Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünyada 1 milyar 300 milyon kişi sigara içmekte ve her yıl 5 milyon kişi sigaraya bağlı hastalıklardan hayatını kaybetmektedir. 2020 yılında ise dünyada 10 milyon kişinin sigara nedenli hastalıklardan ölmesi tahmin edilmektedir.
Türkiye’de son 20 yılda sigara tüketimi yüzde 80 oranında artarak nüfusumuzun üçte biri sigara içicisi duruma gelmiştir. Halkımız her gün ortalama 15 milyon paket sigara tüketmektedir. Yani kişi başına yılda 76,1 paket sigara içilmektedir.
Her yıl sigaraya bağlı hastalıklardan 100 bin kişinin öldüğü tahmin edilen ülkemizder yıllık sigara tüketim pazarı 15 milyar liradır. Bu rakama, sigaranın sebep olduğu yangınlar ile tütün ürünlerinin sebep olduğu hastalıklar dâhil edildiğinde toplam da yılda 40 milyar lirayı bulmaktadır.
Bu haliyle dünyada ve ülkemizde sigara içmenin yaygın bir alışkanlık ve önemli bir halk sağlığı sorunu olduğu aşikârdır.
Buradan hareketle, 4207 sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunda değişiklik yapan 5727 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun, TBMM’de 3 Ocak 2008 tarihinde kabul edilmiştir. Bu kanunla beraber kapalı mekânlarda tütün ürünlerinin tüketilmesi yasaklanmıştır. Bu yasak, bildiğim kadarıyla spor alanlarını da kapsamaktadır.
Kanuna bakınca aklıma gelen öncelikli sorular şunlar…
-Stadyumlarda özel alanlarda sigara içilebilecek mi?
Cevabı, kanunda çok açık. Kanun diyor ki;
‘’Açık havada yapılan her türlü spor, kültür, sanat ve eğlence faaliyetlerinin yapıldığı yerler ile bunların seyir yerlerinde tütün ürünleri kullanılmayacak. Bu tesislerde tütün ürünlerinin tüketilmesine mahsus alanlar oluşturulması halinde ise bu alanlar toplam seyir alanının yüzde 50'sini geçmeyecek ve ortamda bulunan diğer kişilerin etkilenmesini önleyecek şekilde düzenlenecek.’’
-Stadyumlarda, özel ofis ve alanlar satın alınabiliyor. Buralarda sigara tüketilebilecek mi?
Cevabı yine çok açık. Şöyle ki;
‘’Bu alanlarda tütün ve ürünleri tüketilemeyecek, stadyumlarda sadece tütün tüketimine mahsus alanlarda bu mümkün olabilecek.’’
-Spor hizmetinin verildiği yerlerden kasıt sadece stadyumlar mı?
Ve en açık ifadesiyle şöyle yanıtlanıyor;
‘’Spor hizmetinin verildiği yerler stadyumlarla sınırlı tutulmamaktadır. Bu alanlar açık ve kapalı tüm spor alanlarını kapsamaktadır.’’
Bütün bunları neden yazdığıma gelince…
Kocaelispor futbol takımı, kentin bugüne kadar en fazla değer yapmış markasıdır. Süper Lig’deki şaşalı günleri bittikten sonra Bölgesel Amatör Lig’e (BAL) düşen futbol takımı, daha sonra 3. Lig’e yükselmeyi başardı. Hem de, BAL’da mücadele eden takımların hiç birinin bugüne dek ulaşamadığı seyirci desteğiyle.
Bu destek, 3. Lig’de de sürdü. Bu sezon önce şampiyonluk hedeflendi ama olmadı. Sonradan hedef play-off’tan çıkmak biçiminde revize edildi. Ama, o hedefte, Çarşamba akşamı Alikahya’daki yeni stadyumun çimlerine gömüldü.
Elbette futboldan, beceriksiz oyunculardan, neden yetersiz kadroyla sahaya çıktığını açıklayamayan teknik kadrodan ve gerçek başarısı bulunmamasına rağmen kentte algı yaratmaktan öte fazla bir şey yapamayan yönetimden söz etmeyeceğim.
O spor alanında, yukarıda sözünü ettiğim yasanın uygulanmaması beni hem çok üzdü hem de çok öfkelendirdi.
Maçın başından sonuna dek, tribünlerden sigara dumanı eksik olmadı. Bu konuda, yasanın zorunlu kıldığı uyarıları yapan bir görevliye de tanık olmadım.
Yani, yasa, stadyumda kolektif bir sorumsuzluk örneği olarak geçici bir biçimde rafa kaldırılmıştı.
Öyleyse sormak gerek;
Sayın Vali, siz kentin her noktasında yasaları uygulamakta birinci derecede sorumlu mülki amir değil misiniz ?
Sayın Gençlik ve Spor İl Müdürü, siz de, sorumluluk alanınız olan yerlerde bu yasanın uygulanmasından sorumlu değil misiniz ?
Stadyumdaki diğer görevliler, sizler de yasaya aykırı hareket edenleri uyarmak ve gereğinde cezalandırılmalarını sağlamakla yükümlü değil misiniz ?
Özcesi, bir futbol müsabakasında ‘insan sağlığını hiçe sayan’ bir güruh anlayışında kolektif bir sorumluluğun yerine getirilmediğine tanık olmaktan üzüntü duydum. Ayrıca, yasayı uygulamama konusundaki duyarsızlık da öfkelendirdi beni. Şimdi bakacağım, ilgililer bu konuda ne yapacaklar ?
Bu arada;
İZAYDAŞ’ın yaydığı pis kokunun genizleri yaktığı bir ortamda futbol maçı seyretmek zorunda kalmaktan ve de maç sonrası bölgeden ayrılmak için yaklaşık 1 saat trafik açılmasını beklemek zorunda kalmaktan ve trafik polislerinin çaresizliğinden söz etmek bile istemiyorum…