CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, son günlerde hat safhaya ulaşan elektrik kesintileri için açıklama yaparak, “Bu kentin sahibi yok” demiş.
Siz ce var mı ?
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Haydar Akar, şu ifadelere yer vermiş:
“Kocaeli için; bu kentin sahibi yok veya yönetici yok derken ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıkıyor. Kar yağıyor, rüzgar çıkıyor elektriğimiz kesiliyor 36 saat, 48 saat süren bazen de bu süreleri aşan kesintiler ile karşı karşıya kalıyoruz. Vatandaşlarımız ısınamıyor, hastanelerde ameliyat yapılamıyor, hatta kesinti nedeniyle okullar tatil ediliyor. Bu kentin bakanı, valisi, büyükşehir belediye başkanı sadece şikayet ediyorlar. Onların yaptığı en iyi iş yandaşları ile sabah sporu yapmak, sizlerin verdiği vergiler ile onlara bol çeşitli kahvaltılar sunmak. Kocaeli bunu hak etmiyor.”
İçerik olara dopdolu bir açıklama, aynı zamanda, sıfatı geçenleri eleştirel açıdan çok rahatsız etmesi gereken de bir açıklama.
Peki, bu açıklamayı dikkate alıp, bundan böyle denetim görevini daha iyi yapan, ilgilileri uyarıp sorun yaşanmadan önlem alınmasını sağlayacak bir noktada dururlar.
Aksi halde, bugünler dikkate alınarak pek iyi anılmayacakları ortada.
Bu kentin sahibi olsaydı eğer;
SEDAŞ özelleştirildikten sonra, enerji dağıtımı için yapılması gereken bir dizi yenileme çalışmaları için ilave yatırım yapılıp yapılmadığına bakılır, ilgili şirkete gerekli uyarılar yapılırdı.
Ama, olmadı, olamadı…
SEDAŞ’ı alan konsorsiyum, daha önce kamunun yaptığı yatırımların dışında herhangi bir yatırım yapmadan para toplamanın cazibesine kapılmış olacak ki, aynı teknolojiyle yola devam etti.
Abone sayısı artmış,
Kullanılan enerji miktarı artmış,
Ya da teknolojiyi yenileme zamanı gelmiş,
Bunların hiç birine dikkat edildiğini sanmıyorum.
O yüzden de, yılbaşı öncesinden başlayarak uzunca bir süredir enerji kesintileri yaşayanlarımızın sayısı her geçen gün arttı, belki artmaya da devam edecek.
Sırf bu yüzden de olsa, Haydar Akar eleştirilerinde haklıdır.
Evet, yinelemek de yarar var,
Ne yazık ki bu kentin sahibi yoktur.
Ama, sanmasınlar ki hep böyle sürecek.
Sabahın bir sahibi olduğu gibi bu kentin gerçek sahipleri de, bir gün gelecek göreceli sahiplerden kurtulup, ihtiyaçları kesintisiz karşılanır ve insan onuruna yaraşır biçimde yaşamanın yolunu bulacak.
Yakındır, çok yakın…