Bir insanın hayatındaki en önemli dönüm noktası bilgisi ve mesleki tecrübesidir.
Herşey gelip geçer kalıcı olan bilgidir.
Fırtınalı aşklar bile zaman gelir son bulur.
Evlilikler bile zamanla aşınırve yıpranır.
Çocuklar büyür kendilerine yeni bir yaşam alanı kurar.
Ama meslek her zaman kalıcıdır.
Bu nedenle insan sevdiği işi meslek edinmelidir.
Sevilmeyen iş meslek değil, zamanla ağır bir yük haline dönüşür.
Sevilen bir iş ise uğraş değil zevktir.
Her insanın bir eğilimi mutlaka vardır.
Ailenin görevi çocuğun eğilimini tespit edip onu özendirmek ve teşvik etmektir.
Bu yolda yürümek belki zenginlik veya şöhret getirmeye bilir.
Zaten yolculuğun amacı şöhret veya zenginlik olmamalı.
İnsan içindeki potansiyeli iyi kullanmasının yarattığı sevincin adı mutluluktur.
Çoğu kez ünvan ve şöhret nimet olduğu kadar külfet getirir.
İnsanlığın kurduğu para düzeninden en çok çocuklar ve kadınlar zarar görür.
Napolyon ne demişti; “düşünmek için zaman ayırın ama hareket vakti geldiğinde düşünmeyi bırakıp harekete geçin”
Memleketin hallerine baktığımda bu düşünce ve eylem ilişkisinde ne çok çuvalladığımızı görürüz.
Akşam yattık sabahleyin kalktığımızda memleketin en büyük medya grubunu AKP fikriyatına yakın olan bir patrona satan Aydın Doğan hangi ruh haliyle hareket etmiş olduğunu doğrusu merak etmekteyim!
Artık yandaş medya havuzu Doğan medya grubuyla büyük bir göle dönüştü.
Bu şekilde sağlıksız büyüme yarardan çok zarar verir.
Doğan medya grubu satıldıktan sonra eski etki gücü kalmaz.
Demokrasinin dördüncü gücü basın ve medya olduğu hep söylenir.
Artık bundan sonra işsiz kalan ve işsiz kalacak olan gazeteciler basında ve medyada yeni bir patronsuz gazetecilik dönemi başlatabilir.
Çok fazla gazete ve televizyon kontrol etmek iktidarları güçlü yapmaz!
Bu gidişat güç zehirlenmesini getirebilir!
Bunun Dünya’da bir çok örneği yaşandı.
Doğan Medya patronları bu satışla birlikte risk almak istemedi kolay yolu seçti.
Bizim gazetecilik sektörü sadece parayla yürüyen bir sektör değil.
Tarihte bunun oldukça fazla örnekleri mevcuttur.
Boşuna dememişler su akar yolunu bulur...
Bağımsız gazetecilik Doğan Medya Grubuyla bir ölçüde denetim altında tutuluyordu.
Bu saatten sonra basında veya sosyal medya alanında yeni bir süreç kaçınılmaz gibi duruyor.
Zaman herşeyin ilacıdır.
Her baskı yeni bir sancılı dönemin başlangıcıdır.
Bazan kaybedenler kazanır, bazan de kazandığını zannedenler kaybeder...!