Millet İttifakı’nın merakla beklenen, “Ortak Politikalar Mutabakat Metni” açıklandı. Metnin çalışma hayatı ile ilgili bölümünde ILO standartlarının uygulanmasına ağırlık verilmiş. Örneğin asgari ücrette Türkiye’nin de altında imzasının olduğu 131 sayılı sözleşme hayata geçirilecek.
131 sayılı Sözleşme;,”asgari ücretin tespitinde işçilerin ve ailelerinin ihtiyaçları, ülkedeki genel ücret seviyesi, hayat pahalılığı, sosyal güvenlik yardımları ve diğer sosyal grupların göreli yaşama standartları dikkate alınmalıdır” diyor.
Yine ILO’nun yarı zamanlı çalışmaya dair 175 sayılı sözleşmesi, ev işçilerinin sigortalı olmasını gerektiren 189 sayılı sözleşmenin uygulanacağının belirtilmesi önemli. İşçi sağlığı ve iş güvenliği, meslek hastalıkları ile birlikte sendikal örgütlenmede ILO standartlarına uyum sağlanacağının belirtilmesi çalışanların lehine.
Metnin ve vaatlerin tamamının ne olduğuna dair bir bilgim yok. Ancak elektrik, doğalgaz iletişim dahil olmak üzere kamudan alınıp özel sektöre pas edilen hizmetlerin tekrar kamu hizmeti haline dönüştürüleceğine dair herhangi bir vaade denk gelmedim. Örneğin bir Tüpraş ve emsallerinin yeniden kamulaştırılacağına dair bir söylem galiba yok. Bu da Millet İttifakı’nın liberal ekonomik politikaları sürdüreceğinin bir göstergesi gibi. Altı partinin bir araya geldiği gerçeğini gözardı etmemek gerekir. Bir de masanın kurucusu CHP’nin de sosyal demokratlıktan öte liberal ekonomiye daha yatkın bir konumda olduğunu.
Mutabakatın kadın hakları ile ilgili bölümünde İstanbul Sözleşmesi’nin adının geçmemesi dikkatimi çekti. Kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair, ““Kadına yönelik şiddetle etkin şekilde mücadele edecek, şiddetin önlenmesi adına uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuat hükümlerini etkili şekilde uygulayacağız” görüşlerine yer verilmiş. Bunu da şuna bağlamak lazım gerektiği kanaatindeyim: Altılı masada yer alan partilerin tabanları “gıdıklanmadan”; iki arada bir derede çözüm seçenekleri üzerine duruluyor.
Mutabakat metninin bir göstergesi 6’lı masa toplantılarının öyle hikâyeden olmadığıdır. O toplantılarda yeterli yetersiz; memleketin sorunları, halkın beklentileri üzerinden bir metin ortaya çıkartmışlar.
Masanın altı bileşenli olduğunu göz önünde tuttuğumuzda o veya bu oranda tamamının tabanının beklentisine yanıt vermeyecek olması da son derece doğal.
Bu ittifak iktidara gelirse vaatlerinin ne kadarını uygulayabileceği de ayrı bir muamma olarak dikkat çekmekle birlikte bu aşamada devreye güvenin girdiği kanaatindeyim.
Kimi maddeleri üzerinden iki arada bir derede bir görünüm veren mutabakatın halktaki karşılığını görmek için 14 Mayıs’ı bekleyeceğiz.
Herkesin beklentileri veya hayal kırıklıkları üzerinden mutabakat üzerinde fikir yürütme hakkı olduğunu düşünüyorum.
Bence önemli detaylarından biri sendikal örgütlenme özgürlüğüne dair olandır. Sandıkta karşılığının olup olmadığını, olası Millet İttifakı iktidarında uygunabilirliğini yaşayarak göreceğiz.