Söz, söylenmiştir bir kez !

BARBAROS TANTAN

Türkiye, 25 yıl öncesinin 24 Ocak sabahı derinden sarsan bir siyasi suikast ile güne uyandı. Karlı bir Ankara sabahında dönemin Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Uğur Mumcu, otomobiline konulan bombanın patlatılması sonucu yaşamını yitirip aramızdan ayrılmak zorunda kaldı.

Aslında hukukçu olan ama daha çok ağırlık verdiği gazetecilik mesleğindeki araştırmacı ve sorgulayıcı tavrı dolayısıyla başarılı bir geçmişe sahip olan cumhuriyet savunucusu, cumhuriyetçi, aydınlanmacı, devrimci Uğur Mumcu, bugün halen ihtiyaç duyulan gazeteci kimliğiyle boşluğu doldurulamayan isimlerden biri oldu.

Mumcu’yu, yarın yine anacağız. Tıpkı önceki yıllarda yaptığımız gibi.

Çünkü, O’nun duruşu cumhuriyet kazanımlarına sahip çıkmayı ve aydınlanmanın bayrağı altında çağdaş, demokrat bir ülke oluşturup mutlu ve refah yaşayan insan topluluğunun bireyi olmaktı.

Yani, bugün yaşasaydı tarihin geri döndürülmek istenmesi özlemi içinde olanlara en sert muhalefeti yapan kalemlerden biri olurdu.

Tıpkı, yaşadığı dönemlerde olduğu gibi…

Kendisi diyordu ki;

“Ben Atatürkçüyüm, 
Ben cumhuriyetçiyim, 
Ben laikim, 
Ben anti-emperyalistim. 
Ben özgürlükçüyüm. 
Ben Bağımsız Türkiye’den yanayım. 
Ben insan hakları savunucusuyum. 
Ben terörün karşısındayım. 
Ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. 
Öyleyse, vurun, parçalayın! 
Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar çıkacaktır.”

Bu sözlere bakıldığında, Mumcu ve O’nun gibi düşünenlere bugün her dönemden daha fazla ihtiyaç duyulduğunu söylemek sanırım yersiz olmaz.

Mumcu’nun başka sözleri de var…

Bazı yazılarında der ki;

‘’BiIgi sahibi oImadan, fikir sahibi oIunmaz.

KapIanın sırtında hüküm sürenIer, bir gün o kapIana yem oImaktan kurtuIamazIar.

Bir kişiye yapıIan haksızIık, bütün topIuma karşı işIenen bir suçtur.

Kimi öIüIer bize ne kadar yakın. YaşayanIarın birçoğu ne kadar da öIü.

Bu üIkenin hiçbir zaman ”C” pIanı oImadı. Bu üIkede daima ABD pIanIarı devreye sokuIdu.

Hangi iktidar din sömürüsüne sığınmışsa, mutIaka yıkıImıştır.

HakIıdan yana değiI, güçIüden yana oIanIar korkak ve kaypak oIurIar Güç merkezi değiştikçe dönerIer; fırıIdak oIurIar.

Bir topIum böyIe çöker işte. DevIetin yerini kaba kuvvet aIır, susuIur! Yasanın yerini din aIır, korkuIur! YoIsuzIukIar, cinayetIer birbirini izIer, eIIer koIIar bağIanıp götürüIür!

İnsanIar sadece konuştukIarı şeyIerden değiI, sustukIarı şeyIerden de sorumIudurIar.

SürekIi güçIünün yanında yer aImak adamı yaIaka, daIkavuk yapar. Çünkü güç dengeIeri sürekIi değişir.

EvrenseI küItürün sanat ve düşün rüzgarIarı iIe Türkiye er geç çağdaş uygarIığa demir atacak.

Bir gün mezarIarımızda güIIer açacak ey haIkım, unutma bizi. Bir gün sesimiz, hepinizin kuIakIarında yankıIanacak ey haIkım, unutma bizi.

Ne zaman uygar oIacağız biIir misiniz? Bir katiI ya da kaçakçı iIe bir aydın arasındaki farkı anIadığımız gün!

SusanIar da bu insanIık suçIarına katıImış oIur. Bu masum insanIar, Yahudi de oIur, Arap da, Hıristiyan da. ÖIenIerde ırk ve din ayırımı yapıImaz. ÖIen insandır.’’

Bu sözlerin üzerine daha fazla şey söylemenin anlamı ve gereği de yoktur.

Söz söylenmiştir bir kez, o sözlerin altını dolduracak mücadele gücü ve de perspektifine sahip olup toplumu aydınlanma yolunda bir adım daha ileri taşımak gerekir.

Saygı ve özlemle…

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.