Devletimizin en başında mı, bakanlarda mı, imar affına onay veren milletvekillerinde mi, ilgili belediye başkanlarında mı, mimarlar odası yetkilisinde mi, ilgili belediye yetkililerinde mi, takipsizlik kararı veren savcıda mı, yapı denetimcilerde mi, kolonu kesen tüccarlarda mı, ilgili mühendislerde mi, müteahhitlerde mi, şantiye şefinde mi, kolonu köpük doldururken ses çıkarmayan işçide mi?
Bilim insanlarının sözlerini ciddiye alan var mı? Hayır, astrologlar revaçta günümüzde…
İstifa eden biri var mı? Sanmam, bizim ülkemizde öyle bir alışkanlık yok sonuçta…
Özür dileyen var mı? Hiç duymadım. Özür dilersen tüm sorumluluk o kişiye kalır memlekette.
Ders çıkaran var mı? Burunlarından kıl aldırmıyor kimse, ne dersi…
Hadi ülkenin coğrafyasını bilmiyorsun, yetkili makamlara otururken 2+3 = 5 seviyesinde bilgi yeterli oldu diyelim; üzerinden tam çeyrek asır geçmiş bir felaket yaşadık, hiç mi bir sorumluluk çıkarmadın derler insana… İlk heyecanla verilen kararların hangisi şuan uygulanıyor, cezai bir yaptırım var mı? Deprem vergilerini toplama dışında ne kaldı elimizde, depreme dair? Ve bu toplanan paralar depremle ilgili nereye aktarıldı? 1999 Gölcük Depremi’ni iliklerine kadar yaşayan bir kişi olarak rahatça sormaya hakkım var bu cevapsız soruları…
Açık yazayım, deprem riskli bir kentin belediye başkanı olsaydım eğer, ilk önceliğim kentimin, insanımın ve kültürel tarihimin deprem güvenliği olurdu. Varsın halk alkışlamasın, varsın sosyal medyada milyon tane farklı projenin karesinde olmayayım, varsın ikinci tur seçimde kaybedeyim, varsın sıkıcı ve ciddi bir başkan desinler, varsın parti desteklemesin… Kentlerin her detayı coğrafi risklerine göre, bu önceliklerle planlanmalı.
Ülkemizde deprem riski olan hangi kent, deprem anında neler olacağını biliyor? Sıfır.
Vatandaş ne biliyor? Koca bir Sıfır.
Deprem riski olan kentlerde görevli hangi belediye başkanı çıkıp kürsüye adım adım deprem anında başımıza gelecekleri, bizlerin ne yapması gerektiği ya da kentin deprem eylem planlarını (hayal ürünü olmayan, gerçek planlardan bahsediyorum), DÜRÜSTÇE açıklayabiliyor? Maalesef bu da Sıfır… (Acaba gerçekten biliyorlar mı emin bile değilim.)
Deprem uzmanlarına başvuran ve kentlerinde ki yaşantıyı elle tutulur bir deprem eylem planı eşliğinde uygulayan bir başkan ben duymadım. ( 1-2 belde belediye başkanının sosyal medya da adı geçti sadece) Bunun için idealist olmak gerekiyor, korkusuz, vatan toprağına ve insanına saygı duyan bir kişilik olması gerekiyor. Biz hala örnek sokaklarda lamba ve tabela değişimini vizyon sayan kentlerin vatandaşlarıyız… Biz hala bilmem kaç şerit yol, kavşak, köprü, ayna kaplamalı, bilmem kaç katlı binalara hayran bir kitleyiz… Deprem önceliği olmayan kent planlamalarında o şatafatlı yolların, viyadüklerin, köprülerin halini hepimiz gördük 15 gün önce.
Bu memlekette yaşamak için mücadele etmekten yorgun düştük, akıl sağlığımızı korumak için savaşıyoruz, çalışabilmek için savaşıyoruz, doğayı korumak için savaşıyoruz, kültürel değerlerimizi muhafaza ederken savaşıyoruz, özgürlüğümüz için savaşıyoruz.
Ben şuan her şeyi bir kenara koydum, sadece herhangi bir afet durumunda, başıma gelecek olanları bilmek istiyorum, güvenli bir evde yaşamak, sağlam hastanelerde tedavi olmak, çocuğumu sağlıklı okullara teslim etmek, çalışırken kendimi huzurlu hissetmek ve sevdiklerimin de güvende olduğundan emin olmak istiyorum. Yani insan olarak sadece haklarımı istiyorum. Seçimlerde oyumu vereceğim kişi/kişiler için öncelikli tek kriterim bu olacak. Layık olduğum insanca güvenli hayatı kim bana sağlayacak? Bunun samimi cevabını aldığım aday da “benim adayım” olacak… Benim değerli oyum sadece hak edene gidecek.