Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından ilan edilen OHAL668 Sayılı KHK ile öğretmenleri sözleşmeli olarak atamaya başladı. Öğretmen adayları KPSS, alan sınavı, mülakat ve güvenlik soruşturmasını geçip atandıktan sonra sözleşmeli olarak başlayabiliyor.
Sözleşmeli öğretmenlerin sıkıntılarını Öğretmen G. ve Eğitim Sen Genel Eğitim ve Yüksek Öğretim Sekreteri Özgür Bozdoğan Özgür Bozdoğan ile konuştuk.
G. “Eş durumu kadrolularda varken bizde yok. Bize ‘ya eşini, ya işini’ diyorlar. Bir arkadaşım hamileyken eşinin yanına gidip gelirken yollarda çocuğunu düşürdü” derken, Eğitim Sen’li Bozdoğan ise “Öğretmenlerin işsizliğin verdiği çaresizlikten yararlanarak çalıştırılması doğru değildir” ifadelerini kullandı.
Aldıkları ek ders ücretlerinden bahseden G. “Ek dersler kadrolu öğretmene göre eksik hesaplanıyor. Bu da tabii ki her şeye yansıyor. Nöbet ücretinden kurslara kadar yansıdığı için biz onlardan bayağı eksik alıyoruz.”
Sözleşmeli öğretmenlerin en çok şikayet ettikleri ‘eş durumu’ndan yararlanamama sorununa değinen G. şöyle devam etti: “Eş durumu diye bir kavram sözleşmeli öğretmenlerin hayatında yok. Göreve başladığımız yerde 6 yıl boyunca çalışmak zorundayız. Ama bunun dışında sözleşmeli öğretmenin eşi kadrolu öğretmense, memursa ya da özel sektörde çalışıyorsa eş durumu geçerli olmuyor. ”
‘Ya eşini, ya işini’
G. “Örneğin bir arkadaşımın arkadaşı Ankara’da özel sektörde çalışıyor. Arkadaşım oraya gidemediği için evlenemiyorlar. Başka bir arkadaşım ise eşiyle ayrı yerlerde yaşamak zorunda kalıyor. Daha önce çocuğunu yollarda gidip gelmekten düşürdü. Okulumuzdaki bir öğretmen yaşadığı bu durum nedeniyle çocuklarının kötü etkilenmesinden dolayı görevinden istifa etti. İnsanlara ‘ya eşini, ya işini’ diyorlar” dedi.
Sözleşmeli öğretmenlerin her sene sözleşme imzaladığını belirten G. şöyle devam etti: “İstedikleri zaman sözleşmemizi feshedebiliyorlar. 1 yıl dolduğunda biz yeniden sözleşme imzalamaya gidiyoruz. Hiçbir gerekçe göstermeden işimizi elimizden alabiliyorlar. Bu da tabii bizde güvensizlik yaratıyor. İşimize konsantre olamadığımız zamanlar oluyor.”
Çatışmaların yoğun olduğu bir bölgede çalışan bir öğretmenden bahseden G. “Can güvenliği olmadığı gerekçesiyle başka bir yere görevlendirme istedi. Ancak “Sözleşmeli öğretmene görevlendirme olmaz” denilerek reddedildi. Öğretmen, istifa etmek zorunda bırakıldı. Kadroluların görevlendirme alma hakkı var. ” ifadelerini kullandı.
‘Doğru değil’
Eğitim Sen’li Bozdoğan ise “Sözleşmeli öğretmenlik uygulaması öğretmenlerin iktidar tarafından daha rahat olarak kontrol edildiği ve itiraz edenin, muhalefet edenin öğretmenlik yapamayacağı bir eğitim ortamı yaratılmasının önemli bir unsuru. Sözleşmeli öğretmenlerin ekonomik ve özlük haklarının kadrolu öğretmenlerin gerisinde olması da ayrıca bu uygulamanın tercih edilmesinin diğer gerekçeleridir. Bu durum pek çok ailenin ayrı olarak yaşamlarını sürdürmesine neden olmaktadır. Ayrı kentlerde yaşayan anne-babalardan kaynaklı çocuklarda ayrıca mağduriyet yaşamaktadır. İnsanların çalışacağı yeri seçme özgürlüğünün olması, aile kurma ve eşi, çocuğuyla beraber yaşamını sürdürme hakkının elinden alınması kabul edilebilir bir durum değildir” diye konuştu.
“Ataması yapılmayan yarım milyona yakın öğretmen” olduğunu hatırlatan Bozdoğan şöyle devam etti: “Bu ortamda sözleşmeli öğretmenlerin işsizliğin verdiği çaresizlikten yararlanarak çalıştırılması doğru değildir. Tüm öğretmenlerin kadrolu istihdam edildiği ve ihtiyaç sayısı kadar öğretmenin atandığı bir çalışma ortamı yaratılması eğitimin içinde bulunduğu sorunların en azından bir kısmının çözümü için başlangıç olabilir.”
Kaynak birgün