TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’nin kuruluşu 70’li yıllara dayanır.
Aradan 43 yıllık zaman dilimi geçti.
Bu sürenin 30 yılına tanığım.
Her iktidar değişiminde TÜBİTAK MAM’da önce başkan değişir ardından siyasal kadrolaşma başlardı.
Bugün de aynı gelenek devam ediyor.
Akademik kadro sil baştan yenilenir.
Şimdiye kadar bilimsel bir kadro benim bildiğim sadece Prof. Tosun Terzioğlu döneminde görev yaptı.
Bu dönem her hangi bir işten atma söz konusu olmadı.
Diyeceksiniz diğer görev yapan MAM başkanları akademisyen değil miydi?
Elbette onlarda akademisyendi.
Ancak bilimsel bir kurumda yetişmiş çok sayıda teknik eleman kapının önüne konulurdu işten çıkartılırdı.
Bu yüzden siyasallaşan bir kurumun verimi elbette düşük olur.
TÜBİTAK Bilim ve Teknoloji alanında son derece yararlı işler yaptı.
Uzun yıllar Dünya’daki bilimsel faaliyetleri genç kuşaklara taşıyan Bilim ve Teknik dergibini çıkarttı.
On binlerce genç insan bu dergiye abone oldu takip etme fırsatı buldu.
Önce ki gün TÜBİTAK MAM, GTO’da bir sunum yaptı.
Tanıtım ifadesini çok önemsemedim.
Çünkü, TÜBİTAK kendini son 14 yıldır içe kapattı.
Benim bildiğim 80’li yılların sonu ve 90’lı yılların tamamında Gebze’ye açık bir kurumdu.
Takip ettiğim çok sayıda faaliyeti oldu.
Sanki bu güne kadar Gebze ile hiç bir bağı yokmuş gibi gösterme yanlışına kimse düşmesin.
Amerikayı yeniden keşfetmeye kimse kalkmasın...
Birileri hafızalarını yoklasın.
TÜBİTAK MAM ile ilgili bir anımı anlatmadan edemeyeceğim;
Yıl 1991 DYP, SHP koalisyonu var.
Başbakan Merhum Süleyman Demirel, Başbakan yardımcısı Merhum Erdal İnönü.
TÜBİTAK Erdal İnönü’ye bağlı.
O yıllar TRT Gebze muhabirliğini yapıyorum.
TRT Genel Müdürlüğünden aradılar.
“Erdal İnönü TÜBİTAK MAM’da iki günlük bilimsel toplantıya katılacak, birinci gün kısa süreli açılış konuşması basına açık olacak.
Daha sonra toplantı kapalı olarak devam edecek denildi.
Ben de TÜBİTAK’a toplantının yapılacağı salona gittim.
O dönem TÜBİTAK MAM’ın başkanı Ömer Kaymakçalan’dı.
Neyse basına ayrılan yere geçtim.
Erdal İnönü ile Cahit Arf başbaşa sohbet ediyordu.
Kısa bir görüntü aldım.
Bu arada SHP Gebze ilçe yöneticileri toplantının olduğu salona geldi.
Erdal İnönü’ye hoşgeldin dediler.
Erdal Bey, kibar adam “sağol” dedi ve ekledi; “çocuklar bu toplantı bilimsel bir toplantıdır onun için siz gidin işinizin başına”
Toplantıya çok sayıda bilimadamı ve akademisyen katılmıştı.
Biz de kısa bir süre görüntü aldık.
Öğlen yemeğinden sonra toplantının kapalı bölümleri başladı bizim işimiz bitti.
GTO’daki toplantıya katılan TÜBİTAK temsilcisi 1972 yılından beri ilk defa Gebze’ye açıldıklarını söyledi.
Bu sözlerin özrü kabahatinden büyük.
Şu söylenebilir; Gebze TÜBİTAK’tan yeterince yararlanamadı.
Bunu anlarım...
Yıl 1991 TÜBİTAK MAM’ın Başkanı Ömer Kaymakçalan Gebzeli sanayicilerle sürekli irtibatı vardı.
Bu işin en yakın tanığı İbrahim Başaran ve Cengiz Özdemir’dir, başka tanıkları da elbette vardır.
Bugün çıkıp da TÜBİTAK Gebze ile ilk defa buluştu demek haksızlıktır.
Aynı durum GYTE için de geçerlidir.
İçini boşalttığınız kurumlar siyasetin oyuncağı haline gelir.
Herşey itibarsızlaştırmak kimseye yarar sağlamaz.
Bilmeyen varsa tekrar hatırlatmaya devam edebilirim...