Her sene olduğu gibi bu yıl da pek çok insan Sevgililer Günü heyecanı yaşıyor, sevdiğini sevindirmek için planlar yapıyor, en uygun hediyeyi almanın peşine düşüyor. Ancak 14 Şubat Sevgililer Günü kutlamaları kişiler üzerinde baskı da oluşturabiliyor. İlişkisi olanlar Sevgililer Günü kutlamaları ile ilgili heyecana kapılırken, ilişkisi olmayanlar için ise bu özel günün eksiklik ve yalnızlık gibi duygulara neden olabildiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Sevgiler Günü’nde yapılan sosyal medya paylaşımları kişilerin kendilerini kötü hissetmelerine sebep olabiliyor. Kişiler başkalarının yaşamları ile kendi yaşamını kıyaslıyor ve değersizlik hissine kapılabiliyor. Halbuki sevdiklerimizle birlikte olmak için her gün özel, her gün sevgimizi paylaşmaya değer. Aslında Sevgililer Günü’nü ‘Sevgi Günü’ olarak görmek lazım” açıklamasında bulundu.
Özel günlerin kutlanmasının sosyal medya üzerinde bir zorunluluk olarak algılanmasının bireyler üzerinde olumsuz etki yaratabildiğini vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Sevdiklerimize özel şeyler yapmak, onlara değer verdiğimizi göstermek ve küçük hediyeler vermek sadece özel günlerle sınırlı olmamalı. Sevgililer Günü gibi özel günleri zorunluluktan değil de içten geldiği zaman kutlamak daha değerli. Sevdiklerimize ve kendimize zaman ayırmak için tek bir özel güne ihtiyacımız yok. Sevgililer Günü’ne de aslında bir ‘sevgi günü’ gözüyle bakıp sevdiklerinizi, arkadaşlarınızı davet edebilir ya da onlarla akşam yemeği planları yapabilirsiniz. Kendisini yalnız hisseden aile büyüklerinizi ya da yaşlı komşularınızı, huzurevlerini pandemi kurallarına da uyarak ziyaret edebilir, onlara küçük ama anlamlı hediyeler alabilirsiniz. Arkadaşlarınız ve sevdiklerinizle uzaktan da olsa buluşmalar planlayarak özlem giderebilirsiniz. Örneğin tüm ailenin katılacağı online sohbetlere herkes rahatlıkla katılabilir ve keyifli vakit geçirebilir” dedi.
SEVGİNİZİ ÇOCUKLARINIZLA PAYLAŞIN
Ailelerin sevgisini çocuklarla paylaşmalarının, onların da küçük yaşta gerçek sevgiyi tanımaları ve paylaşmaları açısından önemli olduğunu söyleyen Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Çocuklarınıza olan duygularınızı açıkça ifade etmekten çekinmeyin. Çocuklar çevresindeki yetişkinlerin sevgi dolu ilişkilerinden beslenir. Zor durumda olan, travmaya, şiddete maruz kalmış, maddi zorluklar yaşayan, zorlu hastalıklarla mücadele eden çocukları küçük hediyelerle mutlu edebilirsiniz. Onlarla birebir vakit geçirmek mümkün olmasa bile göndereceğiniz kitaplar, hediyeler, oyuncaklar en pahalı Sevgililer Günü hediyesinden bile daha değerli. Aile içinde sevgi gününü keyifli geçirmek için etkinlikler yapabilirsiniz. Ailenizdeki her bir birey için duygularınızı anlatacağınız küçük mektuplar hazırlamak aile bağlarını güçlendirmek için güzel bir fırsat olabilir. Sevgi gününde sevginizi göstermek için hediye almak şart değil. Sizin için değerli olan kişilere onları hatırladığınızı gösteren kısacık bir mesaj bile sizi ve çevrenizi mutlu edecektir Sevdiğiniz kişilere duygularınızı açıkça ifade etmekten çekinmeyin. Bazı kişiler sevgisini davranışlarla göstermeye çalışır ancak sözcüklerin etkisi oldukça güçlü ve anlamlıdır” şeklinde konuştu.
SEVGİ GÜNÜ’NDE KENDİNİZİ DE HATIRLAYIN
Sahip olunan en güçlü, en sadık ve en önemli ilişkinin kişinin kendisiyle olan ilişkisi olduğunu hatırlatan Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Sevgi Günü’nde kendinizi de hatırlayın. Kendinize güzel sağlıklı bir yemek hazırlamak, doğada yalnız bir yürüyüşe çıkmak, bitki çayınızı veya kahvenizi yapıp bu soğuk kış günlerinde evinizde sevdiğiniz bir film ya da diziyi seyretmek bile özel hissetmenize yardımcı olabilir. Sevgililer Günü sadece bir tarih ve bazı insanlar için önemi olsa da bugün de diğerleri gibi takvimdeki bir günden ibarettir. Sevdiklerinizle birlikte olmak için her gün özel, her gün sevginizi paylaşmaya değer” önerisinde bulundu.