ervâh” terkibinin gösterdiği 1422 vefat ettiği genellikle kabul edilmektedir. Kabri Bursa’da Çekirge yolundadır.
Vesîletü’n-necât’ın 1409 yılında Bursa’da tamamlandığı eserdeki bir beyitte açıkça belirtilmektedir. Başka bir eseri bilinmeyen Süleyman Çelebi’nin mevlidini kaleme almasıyla ilgili yaygın rivayet şöyledir:
Onun Ulucami’de imamlık yaptığı yıllarda bir vâiz Bakara sûresinin 285. âyetini açıklarken peygamberler arasında bir fark bulunmadığını, bu sebeple Hz. Muhammed’in Hz. Îsâ’dan ve diğer peygamberlerden üstün olmadığını söyleyince cemaatten bazıları vâize karşı çıkmış, tartışmalar büyümüş, bu arada Süleyman Çelebi, “Ölmeyip Îsâ göğe bulduğu yol / Ümmetinden olmak için idi ol” beytini söylemiş, halkın çok beğendiği bu beyti, daha sonra büyük bir aşkla Hz. Peygamber’in sevgisini terennüm edecek ve onun hayatının bazı bölümlerini içine alacak şekilde geliştirerek eserini tamamlamıştır.
Kitabının (Arapça) giriş kısmına bu yüzden “Muhammed’i her varlığın sebebi, bütün yaratılmışların en şereflisi yapan… Onu başka peygamberlere üstün kılan Allah’a şükürler olsun” diye başlar. Bu esere halk arasında “Mevlid” denmesinin sebebi, Hz. Muhammed’in doğumunu anlatan bölümün hafızalarda en derin izi bırakan bölüm olmasıdır. Bu önemli eser, aynı zamanda kibir, riya, gıybet gibi büyük günahları yererek ahlakî öğütler de vermektedir.
Süleyman Çelebi’nin Mevlid’i hazırlarken bazı eserlerden istifade ettiği anlaşılmaktadır. Bunların başında Arapça kitaplarından Ebü’l-Hasan el-Bekrî’nin eserinin geldiği söylenebilir. Mevlid halk arasında çok beğenilmiş ve sevilerek okunmuştur. Mevlid’in Latin harfleriyle çeşitli yayımları yapılmış olmakla birlikte bunların çoğu güvenilir değildir. Eserin ilmî neşirleri Ahmet Ateş (Ankara 1954), Faruk K. Timurtaş (Ankara 1970) ve Necla Pekolcay (İstanbul 1980) tarafından gerçekleştirilmiştir.
Süleyman Çelebi, 1422'de Bursa'da hayata gözlerini yummuştur. Mezarı Bursa'da, Çekirge yolundadır. Süleyman Çelebi, 15. yüzyılı Osmanlı şairlerinin en büyüklerinden biridir. 2022 yılında daha kapsamlı ve bilinmeyen yönleri ile bu değerli şairi daha yakından tanıma fırsatı bulacağız.
KAYNAKLAR:
Faruk Kadri Timurtaş / Mevlid-Süleyman Çelebi (1970),
Ahmet Kabaklı / Türk Edebiyatı (c. 2, 1978),
Behçet Necatigil / Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (18. bas. 1999),
Şükran Kurdakul / Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (gen. 6. bas. 1999),
İhsan Işık / Yazarlar Sözlüğü (1990, 1998)
Türkiye Edebiyatçılar ve Kültür Adamları Ansiklopedisi (2006, gen. 2. bas. 2007)