SİYANÜRLE ALTIN ARAMAK VE DOĞA

Osman Adıgüzel

Fırat nehrinin üst yamacında kuş bakışı atlasan Fırat nehrine düşersin gibi hisse kapılır insan. Yağmur yağsa siyanürle ayrıştırılmış zehirli topraklardan taşıdığı zehir hem yer altı sularına hem yer üstü sularına doğaya Fırat nehrine akıl almaz zararlar vereceği aşikâr görünüyor.

Ayrıca toprakların yığıldı bölgede iki yerleşim köyü gördüm. Rüzgârın uçuşturduğu zehirli topraklar az mı zarar veriyordur etrafa doğaya.

Böyle bir yere ruhsat vermek bölgeyi ülkeni, orta doğudaki Fırat’ın geçtiği ülke topraklarını zehirlemek olduğunu hesap yapamıyorsan. Bilgi eksikliğin var.

Yıllar önce bir televizyon haberinde izlemiştim, Afrika'nın bir bölgesinde kepçesini götüren doğanın altını üstüne getirip toprağı kazıyor ayrıştırıyor altın arıyorlardı. Müdahale eden yoktu. Muhtara veya o bölgede sorun çıkaran birine, bir miktar para veriyorlardı. Onlar için altın arama izni tamamdı. Ruhsat anlayışı tamamdı.

Evrak bile gerekmiyordu. Altınla iştahı kabaranlar sahipsiz topraklara, Afrika'nın o bölgesine ekibini alıp koşuyordu. İçimden sahipsiz topraklar demiştim. Doğanın altını üstüne getiriyorlar. İnsan olarak içim ezildi, üzüldüm. Bu durumun yıllar sonra bizim ülke topraklarında olacağını hiç düşünmedim. Aklımın ucundan bile geçmezdi. Maalesef yıllar yılıdır. Siyanürle bizim ülkemizde altın aranıyor ülkemiz cehenneme çevriliyor.

Doğaseverlerin dışında kimsenin sesi çıkmıyor. Çanakkale de, Ordu da, Erzincan da İzmir de diyerek hangi illerimizde siyanürle altın arandığını araştırıp, yazım konusuna katkı sunayım dedim felaketleri okudukça başım döndü. İzmir'in içme suları olduğu bölgede siyanürle altın arandığını içme suyuna karıştığını insanların hastaneye kaldırdıklarını yetkililerin kanalizasyon ile içme suyunun karıştığını açıklayarak olayı geçiştirdiğin okumuş oldum. Daha sonra hayvanların da zehirlendiği siyanürle maden arama tesisinden kaynaklı olduğu gerçeğini yansıtmış.

Ordu Fatsa da, İngiliz firması altın arama sahasını 58 bin dönüme çıkarmak istemiş, fındık tarlalarını yok etmişler.

Kesilen Fındık tarlaları, zeytin ağaçları yok edilen doğa en son kaybolan 9 can tüm bunların tek sebebi altın.

Peki, bu altın aramasında ülkemize düşen pay ne kadarmış biliyor muyuz? %8 gibi küçük bir meblağ olduğu söyleniyor.

Peki, şimdiye kadar ülkemizin kazandığı altın miktarı ne kadardır? Bu altınlar nerededir? Bu kadar tahribatlar yapılıp doğamız, dağımız mahvedilirken, ülkemize katkısı ne oldu? Neden enflasyona katkısı yok?

Değer mi, Ülkemize doğamıza kıymaya? Altın arayan firmalar kendi ülkelerinde yasak olan siyanürle altın arama işini bizim topraklarımızda nasıl olurda rahat yapabiliyorlar?