"Geçen akşam TV de eğitimi ve ülkemin durumunu tartışılıyordu.
Ah dedim, seçimler gerçek olsa ve her alanda uygulansa...
Cumhurbaşkanını seçebiliyorsa halk ülkemin sanayi devlerinin başındakileri de seçse...
Düşündük, Sabancı holdingin başına şimdi bizim köyün çobanını koyduk demezler herhalde.
En büyük bankaları yönetmeye ben talibim diye kasabanın muhasebecisi de aday olmaz muhtemelen.
Yahut askeriyenin başına da güvenlik şirketindeki eleman aday olmaz korkmayınız.
Herkes seçimle gelse, 2 bilemedin 3 senede bir hesap verse seçmenine...
Öğretmeninki en kolayı, öğrenci seçse ve öğrencisi olan öğretmen derse girse, seçilmeyen milli eğitimin masa başı görevlerinde yer alsa...
Okul müdürünü seçsek, oy almayan kişi öğretmen olsa, öğrencisi de yok ise memur kadrosunda çalışsa milli eğitimde...
Hâkimi seçebilse insanlar noteri seçer gibi; seçilmeyen hâkim ne bileyim kürsüye çıkmasa,
Savcıyı seçse suçlular, öncelik hakkı mağdurun olsa, mağdur razı ise savcı değişse de mağdura hizmet etmeyen savcı da memurlukta sürdürse görevini, cüppe giymese...
Sağlık müdürünü seçsek aile hekimini seçer gibi.
Polisi seçse bulunduğu mıntıkadaki halk, emniyet müdürünü seçse, seçilmeyen kişi müdür olamasa, masa başı bir iş yapsa da halkla muhatap olmasa...
Genel müdürünü seçse firma çalışanları yahut firmanın tüketicileri dışarıdan firmaya yönetim kadrosu atasa. Firmaların yönetimi birkaç kişinin elinden kurtulsa...
Firma sahiplerinin kişisel mal varlıkları onlara kalsa firmadaki hisselerinin yönetimi seçimle gelen kişide olsa.
İsterlerse yönetime aday olsalar ama seçilmezlerse hissedar olarak sessizce kenara çekilseler...
Gelen yönetim firmayı büyütmek istese
Düşünsenize;
milyonlarca liraya ve ülkenin birçok şehir kadar büyüklükteki toprak ve fabrikalarına sahip olan firmaları yönetenleri seçebilse tüketiciler ve çalışanlar tarafından...
Siyasiler gibi o firmaları ve onların yönetimlerini bilançolarını konuşsak
Neden ülkeminizi dışa bağımlı yapıyorlar?
Siyasi krizlerdeki etkileri ne?
Ekonomik krizdeki payları ne?
Büyümeye nasıl etki etmişler?
Neden tasarımlarını başka firmalara hak idda etmeden satıyorlar?
Neden çocuklarının çocukları bile zengin ölecek kadar mal varlıkları varken,ülkenin fakirleşmesine sebep olan ithalata göz yumuyorlar? (Yahut sırtlarını dayamışlar)
Neden hayalleri olan gençlere imkân sağlamıyorlar da kendi çocuklarını başka dünyalarda yetiştiriyorlar?
Gençlere % kaç istihdam sağlıyorlar?
Bir ilin, milli eğitim bütçesi kadar mal varlığı olan ve ilçedeki öğretmen sayısı kadar mühendis çalıştıran firmaların yöneticileri,
ülkenin büyük bir kısmına sahip olan ailelerin iki dudağı arasında.
Yaşadığımız 90 sene boyunca neden bir arpa boyu yol almadı sanayimiz?
Neden bu kadar zayıf ekonomimiz
Siyasileri indirmek kolay, çeşitli yolları var .
Öğretmenler ve öğrencileri eleştirmek de eğlenceli...
Ya ülkemin mühendislerini,tasarımcılarını, akademisyenlerini yöneten ve onların bilgi ve tecrübelerini yok fiyatına satıp, onların bilgisiyle geliştirilen ürünleri ülkeye ithal eden zenginler!
Bunlar yokmuş gibi yürüyen adalet sistemi!
Ah bir de bunu bize ahlakı hiçe sayarak sunan pazarlama ve tanıtım sektörü!
Ah bir de kaynağı bunlara akıtan finans sektörü!
Ülkemin mevcut durumundan dolayı ne zaman onlar da hesap verecekler?
Yoksa para kazandıkları sürece dokunulmaz mı olacaklar?
Seçim kazandığı sürece dokunulmaz olan siyasiler gibi...
Ne zaman onları konuşacaksınız ülkemin sorunlarından bahsederken?
Ne zaman kendi aramızda konuşmaktan ve şikayet etmekten vazgeçeceğiz?
Ki çıksın karanlıklar aydınlığa...