Memlekette olup bitenler, ülkenin gidiş yönü, dolayısıyla daha fazla facialar ve sıkıntılar, haksızlıklar, yolsuzluklar olmaması için sesimizi yükseltme zamanı.
Soma’da yaşanan trajedi gün geçtikçe daha net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Bir tarafta tekmeci Yusuf’u konuşulurken, diğer tarafta madenciyi döven Yusuf’a rapor veren hekimin anlattıkları.
Allah’ın rahmetinden, kardeşlikten, şahadetten söz ederek durumu idare etmeye çalışan politikacılar.
Belki de en acı olanı sedye kirlenmesin diye çizmesini çıkartmak isteyen Murat’ın durumu.
Üç can daha fazla kurtarabilmek için kendini feda eden sağlık görevlisi.
En önemlisi “insanı yaşat ki insanlık yücelsin” davranışı, öte yandan insanlık adına yaşanan üzücü olaylar.
Yüz kızartıcı kareler.
Çok şükür ki hala bir başkasını kurtarmak uğruna kendi canını feda eden insanların olması.
Bu ülkeyi ayakta tutan güç bu tür insanların özverisidir.
Konfüçyüs’ün gözlemlediği gibi erdemli insan her türlü zorluğa katlanır, özveride bulunur.
Erdemsiz insanlar ise olup biteni umursamaz, insanların çektiği acılar onların umurunda olmaz.
Toplumda ne yazık ki yetenekten yoksun bilgi ve kişilik özürlü hayli insan var.
Liyakatleri olmayan ister özel ister kamuda bulunan bir dizi yönetici mevcut.
Bunların uygulamaları toplum vicdanını her gün kanatmakta.
Benden olan, benden olmayan ayrımı yapmak sıkça rastlanır olduk.
Bu yanlışlık ve haksızlıkların önüne geçemezsek daha büyük acılar yaşarız.
Ülkede her alanda yaşanan faciada bu kişi ve grupların manevi sorumluluğu çok daha fazla.
Suskun, uyuşuk, çıkarcıların olduğu bir toplumda namus erbabının sesini daha fazla yükseltmesi lazım.
Aksi halde her gün yeni acılarla karşı karşıya kalırız.