Cuma günü EĞİTİM-SEN Milli Eğitim Müdürlüğü önünde genel grev uyarısı yaptı.
Milli Eğitim’in antidemokratik uygulamalarını protesto etti.
Protesto edilen konular arasında siyasi kadrolaşma ile zorunlu rotasyon girişimlerine son verilmesi istendi.
Türkiye sorun çözen değil, sorun yaratan ülke haline geldi.
Okullar açıldı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi mecburi din derslerinin kaldırılması için hükümete uyarıda bulundu.
Çocukların zorla İmam Hatip okullarına kayıt ettirilmesi veliler tarafından protesto ediliyor.
Bir başka kanayan yara eğitim fakültesini bitirdiği halde atanamayan öğretmenlerin acıklı durumu.
Bu iktidar Türkiye’yi inatla bir karanlığa sürüklüyor.
Gelelim ekonomideki duruma.
Eldeki mülkleri satıyoruz, dışarıdan borçlanıyoruz ve büyüyoruz!
Her yıl 60-70 milyar dolar borcumuz artıyor ve büyüyor.
Bu sahte aldatıcı büyüme tehlikeli bir büyümedir.
Ekonomik durum, siyasi durumu da tetikliyor.
Eliniz kolunuz bağlı kalıyor.
Vatandaşlar yardım istemeye mecbur bırakılıyor.
Türkiye küçük bir ülke değildir.
Yaklaşık 80 milyon nüfusu var.
Dışarıdan aldığı göçlerle birlikte bu nüfus hızlı bir şekilde artacak.
Bu kadar büyük bir nüfusun sorumluluğunu alanların bu işin bilincinde olması gerekiyor.
Ne olacak bu insanların hali demek zaruriyeti ortaya çıktı.
Bu denli olumsuz tablo hafta sonu sevinç ve mutluluğa dönüştü.
101 gündür rehin tutulan diplomatlarımız sağ salim vatan topraklarına geri döndü.
Hepimiz gururlandık, mutlu olduk.
Bir daha bu tür acılar yaşanmaması için daha dikkatli, daha temkinli olunması gerektiği anlaşılmış oldu.
Devlet meselesini siyasi iktidar meselesine dönüştürme yanlışlığına düşmemek lazım.
Yaşananlardan ders çıkartmak iktidarın birinci önceliği olmalı.