TUĞÇE ÇINAR
Sözleşmeli öğretmenlik uygulaması AKP tarafından uygulanmaya devam ediliyor. Sendikaların ve muhalefetin taleplerine rağmen kadro konusunda da herhangi bir adım atılmıyor. Öğretmenler sürekli işten atılma korkusu yaşamalarının yanında aile birliği konusunda da sıkıntılar yaşıyor. Yüz binlerce öğretmen sosyal medyada her gün seslerini duyurmak istiyor. Ayrıca geçen hafta Ankara’da da taleplerini haykırdı.
Sözleşmeli öğretmenlerden M.N. ve Ümit Kara taleplerini ve sorunlarını BirGün’e anlattı.
İZİN HAKKIMIZI KULLANAMIYORUZ
10 yıllık evli olduğunu söyleyen M.N. “Açıkçası 3 sene içerisinde birçok aile boşandı, birçok aile yıkıldı. Çocuklarımız her gün ağlıyor. Birçok ailenin durumu ne yazık ki bizim gibi. İzin haklarımız bir kadrolununki gibi değil. Bir kadrolu 1 sene içerisinde 3 defa özür haklarından tayin isteyebilirken, eş durumu, can güvenliği ya da sağlık özrü biz 3 senede 1 defa izin kullanamadık. 1 defa özür grubu izinlerinden yararlanamadık. Sağlık bakanlığının da sözleşmeli personeli var ama onlar 1 senenin sonunda aile birliği yapıp özür grubundan faydalanabiliyorlar” dedi.
MOBBİNGE UĞRUYORUZ
Kadrolu olmadıkları için mobbinge uğradıklarını anlatan M.N. şunları söyledi: “İş yerimizde birçok okul müdürü siz zaten sözleşmelisiniz bizim iki dudağımızın ucunda sizin çalışmanız diyerek arkadaşlarımıza mobbing uyguluyorlar. Öğretmenin görev alanının dışından birçok şeyi ne yazık ki öğretmenlere dahil ediyor. Bir teşekkür mektubu bile alamıyoruz. Ben okulumda ilk defa tiyatro düzenledim, ilk defa okul dergisi çıkardım, ilk defa münazara yaptım ve birinci olduk. Ama müdürüm bana bir teşekkür belgesi bile veremedi. Neden, ben sözleşmeli öğretmen olduğum için. Durumumuz bu kadar acı. Aldığımız maaşlar zaten ortada, benim eşim ve kızım Manisa’da ben Van’dayım. Türkiye’nin bir ucundan bir ucuna bir gidiş dönüş uçağım yaklaşık 800 lira.”
“Bir arkadaşımız Siirt’te görev yaptığı yerde kaldığı öğretmenevinde bir İşkur görevlisi tarafından taciz edildi” diyen M.N. şöyle devam etti: “Can güvenliği durumundan özür grubu ataması yapılamadı. Bunun üzerine sadece koruma kararı aldırabildi. Bu arkadaşımızın babası yatalak hastası, babasını sırtlarken düşüp dizini kırıyor, dizi alçıya alınıyor, platin takılıyor. Bu kız sağlık özründen de faydalanamadı. Kadrolulara tanınan sağlık özrü ile sözleşmelilere tanınan sağlık özrü bir değil. Ve bu kız iki hafta önce babasını kaybetti. Babasının hasta olduğunu o dönem hiç kimseye inandıramadı. Aldığı raporların hiçbiri sağlık özrü yaptırmasına müsaade etmedi.”
***
BİR ŞEKİLDE ÇÖZÜLÜR SANDIK
Sözleşmeli öğretmen Ümit Kara kendilerine “Sözleşmenin şartlarını bilerek imzaladınız, şimdi ne diye ağlıyorsunuz” dendiğini söyledi ve şöyle devam etti: “Özellikle 2016 Ekim ataması ile atananlar, 4-5 sene boyunca üniversitelerini okumuşlar, 2-3 sene KPSS’ye hazırlanmışlar, tam sınava girmişler yüksek puan da almışlar bir gecede çıkan KHK ile sözleşmeli öğretmen haline getirildiler. Başka bir alternatif sunmadılar, mecbur bırakıldılar. Ya 16 yillik eğitim hayatlarıni yakacak ve mesleklerinden vazgeçeceklerdi ya da bu yanlıştan bir şekilde çözülür umuduyla gideceklerdi. Gittiler ama bu iş çözülmedi. Fakat bu sene atananlar bunun 2 yıldır böyle olduğunu biliyor. KPSS’ye hazırlanalım mı, yoksa özel sektörde mi çalışalım diye düşünüyorlar. Onlar için bu geçerli olabilir ama 2016 yılında atananlar için böyle bir tercih imkanı olmadı.”
Kaynak Birgün