Başlamadan, kısa bir bilgilendirme..
“Hava ‘Kurşun’ Gibi Ağır” başladığı günden bu yana bizlerin de tahmin ettiğinin ötesinde bir ilgi çekti. Kimi çalışmalarımız ülke sınırlarını da aşıp çeşitli mecralarda paylaşıldı. Kısaca, ilginize teşekkürler.
Dizimize fikir ve düşünceleri ile konuk olup onurlandıran her bir kişinin ifadelerini, kötü bir alışkanlığımız olan “okumama” gerçeğine rağmen, özetlemeye gitmeden yayınlıyoruz.
Bir sayfaya, asla sığdıramıyoruz. Bu sebepten ötürü her bir konuğumuz ama yine dizi sayfamızda ama gazetemizin diğer sayfalarında çeşitli zaman aralıkları ile sınır tanımaksızın konuğumuz olacak.
KBB Başkanvekili siyaset bilimci Yaşar Çakmak ile 12 Eylül askeri darbesinin tahribatına uğrayan, ahlaki çöküntüden payını alan siyaset üzerine de konuştuk. Şunları kaydetti:
SİYASETİ YATIRIM ARACI
GÖRMEK AHLAKSIZLIKTIR
(Sorumuz üzerine) Gayet tabi, katılıyorum.. Ahlaki bulmuyorum. Ben siyasetin erdem olarak yapılmasından yanayım. Siyasetin alınan değil verilen bir meslek, meslek de değil bir uğraşı, kendi vatanına, milletine, etrafına, toplumuna bir değer katma, bir kendi insanlık onurunu yüceltmek için yapılan bir üstün ahlak, bir davranış olarak yapılması taraftarıyım. Eğer bir insan; sanayici, iş adamı ya da her neyse siyaseti bir yatırım olarak görüyorsa, ‘Ben biraz para harcayım. Kazandığım zaten de elde edeyim’ diyorsa bu ahlaksızlıktır. Siyaset değildir.
SEÇİM DÖNEMİ PARA
SAÇANA MESAFELİ OLMALI!
“Ben ömrüm boyunca hep helal para kazandım. Çoğu zamanda maaşla bir gelir elde ettim. Dolayısıyla elde ettiğim gelirin her kuruşunu alnımın teriyle kazandım. Dolayısıyla harcarken de alnımın teriyle kazandığım parayı kıtı kıtına harcarım. Toplumda bir söz vardır: ‘Haydan gelen huya gider.’ Eğer siz öyle hiç yorulmadan, rahat bir kazançla, kaynağı soru işaretli bir kazançla para kazanıyorsanız rahatça da harcarsınız. Dolayısıyla benim düşünceme göre siyasette, seçimde rahatça para harcayanlara da bence mesafeli davranmak lazım. Siyaseti hep beraber temizlememiz lazım.
HAZİNE YARDIMI...
ÇOK DOĞRU BİR ŞEY
İktidar, ana muhalefet ve mecliste grubu bulunan muhalefet partilerine Hazine yardımı yapılıyor. Ve bu çok doğru bir şey. Niye? Öbür türlü siyasetin kaynağı belli işte. Devlet aldığı oya, meclisteki temsiline göre partiye para veriyor ve partiler o parayla siyaset yapıyor. Nereden geldiği, kaynağı, finansmanı belli. Siyasetin finansmanı belli değilse, ki o muhakkak bir yerlerden çıkar.
SİYASET GELİRİNİ HARCAMA İŞİDİR
Toplumda eğer bir kendini yetiştirmemiş, bir kariyer yapmamış, bir değer üretmemiş, yuva kurmamış, çocuk yetirmemiş bir insan siyasete soyunuyorsa ben seçmen olsam ona biraz mesafeli dururum. ‘Bir dakika ya’ derim: ‘Biz o kadarda boş bir toplum değiliz. Yok mu yani, sana mı geldi sıra’ derim. Dolayısıyla siyaset verebilecek durumda olanların yapması gereken bir şey. Hem zamanını, hem bilgisini becerisini, donanımını, emeğini verebilecek. Yani siyaset para kazanma, gelir ve rant elde etme işi değildir. Kendi gelirini harcama işidir.
Benim partimden olsun. Ahlaksız olursa da ben onu savunurum… değil. Ahlaksızlığı hiçbir yerde savunmamaktan bahsediyorum. Parti ayırımı gözetmeksizin savunuyorum. Ahlaksızı ayıklamaktan söz ediyorum. Tabi ki birden kestirip atmak, medyadan, ‘Bu ahlaksızlıktır’ demenin sizde biliyorsunuz, riskleri çok yüksek. Bu sefer benim iyiniyele sürdürdüğüm temizleme, ayıklama çalışmamı adam belden altına vurmak için kullanmaya hazır bir yapı var. Orada da ister istemez biraz daha kontrollü, makul mantıklı gitme durumu var. Neticede siyaset çok bileşenli bir faktör.”