Cumartesi günü sabah haberlerini genellikle kaçırmam.
Saat 11:00 sıralarında haber kanalları alt yazı geçmeye başladı.
“Canlı bomba İstiklal Caddesi’nde kendisini patlattı, çok sayıda yaralı ”olduğu haberini geçti.
Aklıma ilk gelen soru, Almanların yapmış oldukları uyarının doğru çıkması oldu.
Bizim yöneticilerimiz hiç birşey olmamış gibi davranması anlaşılır gibi değil.
Bizi asıl yaralayan her saldırı sonrası yapılan açıklamalardır.
Elin adamı bizim ülkemizde neler olacağını önceden biliyor, önlemini ona göre alıyor.
Biz de ise yetkililerden ilk duyduğumuz açıklama;
“Hain terörü lanetliyoruz”...
“Katiller döktükleri kanda boğulacak”
Yaşım 60’ı geçti neredeyse bu cümlelerle büyüdük.
Bu sözleri dinleye dinleye yaşlandık.
Dökülen kan yerde kalmaz ifadesini ilkkez 1977 yılında merhum Süleyman Demirel’den duymuştuk.
***
Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde cumartesi günü canlı bomba patladı, 5 kişi öldü.
Savaşla, silahla, kavgayla işi olmayan masum insanlar öldürüldüler.
Cumartesi - pazar günü Gebze sokaklarında sessiz ve sakin bir hava vardı.
İnsanlarda ciddi bir tedirginlik oluştu.
“Acaba başıma birşey gelir mi?” korkusuyla yaşamak çok kötü bir ruh halidir.
Herkes birbirini uyarıyor;“Aman mecbur kalmadıkça sokağa çıkmayın”!
İyi güzel de bu uyarılar nereye kadar devam edecek?
Devletin görevi vatandaşın can ve mal güvenliğini sağlamaktır.
Elbette terörle mücadele zor bir iştir.
Ancak 32 yıldır terörle mücadele eden bir ülkenin durumu bu olmamalı!
Her siyasi iktidar değişiminde devletin hafızası sıfırlanırsa bu tür sonuçlar kaçınılmaz olur.