soL gazetesi, 1 Ekim 2012 tarihinde yayın hayatına başladı ve bir buçuk yılı geride bıraktı. SoL gazetesi çıktı çünkü haber vermek istedi. Göstermek, tartışmak, yakalamak, bildirmek ve anlatmak istedi. ‘’Bunu her gazete yapıyor’’ diyebilirsiniz ama soL gazetesi gerçekleri, illaki gerçekleri sayfalarına taşımak istedi. Ve yola çıkarken, halka yalan söylemenin suç olduğunu bildirdi.
soL gazetesi yayın politikası olarak önemli değerleri öne çıkardı. Gazete ilkeli olmalıdır dedi. Gazete cesur olmalı, korkmamalıdır dedi. Korkmadı da hiç. Gazete yalan söylememeli dedi. şişirmemeli, pireyi deve yapmamalı, neyse onu yazmalı dedi. Her kim olursa olsun gazete hakarete yeltenmemeli ve dedikoduya itibar etmemelidir dedi. Gazete yayın hayatına bu değerleri sarsmadan devam etti.
Türkiye de tekelleşen ve büyük sermaye gruplarının inisiyatifinde yaşayan bir basın var. Büyük paralar aktarılıyor. Tekelleşmeye karşı alternatif bir yayın politikasıyla muhalif yayın yapan gazeteler ise haliyle büyük sermaye gruplarının değil okurlarının desteğiyle yani gazetenin okunma oranlarıyla yayın hayatına devam ediyor. Sonra yandaşlaşan ve AKP rejimine hapsolan ‘’Alo Fatih’’ gazeteciliği ayyuka çıkmış durumda. Böyle bir alanda bağımsız olan ve güçlüden değil haklıdan yana habercilik yapan gazeteler kendilerini ifade etme alanı bulamıyor.
SoL gazetesi basın hayatını gerçekten etkiledi. ‘’Böylede gazetecilik yapılıyormuş’’ dedirtti. ‘’İktidar yalakalığı yapmadan da gazete çıkartılıyormuş’’ dedirtti. Büyük sermaye gruplarının desteğini almadan da gazete basıla biliyor olduğunu gösterdi. Ancak sol gazetesi, isterseniz deneyimsizlikten, isterseniz eksik hesaptan, isterseniz beceriksizlikten deyin, kendi hatalarından veya kurtlar sofrasına kendi ilkelerini dayatmaktan kaynaklanan bir dizi nedenle mali sorunlarını aşamadı. Bu yüzden darboğaza girdi. Baskı âdetiyle satış arasına büyük bir fark meydana gelince de tek çareyi okura seslenmekte bildi.
SoL gazetesi bu darboğazdan çıkış çabası olarak asla bir sermaye grubundan yardım isteyecek gazete değil. soL Gazetesinin sadece okurların ve halkın dayanışmasına ihtiyacı var. Buna bağlı olarak soL gazetesi sadık ve sabit okurlarını okuduğu gazeteye ek olarak, bir de okutmak için gazete almaya çağırdı. Dostlarını soL’a ilan sağlayarak katkıda bulunmaya davet etti. Baskı âdeti azalacağı için gazetenin bazı bayilerde bulunmaması durumunda diğer bayilere gidilmesini rica etti.
soL’un dayanışma çağrısı, yoğun bir destek almış. Günlerdir telefon, mektup ve başka yollarla sol gazetesine ulaşıp ben ne yapabilirim diyen insanlar varmış. Eğer bu sayfayı okuyanlarda ‘’Biz ne yapabiliriz’’ diye düşünüyorlarsa açıklayayım. Gazetenin dayanışma çağrısını yaygınlaştırmalıyız. SoL gazetesinin okurları olarak artık iki gazete almalı diğerini bir arkadaşına hediye etmeliyiz. Maddi katkıda bulunmak isteyenler varsa görüşmeli, onları doğrudan 0 216 315 14 00 no’lu telefon numarasına yönlendirmeliyiz. Gazeteye yeni aboneler bulmalıyız. Sol gazetesi için dayanışma kumbaraları oluşturduk. İsteyen herkes bu kumbaralardan alıp iş yerine yada evine koyup soL gazetesi adına destek toplaya bilir.
Ama her şeyden evvel okur. En büyük destek onların olacaktır. Benim bir çağrım var, Haziran direnişinden sonra halkımızın büyük kesimi ‘’Yandaş’’ basına öfke duydu. Haklılar. Ama ‘’Yandaş’’ basına sadece kızmak, öfkelenmek yetmez aynı zamanda ‘’Yoldaş’’ basına sahip çıkmak gerekiyor. Bu yüzden ben bayide gördüğü sol gazetesinin manşetine bakıp sadece ‘’Helal olsun’’ diyen dostlarımıza seslenmek istiyorum. Artık ‘’Helal olsun’’ demenin yanında gazeteyi alıp okumanın da zamanı gelmedi mi?