Yerel yönetim seçimlerine 5 Ay kaldı. Bir süre sonra siyasal ortamın kızışacağı kuşkusuzdur. Ne yazık ki en sert ve ağza alınmaz sözler ortalıkta dolaşacaktır.
Bu durum yeni değildir. Çok partili rejimi siyasal yaşama getirmiş İnönü için söylenenler zihinlerdedir. “70 yaşındaki ihtiyar,durmadan dinlenmeden yalan söylüyor ..!” Bu ağır hitap belki de İsmet İnönü’ye yönelik üslupsuz ve yersiz sözlerin en hafifidir. Çünkü; “Derisini yüzüp, içine saman dolduralım” diyenlerden tutunuz da İnönü Savaşları kahramanına: “Asker kaçağı” diyenlere kadar, bıyığını “Hitler’e benzetenlere doru nice densizler gelip-geçmiştir. Ama Lozan yapıcısının manevi kişiliği yine ayaktadır.
Çok partili rejim için öncülük eden bir değere bu tür düzeysiz sözler söylenmişse,varın gerisini siz hesap ediniz.Kime hangi iftiralar atılmamıştır ki !..
İsmet İnönü’nün bir tanımı vardır. Der ki: “Politika devlet yönetme sanatıdır. Politikacı da devlet yönetme sanatına talip olan kişidir. Onun içindir ki; politikacının özü ve sözü bir olmalıdır.” İşte ideal nokta budur. En çirkin ve en yalan sözlerle hakaretler yağdıranlar, siyasal arenada kimi kez yol da alırlar. Ama tarih, düzeysizlikler üzerinde sergilenen yaklaşımların daima hüsrana uğradığını kaydetmektedir.
Siyaset dünyasında rol alanlar, o ülke ve ulusun dirlik ve esenliği için ortaya çıkmalıdırlar. İçlerinin basitliği dışa vurmuşlar, ancak onarımsız zararlar getirir. Türkiye bu tipleri çok görmüştür.Çok görecektir de !...
Türkiye’de adli mercilere intikal eden 2012 yılı suç sayısı 5 milyon 734.000 dir. Cezaevleri, insan almamaktadır. Avrupa’nın en büyük Adliye sarayları Türkiye’dedir. İşte böylesi iç karartıcı sosyal sonuçlara ulaşmış bir ülkedeyiz. O zaman da şunu dersek hatalı mı olur? “ Siyasette yani devlet yönetme sanatında bu kadar üslup yitirmiş bir ülkede, suç yoğunluğu da böyle olur…”