SİNEMA İLE HAYALE YOLCULUK

Cengiz Akgün

Yönetmenliği ve senaryosu Scott Beck-Bryan Woods’a ait olan başrolde Adam Driver’ın olduğu 2023 yapımı 65 isimli filmi izleme olanağı buldum.

Bilim-kurgu türü filmlere ilgim olduğu için merak içinde keyifle izledim.

Filmin konusu ise özetle şöyle:

Gezegenler arası yolcu taşıyan uzay aracının pilotu Mills (Adam Driver) gelişmiş bir medeniyetin olduğu gezegende eşi Alya (Nika King) ve kötü bir hastalığa yakalanmış kızı Nevine (Chloe Coleman) ile bir yaşamakta. Gezegenler arası uyutulmuş yolcuları taşırken uzay aracı asteroit yağmuruna yakalanır ve araç bir gezegene düşer. Gezegende insan yaşamı için her şey mevcuttur. Ne var ki bu gezegen korkunç vahşi yaratıklar ve dinozorlarla doludur.

Pilot Mills’in taşıdığı yolculardan Koa isimli küçük kız dışında hepsi ölmüştür ve vahşi yaratıkların bol miktarda olduğu gezegende hayatta kalmak ve kurtulmak adına mücadele verirler.

Film dünyanın 65 milyon yıl öncesini anlatmakta.

Final kısmında filmin devamı olabileceği sinyalini verilmiş.

Sinemalarda ve dijital platformda ne denli ilgi gördüğü konusunda fikir sahibi değilim.

Ancak bilim-kurgu filmlerinden hoşlananlar için bence izlenebilecek düzeyde olduğunu söyleyebilirim.

Film güzel fakat Interstellar (Yıldızlararası) kadar değil.

Baş rolünü Matthew McConaughey ile birlikte Anne Hathaway, Jessica Chastain, Bill Irwin, Ellen Burstyn, Matt Damon ve Michael Caine’in yer aldığı yönetmenliğini Christopher Nolan’ın yaptığı 2014 yılı yapımı Interstellar bence kategorisinde başyapıt filmlerden.

Interstellar’ı çok kere hiç sıkılmadan ve büyük bir keyifle izledim nedeni şu ki gerek oyunculuk gerek konu gerekse verdiği mesajlarla sürükleyici bir yapıt.

Çocukken Uzay Yolu dizisini çok büyük ilgiyle izlerdim.

Uzayı aracı Atılgan, lazer silahları, insanların ışınlanması, başka gezegenlerde yaratıklar falan gerçekten müthişti.

O zamanın teknolojileriyle çekilen Uzay Yolu’nu bugün izlediğimizde ise ne kadar basit olduğunu görüyoruz.

Hâlbuki günümüzde gelişmiş teknoloji, yapay zeka sayesinde bilim kurgu filmleri gerçeği aratmayacak sahnelerle dolu.

Bir bakıyorsunuz Mars veya başka bir gezegen o kadar gerçekçi görseller ile tasarlanıyor ki etkileniyorsunuz.

Veya uzay boşluğunda uzay gemisiyle bilinmezlere yol alıyorsunuz.

İlk sinema filminin gösterildiği 1895’den beri insanlar sinema sayesinde hayallerinin peşinde koşuyor.

Olmaz denilen şeylerin bir gün olabileceği anlatılıyor.

İyi ki sinema var.