Daha önce yapılan toplusözleşmelerde hep yüzde 3-4 arası zam alınca işçiler, dediler ‘’açlıktan mı ölelim artık yeter.’’ Kafa kafaya verdiler. Oturup düşündüler. Konuşturlar, tartıştılar, küstüler, barıştılar ve kendi sözleşme taslaklarını kendileri oluşturdular.
Hazırlanan taslağı sendikanın önce İstanbul şubesine ardından da genel merkeze ilettiler. İşçiler temsilcileri yoluyla hazırladıkları taslağı Öz İplik-İş’in diğer illerde örgütlü olduğu işyerlerine de gönderdiler. Sanırım istediler ki onlarda 3-4 arasında değil daha yüksek oranlarda zam alsın.
Takdir edilmeliydiler. ‘’Helal olsun sizlere’’ denilmeliydiler. Kendi sözleşme taslaklarını oluşturdukları için, Kendi gelecekleri adına karar verdikleri için, yani azıcık daha ekmek biraz daha bulgur yemek istedikleri için desteklenmeliydiler. Ama öyle olmadı. İşçinin hesabı üyesi olduğu sendikanın hesabına uymadı. Sözleşme taslağını sendikalara ileten öncü İşçiler TÜRK-İş’e bağlı Öz İplik-İş sendikası tarafından görevden alındı. E tabi! Sendika temsilciyi görevden alıp hedef tahtasına oturtursa patron işçiyi fabrikada tutar mı? Tutmadı.
Gebze Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesi’nde çuval ve naylon üretimi yapan İran sermayeli İnci Plastik fabrikasında 150 işçi çalışıyor. İşçilerin talepleri doğrultusunda nisan ayında yapılacak sözleşmenin taslağını oluşturan Öz İplik-İş işyeri temsilcileri, sendikanın örgütlü olduğu diğer fabrikaların temsilcileriyle irtibata geçince sendika genel merkezi tarafından görevden alınıyor ve patronda o işçilerden bazılarını işten çıkartıyor.
Sonrası eylemler, hem işverene hem sendikaya, hem işyeri temsilcilerinin görevlerine iadesi için hem atılan işyeri temsilcilerinin işe geri alınması için… İlk Ankara’da bulunan sendikanın genel merkezine gidiyor işçiler. Kapı duvar. Tüm sendika yöneticilerinin şehir dışında olduğu söyleniyor. Sonra Öz İplik-İş Genel Sekreteri Rafi Ay’la telefon görüşmesi yapılıyor ama sonuç yok.
Tabi atılan işçilerin geri alınması için yapılan eylemler devam ettikçe fabrika tarafından baskılarda artırılıyor. İşçilerin bildirdikleri şöyle; ‘’ “Yürüyüş yapmamızı engellemek için bekçi köpeği yol üzerinde geçiş yapılamayacak şekilde bağlanıyor. Giriş çıkışları son derece tehlikeli olan ve yol üzerinde yükleme asansörü de bulunan depo sevkiyat bölümünden yapmamız gerektiğine yönelik yazı asılıyor. Eylemde bulunan işçiler arasında bazı örgüt sempatizanlarının olduğuna yönelik çirkin iftiralar panoda yayımlanıyor. Eylemlere katılanların iş kazası geçirdiği taktirde sorumluluk kabul edilmeyeceğine dair yazı asılıyor.’’
Ve tüm bu yaşananlara rağmen bir İnci Plastik işçisi şunu diyor ‘’Bağlı olduğumuz sendika ortada yok. Tabi bir de diğer bölgelerdeki işçi kardeşlerimize bizleri vatan haini olarak tanıtmaları ayrıca kendilerini küçük düşürmekten ve acizlikten başka bir şey değil. Bizler ekmeği için mücadele eden emekçileriz. Anlatılacak çok şey var aslında. Buradan iş kolu ne olursa olsun sendikalı ya da sendikasız işçi ve emekçi kardeşlerime sesleniyorum, hakkınızı yedirmeyin, sendikalar bizimdir, bizim kalacak.’’