Darıca’da 2019 yılında Vip Tekstil önünde gerçekleşen direnişin sona ermesinin ardından mahkemede de haksız bulunan, işveren avukatı tarafından dava masrafları gerekçesiyle maaşının dörtte birine icra konan Nimet Özkaya durumuna isyan etti. Sendikal örgütlenme çabasındaki Deriteks Sendikası’nı suçladı. O dönem sendikanın Tuzla Şube Başkanlığı’nı yapan günümüz Deriteks Genel Merkez yönetim kurulu üyesi Binali Tay eleştirilere yanıt verdi.
Nimet Özkaya, 04 Eylül 2022 günü sosyal medya hesabından yaptığı, “Direnişten mağduriyete” başlıklı açıklamada, “110 günlük direnişin ardından bana kalan an itibariyle maaşımın1/4 icra mahkemesi tarafından el konulmuştur. Sözde sokaklarda kadın hakları diye naaralar atanların kapalı kapılar ardında kadına yaptıkları haksızlığın belgesi. Sözde işçi savunanların beni düşürdüğü durum ne yazık ki” görüşlerine yer verdi.
Nimet Özkaya, www.kadinisci.org haber sitesine verdiği demeçte özetle;
“Ben de ilk defa sendikal bir örgütlenmenin içerisinde yer aldım. Zaten yıllardır VIP’te çalıştığım için artık ustalarla yöneticilerle saygı filan kalmamıştı aramızda. Birçok insan gibi, buradan çıkarılayım da nasıl çıkarılırsam çıkarılayım diyordum. Öyle de oldu. Sendikalı olduğumu hiç gizlememiştim zaten. İnsan kaynakları beni çağırdığında ‘bizim sana hiçbir yanlışımız olmaz. Hakkını sana fazlasıyla vereceğiz’ dedi. Benimle aynı dönemde işe girmiş bir arkadaşıma 90 bin TL tazminat ödeyip çıkarmışlardı. İşsizlik maaşını da elden vermişlerdi. Bana da ‘işsizlik maaşı ile zaman kaybetme. Devlet sana 700-800 lira gibi bir para verecek. Biz sana bu parayı peşin verelim senle bir İkale Sözleşmesi yapalım, kendini garantiye almış olursun’ dediler. Ben imzaladıktan sonra ise ‘Sen artık bize dava açamazsın’ dediler. Biraz dumur oldum tabii. Bir yönlendiren de yoktu bu konuda sendikadan da bilgi alamadım. Tazminatımı en düşükten hesaplayıp 60 bin lira olarak ödediler. Bunu da üç taksit yaptılar.
Ağustos 2019’da işten çıkarılmasına rağmen Kasım ayında direnişe başladığını anlatan Nimet’e, kendisinin anlaşarak çıktığı için direnişe başlaması için çıkış kağıtlarını imzalamadan çıkarılan bir işçi olduğunda direnişe başlanabileceği söylenmiş sendika tarafından. Ama daha önce ister imzala ister imzalama, demiş aynı sendika yetkilileri. Kasım ayında, ceket bölümünde çalışan Kadriye çıkarıldığında evrakları imzalamayınca direnişe başlamışlar. Nimet de direniş çadırında yerini almaya başlamış. “Direnişle ilgili hiçbir şey bilmiyorduk. Kapının önüne iki tane sandalyeyi attık orada oturduk. Her sabah 8.00-9.00 gibi gelip 18.00’e kadar bekliyorduk. Patrona karşı sesimizi duyurmaya çalışıyorduk. İşten çıkarıldığımızda, sendika avukatlarına vekalet vermemizi söylemişlerdi. Vekalet ücretini de kendim ödeyerek sendikaya gidip dosyamı verdim, incelediler. İkale Sözleşmesi’ni de gördüler. ‘Tamam, sendikal davayı açarız, çok bir sorun görmüyoruz. Sendikal süreçte çıkartılan bir sürü işçi var. Bunların delilleri elimizde olduğu için sendikal davada bir sıkıntı yaşayacağını zannetmiyoruz. Davanı açmaya hazırız’ dediler.
Tamam dedim. Dava açıldı. Direniş sürecinde de devam ediyordu. Bize, herhangi bir ücret ödemeyeceksiniz dava sürecinde demişlerdi. Ama dosya masrafı, vekalet ücreti ve diğerlerini kendi cebimden karşıladım ben. Süreç bitene, dava kazanılana kadar hiçbir ücret ödemeyecektik. Dava bittikten sonra sendikanın avukatı, hesaplamayı yapıp, kendi ücretini düştükten sonra bize almamız gerekeni yatıracaktı.”
Tam yeni bir düzen kurmaya başlamışken sendikal davayı kaybettiğini öğrenen Nimet sendika ve avukatıyla iletişime geçmiş. Çünkü VIP Tekstil avukatı, kendi avukatlık ücretini Nimet’ten tahsil etmek için işlem başlatmış.
“Bu davayı kaybedeceğime dair uyarıda bulunulmuş olsaydı, ısrar etmezdim. Onların o zaman anlattığı haliyle küçük bir ihtimal bile yoktu. Söylemiş olsalardı eğer kaybedeceğimi bildiğim bir davada ısrar etmezdim. Şimdi, o günlerde uyardıklarını söylüyorlar. Şuursuz biriyim demek ki. Bizim direnişe 200 bin lira masraf yaptıklarını, bu masrafları ceplerinden karşıladıklarını söyleyen adamlar en doğrusunu biliyorlar ama.”
Nimet Özkaya’nın iddialarını günümüz Deriteks genel merkez yönetim kurulu üyesi, dönemin Tuzla Şube Başkanı Binali Tay’a sorduk. Uzunca bir değerlendirme yapan Tay, Özkaya’ya “Babanın yerinde olsam seni sopayla kovalarım” dediğini belirtip, “Evet, dedim ama direnişte geçen onca sürecin ardından aramızda oluşan hukuktan ötürü, sözün gelişi söyledim. Bu tür sözleri birbirleri üzerine hukuku olan kişiler birbirine söyler. Bu şekilde konu edeceğini bilemezdim” dedi.
Özkaya’nın aksini iddia etmesine karşın Özkaya’yı firma tarafından kendisine önerilen meblağı kabul etmek, davayı açmamak konusunda uyardıklarını kaydeden Binali Kay, “Firmanın avukatının kendisinden talep ettiği bedeli sendika olarak bizim üstlenmemiz, sendikanın harcamalarına dair yasal maddelere atfen mümkün değil” dedi.