Pazar günü Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin 10. Olağan Genel Kurulu yapıldı.
Şube Başkanı Süleyman Akyüz güzel bir açılış konuşması yaptı.
Sendikacılığın gelmiş olduğu durumun özetini çıkarttı.
Hem eleştirdi hem de özeleştiri yaptı.
32 yıllık deneyim ve tecrübe elbette bunu gerektiriyordu.
Sendikacı, toplumun aynasıdır.
Doğru iş yaparsa alkış alır, yanlış karar verirse defterini dürerler...!
Bir başka önemli konu ise bölgemizde yaşanan krizler hem sendikacılığı hem de toplumsal barışa vermiş olduğu zararlar üzerinde duruldu.
Petrol-İş Sendikası Türk-İş içerisinde önemli bir mücadele geleneği olan sendikadır.
Pazar günkü kongrede Bir süre önce Petrol-İş’e yeni genel başkan seçilen Ali Ufuk Yaşar’ın konuşması içi boşaltılmış, sendikacılıktan uzak, siyasal kaygı taşıyan temsilci gibi hareket etti.
Bu tür konuşmaları genellikle geçmiş yıllarda Türk Metal Sendikasının eski genel başkanı Mustafa Özbek yapardı.
Çok konuşurdu, fazla bağırırdı, ancak hiç birşey söylemezdi...!
Petrol-İş’de ilk kez bir genel başkan sendikacılık dışında söylemlerle işçilerin karşısına çıktı.
Genel Başkan kendi adına hiç bir konu üzerinde görüş beyan etmedi.
Sadece Gebze Şube Başkanı Süleyman Akyüz’den alıntı yapmayı tercih etti.
Benim bildiğim sendikacı söyleyecek sözü olan kişidir!
“Ben doğma büyüme İzmitliyim” sözü beni çok şaşırttı...!
Petrol-İş Genel Başkanına nereli olduğunu soran olmadı...
Üç saat konuşurum, beş saat anlatırım söylemleri salondaki delegelere bile komik geldi.
Bazı insanlar omuzlarına aldıkları yükün ağırlığını taşıyamaz.
Petrol-İş güzel bir kongre yaptı.
Genel Başkanın yaptığı gafları saymazsak...!
İllede konuşmak için konuşulmaz.
Sendikacılığın en bunalımlı döneminde söyleyecek sözü olmayan bir genel başkan profili çizdi.
Petrol-İş sendikası gibi mücadele geleneği olan bir sendikanın genel başkanı Gebze gibi bir yerde farklı söylemler içerisinde olmalıydı.
Sanırım merkez kongresinde Ali Ufuk Yaşar asli görevi olan İzmit Şube başkanlığına iade edilir.